Acı ama gerçek!

Türkiye iyi yönetilemiyor!

Yönetilseydi bu hale gelir miydik?

Para yok... İş yok... Aşı yok... Yasak çok!

Ülkemizdeki bütün yokları saymaya kalkışsam bu sütun dolar, yazıya yer kalmaz!

Ekonomik ve siyasal göstergelerin kötü oluşu şanssızlık ya da kader mi? Hayır!

Her ulus kendi kaderini kendisi belirler!

Muhterem milletimiz tercihini böyle yaptı, gerçekleri görmediği sürece katlanmaya da devam edecek! Başka çare yok.

★★★

Sorunlar “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adı verilen tek kişilik yönetim sistemiyle daha da arttı, daha da derinleşti.

Hukuk, adalet, eğitim, insan hakları, özgürlükler... Hepsi geri vitese takılıp gerisin geriye götürüldü!

Kadrolar partizanlaştı, liyakat yok, yolsuzluk çok!

İktidar “Her şey iyi, ekonomi yolunda” diyerek aslında kendini aldatıyor!

Büyük sıkıntılar içindeki yoksul halka sadece patates dağıtmakla sorunlar çözülmüyor!

★★★

AKP’li Üsküdar Belediyesi’nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait Halk Ekmek büfelerindeki ucuz ekmek satışını engellemeye kalkması aslında AKP’nin kendi kendine attığı bir tokat oldu. İnsanlar bu davranışı “Halk düşmanlığı” diye kabul etti.

Vatandaşa ucuz ekmek satılmasına neden karşı çıkılır? Bunu anlamak mümkün değil!

★★★

128 milyar dolar gibi muazzam bir parayı heba eden iktidar şimdi, kan ağlayan esnafa, işsizlere ve ihtiyaç sahiplerine yardım için para bulamıyor!

Salgın nedeniyle “Tam kapanmaya” gidilmesi sorunları daha da derin ve sarsıcı hale getirdi.

Milyonlarca insanımız şimdi kara kara düşünüyor:

“Çalışamıyor ve para kazanamıyoruz. Faturalarımızı, kiralarımızı nasıl ödeyeceğiz? Halimiz ne olacak? Çoluk çocuğumuzu nasıl doyuracağız?”

İktidardan vatandaşa destek yok ama geçilmeyen köprülerin müteahhitlerine para çok!

★★★

Ya Kanal İstanbul?

60 milyar dolara mal olacağı belirtilen Kanal İstanbul projesi için Ulaştırma Bakanı Karaismailoğlu yükseklerden uçtu:

“Çin’in parasına ihtiyacımız yok. Hollanda, Belçika, Rusya, hepsi kanalla ilgileniyor ama biz bu işi yerli müteahhit ve yüklenicilerle yapacağız. Finansman sorunumuz yok!” dedi.

Dev projeler için para sorunu olmadığını söyleyen iktidarın, salgında perişan olan insanlarımıza destek olacak para bulamaması büyük bir çelişki değil midir?

Polis şiddeti gizli kalacak!


Yasaklar ülkesi haline geliyoruz!

Bu nasıl karardır Allah aşkına?

Faşist ülkelerde bile böyle şey olmaz!

Emniyet Genel Müdürlüğü, polis şiddetini görüntülemeyi yasaklayan bir genelge yayınladı.

Yani, polis vatandaşa orantısız şiddet kullanacak, dövecek ya da yere yatırıp diziyle boğazına bastıracak, bu vahşet meydana gelirken, hiç kimse (özellikle basın) olayın ses ve görüntülü kaydını yapamayacak, fotoğraf çekemeyecek!

Kısacası, polis şiddetinin gizli kalması isteniyor!

Böyle bir kanun var mı?

Ne kafadır bu?

Demokrasinin olmadığı faşist ülkelerdeki gibi insan haklarının askıya alındığı “polis devleti” haline mi geliyoruz?

İktidar, özgürlükleri her geçen gün biraz daha kısıtlıyor.

Bu zihniyet yüzünden tüm uygar dünyaya karşı rezil oluyoruz!

TEBESSÜM

Sütyen ve külot!


Temel ile karısı Fadime mağazada dolaşıyorlar. Fadime kendisine sütyen arıyor. İş uzayınca sıkılan Temel:

“Bir sütyen için bu kadar dolaşılır mı? Sanki içine koyacak bir şeyin var!” diyor.

Temel’in sözlerine fena halde kızan Fadime suratını asarak anında cevabı yapıştırıyor:

“Sen don alırken ben sana karışıyor muyum?”

GÜNÜN SÖZÜ


Liderler kendilerine zayıf yerlerini gösteren kişileri sevmezler!