Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, son günlerde çok tartışılan corona virüse karşı aşı olunup olunmayacağı yöndeki tartışmalara açıklık getirdi. Usluer, güvenilir, etkin ve kaliteli aşı ile ülkelerdeki nüfusun en az yüzde 60-70'inin aşılanması gerektiğini söyledi.

"CORONA VİRÜS CİDDİYE ALINMADI"

Corona virüsün 2019 yılında Çin'de başladığını ve 2020 yılı Ocak ayında hızlı bir şekilde Asya ülkelerine yayıldığını belirten Prof. Dr. Usluer, "Virüs, dünyadaki bütün ülkeleri içine alan bir salgın. Aslında Türkiye’de benzer şekilde sanki burada hiçbir salgın olmayacakmış gibi izlem içerisindeydi. Bir bilim kurulu kuruldu. Bir güven ortamıyla başladı Türkiye’de. Bütün dünya çokça test yaparak ülkesinde hastalığın olup olmadığını araştırırken, Türkiye kısıtlı test stratejisiyle başladı. Bu nedenledir ki Türkiye’de ilk vaka çok büyük bir tesadüf olarak DSÖ’nün pandemi ilanı yaptığı gün Türkiye’de ilk vaka olduğu açıklandı. Başlangıçta, dünya ülkelerinin birçoğu ama Türkiye’de bence daha fazla, corona virüs çok ciddiye alınmadı. Corona virüsün mevsimsel enfeksiyon olacağı beklentisi vardı. Yaz aylarının gelmesiyle o enfeksiyonun önü alınacağı düşünülüyordu" dedi.

"HAFTA SONU YASAKLARI İLE VAKA SAYISI AZALIYOR"

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer  FOTO: SÖZCÜ


Türkiye başlangıçtan itibaren olayı çok fazla ciddiye almadığını, hiçbir zaman tam bir kısıtlama konumuna geçemediğini ifade eden Prof. Dr. Usluer, "Tam kısıtlamaya geçtiğinizde bunun için gerekli sosyal önlemleri almanız, sosyal destekleri ciddi anlamda yüklenmeniz gerekiyor devlet olarak. Bu nedenle Türkiye aç-kapalarla şu anda olduğu gibi, hafta sonlarıyla, başka tatilleri birleştirerek, 3-4 günlük kısıtlamalar şekliyle süreci yönetti. Özellikle son 3 haftadır uygulanan hafta sonları sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte günlük vaka sayıları azalıyor. Ancak her gün son 2 aydan beri her gün Türkiye’de 200’ün üzerinde kişi corona virüs nedeniyle yaşamını kaybediyor ki bu ayda 5 bin- 6 bin kişinin öldüğü anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

DÜNYA ÜLKELERİ DİZE GELDİ

Bu süreçte bilim kurulunun çok iyi çalıştığını normalde 10 yılı bulacak aşı çalışmalarının 10 ayda tamamlandığını ifade eden Prof. Dr. Usluer şunları söyledi:

"Bütün Avrupa ülkeleri tabii ki içinde yaşadığımız için kendi ülkemizi daha iyi değerlendiriyoruz, bir sınavdan geçtiler ve halen bu sınav devam ediyor. Çünkü salgın devam ediyor. Bu salgın aslında ülkelerin sağlık sistemini çıplak bıraktı. Yani o yenilmez görünen dünyaya hükmeden ülkelerin aslında sağlıkta ne kadar kırılgan olduğunu, mikroskopta bile görünemeyen bir canlının ülkelerin eğitim sistemini, ekonomik sistemini, sağlık sistemini ve siyaset kurumunun kendisini nasıl dize getirdiğini hep birlikte gördük. Gelinen noktada iyi şeylerde oldu. Bu bir yıllık süreçte bilim çok hızlı çalıştı. Normalde 10 yılı bulan süreçlerde bir etkene karşı aşı tanımlanabilirken 10 aylık bir süreçte şuanda elimizde 5 aşının olduğunu ve bunlardan 5’incisinin Çin’de Slovak firmasına ait fazıl çalışması tamamlanmamış olmakla birlikte önümüzdeki süreçte kullanıma girecek 14 aşının daha fazıl çalışmaları devam ediyor."

SEÇENEKLİ DURUM İÇİNDE DEĞİLİZ

Prof. Dr. Gaye Usluer son günlerde çok tartışılan virüse kaşı aşı olunup olunmaması konusunda da değerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Usluer şöyle konuştu:

"Aşılanma salgının bitiş noktası değildir. Ama sonun başlangıcındayız. Yani biz 2021 yılında yine maskeye, fiziksel mesafeye, hijyene özen göstereceğiz. Ama kitlesel aşılama, dünya çapındaki insanların yüzde 60-70’inin, ülkelerdeki insanların en az yüzde 60-70’inin aşılanması durumunda 2021’in ikinci yarısında dünyanın bir rahatlama içerisine girebileceğini tahmin ediyorum. Aşılanma konusu seçenekli bir durum değil. Yani aşı olalım mı? Aşı olmayalım mı? Gibi bir seçenekli durum içinde değiliz. Dünya bir salgınla baş etmeye çalışıyor. Geçen süreç bize gösterdi ki biz toplumsal bağışıklığın doğal enfeksiyon yoluyla oluşmasını bekleyecek olursak bu dalga 2024, 2025 yıllarına kadar devam edecek. Bu anlamda böyle bir salgınla baş etmenin tek ve en önemli yolu ve kestirme yolu tabii ki aşılamadır. Yani o sürü bağışıklığı dediğimiz olaya ancak aşılama ile kitlesel aşılama ile ulaşabiliriz.