Merkez Bankası Başkanı, konuşmalı, sorulu-cevaplı toplantı yaptı. Son umut kırıntılarını da yaktı. Konuşmayı duyanların dolar almasıyla beraber kurda 10 kuruş artış yaşandı. Bari bu durum karşısında şapkayı önüne koysaydı. Sorulu dedim ama toplantıda pek cevap yoktu. Her soruya aynı yanıtı kelimelerin yerini değiştirerek yapıştırdı.

★★★

Merkez Bankası’nın “bağımsız” olduğunu söyleyip komiklik yapmayı da ihmal etmedi! Ciddi ciddi “kimseden etkilenmeyen bir kurumuz” falan dedi... İyi güzel de insanları enayi yerine koymaya çalışması ayıp değil mi? Brüt rezervler artıyormuş. Bunun için IMF’den para alma konusuna nedense hiç değinmedi... Rezervlerinin tamamının borç olduğunu da söylemedi. Halen eksi rezerve sahibiz... Bu duruma neden düşüldüğünü, nasıl toparlayacaklarını açıklayacak kadar bağımsız mı?

★★★

Esas enteresanı 2021 yılsonu enflasyon beklentilerini yüzde 14.1’den yüzde 18.4’e yükselttiklerini açıkladı. Zaten Merkez Bankası’ndan başka o seviyeyi bekleyen var mıydı? Bunun açıklaması “Niye faiz düşürdük biz de bilmiyoruz!” olmalı...

Kavcıoğlu’nun tek bir işi var, o da revize etmek. Gerisini saray hallediyor zaten! Gerçekten bu seviyeleri inanarak mı açıklıyor yoksa kendisini İsviçre ekonomisini yönetiyor falan mı sanıyor? Nasıl bir hayal âleminde yaşıyor?

★★★

Hedefimiz tüketici enflasyonuydu, düşmeyeceği anlaşılınca çekirdek enflasyon oldu. O da yükselince, artık hedef cari denge...

Hani; “Biz sadece millete hesap veririz” deyip duruyorlar ya... Atıp tuttukları hedeflerin buyursunlar hesabını versinler. Neden tahmin edemeyip de değiştirip duruyorlar?

Zira kendisi de tahminlerden, halka açık verilerden başka da bir şey anlatmadı. “Nasıl yapılacak?” sorusu hiç cevaplamadı.

★★★

Merkez Bankası’nın kanunla belirlenmiş görevi enflasyondur. Zira Başkan açıklamasında, “Fiyat istikrarını cari açığı azaltarak sağlamayı hedefliyoruz” söylemiyle faizlerin daha da indirileceği sinyali verildi.

Faiz indirip reel sektöre destek olacaklarmış... Külahım burada ona anlatsınlar... Tamamen ideolojik, din eksenli karar alıyorlar...

★★★

Kamu bankaları 200 baz puan faiz indirdi ya, sadece konut kredi faizlerinde geçerli... Adamların inşaat, beton aşkı bir türlü bitmedi!

Kamu bankalarına konut kredi faizlerini düşürme emrini yolla... Zarar etmelerini sağla... Faturayı vatandaş ödüyor nasıl olsa... Konutu satan ne yapacak? Koşup dolar alacak!

★★★

Faiz indirimi başka kimin işine geldi? Tabii ki bankaların hazineleri... Nitekim politika faizi bankalar ile Merkez Bankası arasında kullanılan bir enstrüman... O faiz indirildi... Bulmuşlar yüzde 16’dan para satan üzümlü keki, kaçırmak isterler mi?

Para politikası böyle yürütülmez! Mevcut düzende Türkiye’ye para gelmez. Hele,  “faiz sebep enflasyon neticedir” mantığı ile devam ederlerse muhtaç oluruz patatese bile... Şimdiden geçmiş olsun hepimize...


Yeni Türkiye mi? Eski Türkiye mi?


Her ortamda; “Lütfen gençlere eski Türkiye’yi anlatın” deyip duruyor. Kendisinin talimatlarıyla aslında fermanıyla anlatıyorum.

Mağarada yaşıyor, avlanmaya çıkıyorduk. Ya karnımızı doyuruyorduk ya av oluyorduk sanki... Kendisi Türkiye’yi bu hale getirince buyurun size yenisi... Hâlbuki eskisi bugünden iyiydi...

★★★

Toplanın anlatıyorum... 80’lerde çocuktum, 90’larda genç... Ne tüp sırası hatırlıyorum, ne yağ kuyruğu... Bırakın saman ithal etmeyi, Türkiye kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydi... Okullarda öyle öğretilirdi.

Elbette sorunlar vardı. Dünya lideri şimdiki gibi bizde değildi! Duble yol azdı, sağlık hizmetleri daha kötüydü, belediye hizmetleri aksıyordu. İyi de dünya değişti, teknoloji gelişti.

★★★

Yıl olmuş 2021... İnternet, uzaya taksi ile gidip gelme, cep telefonu, nano robotlar, yapay zeka, blockchain teknolojisi...

Şimdi biz gidip elektriğimiz kesilmiyor, çöpümüz toplanıyor diye sevinelim mi? Zaten dünya kadar ödüyoruz vergisini...

★★★

Politikacılardan her daim şikâyet edilirdi. Çok ağır eleştirilir ve dalga geçilirdi. Hırsıza, “hırsız” denirdi. İktidarlar hata yaptıklarında bedel öderlerdi. Dış güçleri suçlu göstermezdi.

En büyük İSKİ skandalı dediğin toplasan 1-2 milyon dolarlık rüşvetti. Belediye boru ile kloru pahalıya almıştı! Yer yerinden oynamıştı. Özal’ın damadına 150 bin dolarlık Jaguar araba hediye edildiği için millet ayağa kalkmıştı!

★★★

Bugün milyar dolarlar sıfırlanıyor. Mecliste aklanıp, paklanıyor. İtiraz eden dış mihrak ile vatan hainliği arasında gidip geliyor! Hayali düşmanlarımız yoktu.

Bırak kendisini eleştirenlere dava açıp hapse göndermeyi, dalga geçen karikatürü çerçeveletip duvarına asan başbakan vardı.  Cumhurbaşkanı oldu.

Vatan hainliğinin bu kadar ucuz olmadığını biliyordu. Yandaş her daim vardı lakin bu kadar haysiyetsizlerine pek rastlanmazdı. Hoşgörü söz konusuydu.

★★★

Eskiden “büyüyünce ne olacaksın?” diye sorduklarında kafaya koymuşsan istediğini olabiliyordun. Umut vardı. Özgürlük daha fazlaydı. Çabalıyordun.

Eğitim kalitesi daha iyiydi. Okuyan varsa kurtarırdı bütün aileyi... Emekli ikramiyesiyle bile alabilirdin oturacağın daireyi... Şehirler bildiğin yeşildi. Betona gömülmemişti. Tavuk döner yoktu! Dönerler etten yapılıyordu! Herkes et yiyebiliyordu. Ne Suriyeli vardı ne Afgan mülteci...

★★★

Asgari ücret düşüktü lakin asgari ücretle çalışan azdı. Asgari ücret maaş değil temsili rakamdı. Terör 2000’de bitmişti, 2001’de hiç şehit cenazesi gelmemişti.

Enflasyon vardı, yine var. İşsizlik daha azdı. Dolar yine artardı. Faizler yüksekti, yine yüksek. Eski Türkiye’nin dış borcu 130 milyar dolardı, yeni Türkiye borçta 450 milyar doları yakaladı.

★★★

Yeni Türkiye’de 2.5 trilyon dolar vergi toplandı, nereye gittiğini gören olmadı. Duble yolları, hava limanlarını, köprüleri özel şirketler 25 yıllık borç karşılığı yaptı. İktidar ödenemeyecek kadar çok borç yarattı.

Eski Türkiye’de yani 2002’de vatandaşın bankalara borcu 6.3 milyar Türk Lirası kadardı... Yeni Türkiye’de 875 milyar lirayı aştı. Tam 139 kat arttı! Bankalara borçsuz kişi kalmadı! Vatandaş yaşamak için değil borçlarını ödemek için çalışmaya başladı.