27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Demokrat Parti’nin yüzlerce milletvekili, bakanları, başbakan Adnan Menderes ve cumhurbaşkanı Celal Bayar bu adaya sevk edilip yargılandılar.
Sonuç özetle şöyle idi:
Az da olsa bazı sanıklar beraat etti ama büyük çoğunluk hapis cezası aldı.
Ayrıca üç kişi yargılamalar sonrasında idam edildi.
Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan.
Yassıada duruşmaları sürerken adada tatsız olaylar yaşandı.
Konumuz bu olmadığı için ayrıntılara girmiyorum.
★★★
Ankara büromuzun haber müdürü Emin Özgönül’ün dün Hüsamettin Cindoruk’la yaptığı ilginç söyleşiyi okudum.
Cindoruk, Yassıada sanıklarından ve onları savunan avukatlardan, hayatta kalan son kişi.
“Adayı şimdi sayfiye yaptılar. Ayıplıyorum” diyordu,
Bizim gazetenin cuma ekinde çıkan bu yazıda bazı ilginç gerçekler var.
★★★
Yassıada geçmiş yıllarda yemyeşil bir ada idi.
Üzerinde askeriyeye ait binalar, lojmanlar, koğuşlar ve bir de kapalı spor salonu vardı. Duruşmalar o salonda yapıldı.
Aradan yıllar geçtikten sonra memleketin başına AKP iktidarı çöktü... Ve bunlar karar aldı:
“Yassıada’yı bir demokrasi adası yapacağız! Turistik bölge olacak...”
Ve bir de baktık ki, günün birinde ilk iş olarak o güzelim ağaçların tamamını kesmeye başlamışlar...
İnşaatlar başladı.
Teknelerle İstanbul’dan çimento, demir, kereste vesaire gönderiliyordu.
Soranlara şöyle deniliyordu:
“Buraya otel yapılacak!”
Günün birinde ağaç kesimleri bitti, yeşil yok edildi ve ada cascavlak ortaya çıktı.
İnşaatlar da bitti!
Adı Katre Island olan 125 odalı, beş yıldızlı otel hizmete açıldı.
Açılışı 2020 yılında dünya liderimiz beyefendi mübarek elleriyle gerçekleştirdi.
★★★
Marmara Denizi’nde ıssız bir ada...
Durum böyle olunca akla ister istemez bazı sorular geliyor.
-Yassıada için yapılan bunca harcamanın finansmanı nereden, hangi kaynaktan karşılandı?
-Oteli kim yaptırdı? TOKİ olabilir mi?
-Devlet bütçesinden paralar çıktı mı?
-Otel şimdi kimindir, kim işletmektedir?
★★★
Katre Island otel deyince sakın ola ki küçümsemeyin!
Normal oda bir gecelik 2.300 lira.
Süit oda 5.150 lira.
Kral dairesi 70 bin lira.
Sahibi kim ise hayırlı kazançlar dilerim!
Üstelik Yassıada otelinin şimdi önemli bir özelliği daha var.
İstanbul’da eşlerinden gizli kaçamak yapanlar, gözlerden uzak bu ıssız mekânda tatlı saatler yaşıyorlar.
★★★
Şimdi bir kez daha soruyorum...
Bu oteli kim yaptırdı, devletten kaç para çıktı?
İşletmesi bazı yandaş kuruluşlara mı verildi?
Kâr mı ediyor zarar mı?
Yakın siyasi tarihimizin simgelerinden biri olan bu şirin adayı kimler siyasete ve kazanca alet etti, “demokrasi adası” ismini vererek nasıl dönüştürdü?
Sevgili okurlarım, geçtiğimiz salı günü Devlet Bey partisinin grup toplantısında konuşuyordu. Kürsüde aynen şunları söyledi:
“Yumurta, et, süt, peynir fiyatlarının artışından, vicdani olmayan zamlı ürün satışlarından samimi olarak sızlananlara hak veriyor, bir şey demiyorum. Fırsatçıların peşine gidiliyor. Vatandaşın kesesine göz diken yağmacılardan da hesap soruluyor. Destekliyoruz, sonuna kadar gidilmesini istiyoruz. Fakat vatandaşımızın çabasını istismar edip pireyi deve yapanlara da terörün acıklı maliyetini hatırlatmak görevimizdir.”
Buraya kadar olan bölüm biraz abartılı ve iyimser olmakla birlikte Devlet Bey haklı...
Fakat hemen ardından bir cümlesi daha var ki, anlamak mümkün olmadı;
“Teröre yardım ve yataklık yapan bölücü kebapçıların işsizlikte payı vardır.”
★★★
Allah Allah bu ne demek?
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı. Kimdir bu terörist kebapçılar?..
İşsizlikte nasıl payları var?..
Çünkü ötesini getirmedi.
Valla çok düşündüm, her konuyu bilen ve anlayan uzman gazeteci arkadaşlara sordum, bilen olmadı.
Meral Hanım iyi siyasetçidir, işleri de iyi götürüyor... Herhalde olanları o da anlamadı ki, yine son grup toplantısında kürsüye bir kebapçıyı çıkarıp konuşturdu.
Ama sonuç yine sıfıra sıfır elde var sıfır!
Anlayan varsa gelsin, hep birlikte öğrenmiş olalım.
