Gözü kör olsun borçlu doğmak değişmez kader oldu. 19 yıl önce 2002 yılında ülkemizde her bebek; bin 963 dolar borçla doğuyordu. 2018 yılına gelince her bebek, 5 bin 513 dolar borçla doğmaya başladı. 2021’de bir bebeğin onu doğuran annenin kucağına verildiği an borcunun 7- 8 bin dolara sıçrayacağı hesabı yapılıyor.

Adı üstünde.

VARLIK FONU:

Türkiye’nin gelecek nesillere bırakacağı varlığı, malı, mülkü, zenginliği büyütecekti. Z kuşağını borçtan kurtaracak ve hem de onların çocuklarını borçsuz doğan bebekler yapacaktı.

Zarar ziyan olmayacak.

Zenginlik fışkıracaktı.

★★★

VARLIK FONU şöyle doğdu:

2002’den sonraki 19 yılda devletin elinde ne varsa kârlı kazançlı özelleştirme adı altında, önce yandaş zenginlere satıldı: Onlar da komisyonlarını alıp yabancıya devretti; böylece “özelleştirme adı altında yabancılaştırma” yapıldı.

Yenildi, yutuldu.

Elde kalanlar.

Alt alta yazıldı.

VARLIK FONU oldu.

Ziraat Bankası, BOTAŞ. TÜRK TELEKOM’un elde kalmış yüzde 6.7 hissesi, TPAO. ÇAYKUR. TÜRKSAT. THY’nin elde kalmış yüzde 49.12 hissesi, Halkbank’ın elde kalmış yüzde 51.11 hissesi, PTT, ETİ MADEN. BORSA İSTANBUL’un elde kalmış yüzde 83.6 hissesi ile Savunma Sanayi’nin elde duran nakit 3 milyar TL’si, Bodrum, Kemer, Selçuk, Kuşadası turizm yörelerinin 2 milyon metrekare değerli arsası, cennet sahiller, pırlanta koylar, kayak merkezleri VARLIK FONU’na aktarıldı. FONU yönetsinler diye 5 kişi atandı ve onlara ”sınırsız sorumsuzluk” verildi. Her istediklerini yapabilecekler. Alacaklar, satacaklar, rehine koyacaklar, devlet adına kağıt çıkarıp satacak, dış borç bulacaklar, buldukları parayı yarım kalmış projelerin bitirilmesine destek yapacaklardı.

Uçacaktı Türkiye!

Z kuşağı sevinecekti.

Ben yitik kuşağım (!)

Ben bile sevinecektim.

★★★

Uçamadı Türkiye!

Çakıldı kaldı.

İktidarın zenginleştirdiği kodamanları hariç Türkiye’nin çoğunluğu zorda, sıkıntıda, üzgün ve acı çekiyor. VARLIK FONU yönetimine getirilmiş üçü profesör ve iktidar övgüsü yazan 2 gazeteciyi, bir gecede sessiz sedasız yönetimden aldılar. VARLIK FONU’nun başına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ve yardımcılığına da Hazine Bakanı Berat Albayrak geçti... Albayrak da “at izi it izine karıştı...” diye kızgın, kırgın istifa yazısı yazıp gitti. 3 profesör ile 2 yandaş gazeteci de “VARLIK FONU’nu yönetirken hiçbir iş yapmadığınız için mi atıldınız yoksa size söylenip de yapamayacağınız teklifler mi oldu?” sorularına bugüne kadar cevap vermediler. Ve önceki gün Meclis’e gönderilen 2019 yılı VARLIK FONU Raporu’nun üzerine “gizlidir” yazıldığı ortaya çıktı. Muhalefet milletvekilleri “Biz üzerinde gizli yazan bir raporun içindekileri halka nasıl anlatırız, hapse girer miyiz?” diye sorunca “hapse girip girmeyeceğinize mahkeme karar verir” cevabını aldılar.

Yani!

Sıkıysa açıkla!

Ne alınmış?

Ne satılmış?

Zarar kaça çıkmış?

Borç nereye varmış?

Neden kâr azalmış, zarar büyümüş? Sorumlu kim, giden yönetim mi, gelen yönetim mi?

Bu soruların cevabı yok.

Adı VARLIK FONU.

Altı zarar ziyan.

Üstünde “GİZLİ” damgası ile milletvekillerine “bakın ama gördüğünüzü sizi seçen halka söylemeyin” diye sunuluyor.

Niçin gizli?

Hem Meclis’e açık.

Hem gizli!

Hem kuş.

Hem deve.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Malezya’nın Varlık Fonu’nda ne olmuştu?


Malezya’da Najib Razak, 2009’da seçimlerde yüksek oy aldı, Başbakan oldu. “Malezya Devlet Yatırım Fonu”nu ve “Milli Hazine Fonu”nu kurdu ve iki fonun başına da kendisi CEO oldu. 2015 yılına gelindi. 2015’te Najib’in kişisel banka hesabına, yabancı bir hesaptan 681 milyon dolar yatırıldığı ortaya çıktı. Malezya’da bir savcı çıktı. Araştırdı. Najib’in 681 milyon doları başkanı olduğu Malezya Devlet Fonu’ndan aşırdığının izlerine rastladı. Najib ise “bu para Suudi Kraliyet Ailesi’nden bana verilmiş kişisel bağıştır” diyordu. Halk sokağa döküldü. Najib’i istifaya çağırdı. Najib, medyayı baskı altına aldı. Savcı yılmadı, soruşturma derinleşti. Najib savcıyı görevden aldı. Yeni savcı, “delili yok” diyerek dosyayı kapattı. Najib Fon’un parasıyla Türkiye’den Sabiha Gökçen Havalimanı ile Acıbadem Hastaneleri’ni satın aldırdı. Seçimler oldu. Najib, seçimi kaybetti. Savcılık evine baskın yaptı. Baskında ele geçirilen 300 çanta, içinde milyonlarca dolar nakit para ile mücevher bulundu. Najib, “onlar bana damadımın hediyesi” diye savunma yaptı. Tutuklandı. Mahkemede, “681 milyon doları sadece kendisinin değil parti yöneticilerinin de yediğini” anlattı. Fon’un 11 milyar dolar zarara uğratıldığı iddianamede yer aldı.