Yaklaşan kış, peş peşe gelen zamların getirdiği yükle asgari ücretliler ve emekliler için daha da zor geçecek. İşte, gün bugün toplum olarak geleneklerimizden gelen özelliğimizle birbirimize imkanlarımız ölçüsünde maddi manevi yardımlarda  bulunacağız. Yaşam paylaştıkça daha anlamlı ve daha güzel olacak.

Bu organizasyonları geçmişte doğal afetlerde ve dini günlerde büyük başarılarla yapan millet ittifakı BŞB’lerine düşmektedir.

İçeride bu sıkıntılar yaşanırken, dış ilişkilerde yaşanan ve gittikçe de artan baskılardan hem ülke insanı ve özellikle de yönetenler bunaldı. Dışarıdan gelen bu baskılar, yaşayacağımız kış koşullarından daha da zor olacak, bir tür ‘zemheri’ yaşayacağız.

Üzülerek söylemeliyim ki yukarıda sözünü ettiğim tüm olumsuzlukların nedeni ülke yöneticilerinin beceriksizliğidir. ”Yöneticilerin beceriksizliğindendir ki, dış ilişkilerde ne Ali’ye, ne de Veli’ye yaranamadık. Ssap gibi” ortada kaldık. Devamlı bir oraya, bir buraya savrulma halindeyiz. Nasıl mı? Putin’le olmuyor Biden’a,onunla olmuyor tekrar dostum Putin’e. Anlaşılır gibi değil. Türk siyasetinin  son 10 yılda dışişlerindeki hali gerçekten içler acısı. Hep diyorlar ya Türkiye eski Türkiye değil diye. Bunu söyleyenler haksız da değiller. Yeni diye tanımladıkları ülkenin içine düştüğü hale bakar mısınız, eski Türkiye’ye benziyor mu?

Yönetenler, peki neler olup da bugün içeride ve dışarıda bu durumdayız diye  hiç düşündüğünüz oluyor mu? Sebep açık, ülke yönetimi öyle hale geldi ki 84 milyon kişinin yerine tek kişi düşünüyor. Bunu da hala savunduğunuz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile başardınız. Hele hele iktidara geldiğinizde ülkenin hayati bir kurumu olan Dışişleri Bakanlığı’nın geleneklerini yok ederek  siyasi amaçlarınıza alet edince ne komşu ne de dış dünya ilişkileri kaldı…..!

AKP iktidara gelinceye kadar Dışişleri Bakanlığı bir EKOL olup, dış dünyada da büyük saygınlığa sahipti. O ocaktan yetişenler uzun yıllar ülke adına büyük başarılara imza atmışlardı. Siz iktidar oluncaya kadar, hangi iktidar gelirse gelsin o bakanlığa asla siyaset girmiyor ve alışılmış geleneklerin asla dışına çıkılmıyordu. O dönemlerde hiç
Görülmüş müdür, o ocaktan yetişmeyen birinin büyükelçiliğe atandığı? Peki AKP iktidarında, o ekolün rahleyi tedrisinden geçip atanan duydunuz mu? Alıştık artık, sadece dışilerinde değil, kamudaki tüm atamalarda da “liyakat” değil “sadakat” öne çıkmıştır. Atanan büyükelçilerin kariyerlerine bakar mısınız!!!

Dışişlerindeki liyakatın aranmadığı atamalar değil mi, bugün uluslararası ilişkilerde  içinde bulunduğumuz durum...

Yönetenler; bugün ülke olarak içinde bulunduğumuz durumun çok zor olduğu ortadadır. İktidara düşen çözüm için her şeyi biz bilirizden bir an önce vazgeçip, bu ülkeye yıllarını vermiş bu işin gerçek uzmanları emekli büyükelçileri köşke davet edip, önerilerini dinlemektir. Bu önerileri dinledikten sonra kararı yine siz verin. Bunu yaparsanız siz büyürsünüz.

Bugün ülkenin BEKA’sı söz konusu!!!

İktidarınızın ilk yıllarında, hep ortak akıl derdiniz ne oldu da bugün tek akılla her şeye siz karar veriyorsunuz?

Ülkemi yönetenler; Biden’ın Türkiye düşmanlığı apacık ortada. Acı olan da AB’yi de kendi safına çekerek bizi adeta istenmeyen ilan ettiler. Bir Yunan  hayranlığı başlattılar. Dedeağaç’ta birlikler ve bazı adalara da ABD hava üsleri kurarak, NATO’yu Dedeağaç’ta adeta sonlandırdılar. Şimdi de Karadeniz’e karargah kurmayı hedefliyorlar. Bir tür Rusya’yı çevreliyorlar. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar da, sonunda bize bulaşılmasın. Bu emperyalistler söze başlarken demokrasi demokrasi derler. Bu demokrasi sadece kendileri için olup, mazlum toplumlar için asla böyle düşünceleri yoktur. Pakistan, Afganistan, Irak ve Libya’ya sözde demokrasi götüreceklerdi. Ne götürdüler? ”Kan ve gözyaşı”. Bir de hep dillerindedir, terörü lanetlerler ama gizli gizli desteklerler. Gelin görün ki, PYD+PKK terör örgütlerini artık gizlemiyor ve gözümüzün içine sokar gibi devamlı askeri malzeme gönderiyorlar. Demokrasi ve özgürlük diyen ABD Suriye sınırımızda bir terör devleti kurma gayretindeler ! Ama onlara sorsanız bahane hazır bunlar Daeş’le vuruşuyorlar yani bunlar terörist değil diyorlar. Bunların amacı, İsrail’i güvenceye almak için Ortadoğu’yu birbirine kırdırmak ve bu ülkeleri parçalamak. F35 dediler ve S400 bahane edilerek F35. katılımdan çıkardılar hem de 1.5 milyar doların üstüne çöktüler. Bunlar bize dost değiller. Durum iç acıcı değil. Artık parlamentoda tartışılıp karar verilmeli.

ABD ile kesin hesaba oturma zamanının geldiğini ve bizim de bu yapılanlar karşısında kesin tavrımızı ortaya koymamız gerektiği artık kaçınılmaz. Yetti artık bıktık batının bu oyunlarından...

Gelgelelim, olay bununla da bitmiyor. Putin de yukarıdan bastırıyor. Kırım’dan  Suriye ile ilgili ilginç mesajlar verdi. Çin bizim Suriye’de yabancı güç olduğumuzu ve orayı terk etmemiz gerektiğini ifade ediyor. Peki sonuç? Kesin olan şu ki, hem ABD hem de Rusya bize karşı taraf oldular. Durumumuz kısaca bu!..

Bu durumdan zarar görmeden nasıl çıkılırın hesabı yapılmalı.

İçinde bulunduğumuz durum tam bir yalnızlık !!!

Tüm bu yaşananların temelinde , ülkenin şu anda içinde bulunduğu ekonomik durumumuz var. Hem ABD hem de Putin içinde bulunduğumuz zor koşulları  bizden iyi biliyor. Dostum Putin biraz bozulsa domates veya limonları kapıdan çeviriyor. Turist göndermiyor. Biden zaten her dakika birşey yaratıp yükleniyor.

Bu durumda koşullar ne olursa olsun bizim Rusya ile ilişkilerimizi iyi tutup yeni bir siyasi tutum alma durumumuz kaçınılmaz. Rusya ile anlaşarak Suriye ilişkilerimizi de düzelterek  bu sıkıntıların bir bölümünden kurtulabiliriz.

Ülkemi yönetenler; içinde bulunduğumuz bu zor koşullarda, bay Kemal veya zillet ittifakı gibi hakaret söylemleri bırakıp, tüm muhalefet liderleri ile masaya oturup konuşma zamanıdır. Yapay gündemler yaratarak siyaset yapma zamanı da çoktan geçmiştir.

Bu ülke hepimizin ve buradan gideceğimiz başka bir yerimiz de yok. Bu birlikteliğin gerekli olduğu gerçeği ortada.

Artık bu gerçekleri görme zamanının geldiğini de anlasanız!..

Şunu da artık kabul edin. İktidardaki 20. yılınız. Sizler de ciddi metal yorgunluğu içinde olduğunuzun farkına varın. Ülkenin içerde ve dışarıda içinde bulunduğu sıkıntılara çözüm üretebilme yeteneğini büyük oranda kaybettiniz. Bu nedenlerle de, yeni yapılacak seçimde ortağınızla bile iktidar olma şansınızı yitirdiniz. Yeniden yapacağınız asgari ücret zamları, EYT ve yıllardır söz verdiğiniz 3600 müjdeleri de sizi iktidar yapmaya yetmeyecektir. Şu bir gerçek ki, bundan sonra doğru işler de yapsanız insanlar size inanmayacak zira artık halkın büyük kesiminin size güveni kalmadı.

Sayın AKP genel başkanı; sizin için hayırlı olan derhal seçim yapmaktır. Seçim için beklemenin de size yararı olmadığı gibi, zararı dokunacak. Oy kaybına uğrayacaksınız. Bir an öce erken seçim deyin.

Özü şu; Demokrasilerde herkesin bildiği ve bilmesi gereken, SANDIK’la gelinip SANDIK’la gidildiğidir.

SON SÖZ: Sorunun kendinde olmadığını sanan insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur. HZ. MEVLANA