Bunlar da oluyor hayatta: Ankara’da kulis haberi toplayan gazetecilerin söylediğine görene utanmaz köpekleriz kimi güçlü görsek onu etekleriz” durumları doğmuş.

Şiiri bile var:

Edepsizlikte tekleriz.

Kimi görsek etekleriz.

Hakk’tan yardım bekleriz.



Geldik vatan kavgasına

Düştük rütbe yağmasına

Ne utanmaz köpekleriz.



İnsan mı neyiz seçilmez

Bir zehirdir ki içilmez

Tavrımızdan da geçilmez

Ne utanmaz köpekleriz



Biz bakmadan sağa sola

Düşman girdi İstanbul’a

Vatanı sattık bir pula

Ne utanmaz köpekleriz.



Dalkavuklukla irtikâb (yiyicilik)

İşte etti bizi harab

Sen söyle ey Şevketmeab

Ne utanmaz köpekleriz.



Vatanın girdik kanına

Leke getirdik şanına

Cümlemizin b.. canına

Ne utanmaz köpekleriz.

★★★

Tarihçiler şu notu düşüyorlar: Şair Namık Kemal 144- 145 yıl önce bu şiiri yazdıktan sonra; “Ne utanmaz köpekleriz... Kimi görsek etekleriz...” cümlesi halkın ağzına pelesenk oldu. Şiir, 1877- 1878 yıllarında dilden dile, kulaktan kulağa yayıldı.

Aynı noktadayız.

Ankaralı gazeteci Murat Yetkin, aldığı kulis bilgilerini “Orta Sayfa” adlı TV programında şöyle açıkladı: “5’li çete olarak bilinen müteahhitler “CHP ve İYİ Parti kapısında” sıraya girdiler. Cumhurbaşkanının en yakınındaki Cengiz, Limak, Kalyon, Kolin ve Makyol adlı müteahhitlik şirketleri son 20 yılda en büyük devlet ihalelerini; “geçiş garantisine- müşteri garantisine- ödemelerin lira ile değil dolar ya da Euro ile yapılmasına- Londra Tahkim Mahkemesi’ne” bağlayarak aldılar. Şimdi bu müteahhit şirketler, CHP ve İYİ Parti’ye yaklaşmaya çalışıyorlar. Randevu istiyorlar. Yardımlar yapmaya çalışıyorlar.”

★★★

Rüzgar döndü.

Eteklenen gidici.

Etekleyen zorda.

Etekleyenlerin kendi kendine; “Ben ahlaklı- şerefli- adaletli bir insan mıyım, yoksa değil miyim?” diye sorması gereken günlere girdik.

Etekleyerek!

Yükselenler.

Etekleyerek!

Zenginleşenler.

Etekleyerek!

Koltuk kapanlar.

Etekleyerek!

Çift maaş alanlar.

Etekleyerek!

Köşe yazarı kalanlar.

Etekleyerek!

Milletvekili olanlar.

Etekleyerek!

Yiyenler.

Etekleyerek!

Çalanlar.

Etekleyerek!

Çaldıranlar.

Etekleyerek!

Bakan olanlar.

Etekleyerek!

Mahkeme başkanı olanlar!

Etekleyerek!

Başsavcı olanlar!

Etekleyerek!

“Benim Valim” olanlar.

Etekleyerek!

Rektör seçilenler.

Nerede ahlaksızlık yaptım?

Nerede vicdansızlık yaptım?

Nerede şerefsizlik yaptım?

Nerede dilsiz şeytan oldum?

Nerede haksızlığı görmedim?

Sorularını kendilerine soraraközeleştirilerini mutlaka” yapmalılar.

Gözü olangörüyor.

Evet rüzgar döndü.

Eteklenen gidici.

Etekleyen panikte!

Tarih bize gösterdi ki, önünde sonunda “insanın ahlakı” kazanmıştır, “insanın vicdanı” kazanmıştır, “insanın şerefi” kazanmıştır. Bunun için “dönen rüzgarın hakkını yememek ve yedirmemek” adına etekleyenler, başlarını iki elleri arasına alıp öz eleştirilerini yapmalı; yeni etekleyecek güç kapısı aramak yerine halktan özür dilemeliler.

★★★

Bir seçkin örnektir.

Aktarıyorum:

“2015 yılı benim konuşmama kararı aldığım dönemler. Şimdi kendime diyorum ki, keşke konuşmama kararımı bozsaydım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türkiye’yi bir felakete götüreceğini ben biliyordum. Konuşmama kararı almıştım. Keşke konuşsaydım. Mesela 2017 yılı referandumunda... 2016’da darbe teşebbüsü oldu... OHAL ilan edildi... Hemen 6 ay sonra anayasa değişikliğine başlandı. Referanduma giderken hazırlık gizli tutuldu. Anayasa değişikliği hazırlandı ve birden gündeme geldi. Çok hızlı bir şekilde Meclis’e sunuldu. Bunun Türkiye’yi bir felakete götüreceğini ben biliyordum ama bunu kamuoyuna açıkça konuşmadım. 2015 yılı Ağustos’ta bir karar almıştım; ben artık konuşmayacağım, sessiz kalacağım, eski hayatıma döneceğim demiştim ama keşke konuşsaydım... ALİ BABACAN”

AKP kurucusu oldu.

2002- 2015 yılları arasında 13 yıl Türkiye Dışişleri ve Ekonomi Bakanlıkları görevi üstlendi. 22..., 23..., 24... ve 26. dönem milletvekilliği yaptı. Eteklenenin en yakınında bulundu. Ali Babacan, eleştiri taşını aldı başına vurarak kendi öz eleştirisini yaptı, halktan özür diledi.

Etekleyenlere örnektir.

Susmayın.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Gezen tavuk da dolar yiyor!


SÖZCÜ muhabiri Cem Yıldırım’ın haberine göre normal yumurtanın tanesi 1.5 liraya, organik ya da gezen tavuk yumurtası ise 2.5 liraya çıktı. 10’luk paket 26 lira oldu. 30’lu normal yumurta ise 39- 45 lira arasında satılıyor. Döviz arttığı için “gezen tavuk yumurtası” da fiyat koydu. Gezen tavuk dolarla beslenmiyor ancak gezen tavuğun da oturan tavuğun da seyreden horozun da yediği yemin üretimi için gerekli hammadde dolar ödenerek alınıyor. Yumurta tavukçuluğunda yem olarak; mısır, buğday, arpa, kepek ve ayçiçeği kullanılmakta. Bu ürünlerin tamamında dışa bağımlılık var. Ayrıca tavuk yetiştirici çiftçinin batmaması için “1 yumurta ile 200 gram yem paritesini” tutturması gerekiyor. Bir yumurtanın fiyatı, 200 gram tavuk yemi fiyatının altına inerse kümes zararına çalışıyor. Zararına yumurtlayan tavuğu da beslemeyip kesiyorlar.