Aydoğan, Yunanistan ile yaşanan gerilimi ve terör sorununu değerlendirdi: “Tutarlı bir dış politikamız yok. Dünya ittifaklar çağında. Biz ise her ülkeyi kendimize düşman ediyoruz.”

Yine gündemimiz çok yoğun ve ne tarafa baksak maalesef endişe verici bir haber veya yorumla karşılaşıyoruz. Bugünlerde, seçim ve parti liderleriyle, ekonomiyle ilgili haberler dışında SADAT isimli kuruluş ve TÜGVA isimli vakfın faaliyetleriyle ilgili bilgi veren haberler, “bir kaos planı mı var” sorusu, Yunanistan’la bir savaş mı çıkacak endişesi büyük çoğunluğun gündemini oluşturuyor. Bu konuları en iyi açıklayacak olan deneyimli bir isimle; emekli Tuğgeneral Osman Aydoğan’la konuşarak hepimizin merak ettiği sorulara cevap aradım.

SADAT GERÇEKLERİ

Sayın Aydoğan, Türkiye FETÖ denilen ve devletin tüm kurumlarına sızmış bir terör örgütü yüzünden yıllarca TSK’nın onarılmaz şekilde yıpratıldığı bir süreç ve sonunda 15 Temmuz olayını yaşamışken hâlâ nasıl oluyor da ondan boşalan yeri devlet kurumlarında başka tarikatlar dolduruyor ve başka örgütler tarafından benzer girişimler yapılabiliyor, örneğin SADAT için anlatılanların arkasında ne var? Bu karmaşa nedir?

SADAT, emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi tarafından önce askeri danışmanlık vermek için kurulmuştu ve içinde 28 Şubat’ta irticai gerekçelerle emekli edilmiş çok sayıda eski TSK mensubu bulunuyor. Kendi söylediklerine göre İslam ülkeleri arasında savunma iş birliği oluşturmak gibi bir misyonları da var. SADAT, 2011’de kurulduktan sonra Tanrıverdi ASSAM derneğini kuruyor ve bu dernek 2017’den bu yana her yıl Asrika başlıklı “Asrika Uluslararası ASSAM İslam Birliği Kongreleri” düzenliyor. 2017’deki birinci kongrede bir “İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası” taslağı yazılıyor. Buna göre ayrı bir anayasası, yönetim şekli, askeri gücü, yargısı başkenti, bayrağı olan ‘İslam Devletler Birliği’ kurulması öneriliyor. Resmi dili Arapça, başkenti İstanbul.

AMAÇ İSLAM ŞERİATI

Cumhurbaşkanı Erdoğan “İstanbul’un İslami finans merkezi olmasını istiyoruz” dedi.  Cumhurbaşkanı Danışmanı açtığına ve Türkiye’den iktidar partili ilçe belediyeleri ve bazı kamu kuruluşları sponsorları olduğuna göre İslam Birliği kongreleriyle bu istek bağlantılı olabilir mi?

Böyle bir bağlantı kurulabilir. “Ortak savunma sanayi” konulu kongreye Tanrıverdi hem ASSAM Yönetim Kurulu Başkanı, hem de Cumhurbaşkanı Askeri Danışmanı sıfatıyla katıldı,  “İslam Birliği’nin Mehdi geldiği zaman olacağını, buna ortamı hazırlamaları gerektiğini, ASSAM’ın bunu yaptığını” söyledi. Planlanan İslam Devletler Birliği’nin temel amacı “İslam şeriatını hakim kılmak”. Tanrıverdi, bir konuşmasında “Sunduğumuz anayasa teklifimizdeki Silahlı Kuvvetler’in yeniden yapılandırılması ile ilgili tespitlerimizin aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz’dan sonra gerçekleşmiştir. Askeri Yüksek Yargı’nın kalkması ve Başkanlık Sistemi’nin gelmesi önerilerimiz de” diyor. Bunları duyup da üzerinde durmadan geçmek mümkün mü?

Yapılan Asrika kongrelerinde mevcut anayasa açık açık ilga ediliyor. Dört yıldır Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet yapısı değiştirilerek başka bir devlet yapılanmasına gidileceği, devletin İslam devleti olarak tanımlanacağı açık açık söyleniyor. Siyasi partiler, medya, barolar, STK’lar ve Cumhuriyet savcıları izlemekle yetiniyorlar. Darbe arayanların buraya bakması gerek. Bu kongrelerin PKK’nın Kandil’de yaptığı kongrelerden farkı yoktur.

Osman Aydoğan, Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı.


15 Temmuz’dan sonra da “Halk Özel Harekat” HÖH diye bir grup çıkmıştı, onlar da kendilerine özel görevler yüklüyorlar değil mi?

Kendi ifadeleri... Aslında gerçekleri araştırdığınızda 15 Temmuz’u önleyen Atatürkçü askerlerdir. Silahlı Kuvvetleri küçümsemeyelim, SADAT’ı, TÜGVA’sı kadrolaşsa da TSK devletin başka kurumları gibi değil. Orada kadrolaşma kararnameyle olmaz.

İNCİRLİK DAHA VAHİM

Dış politikada da “Türkiye’nin çevresi güneyde Suriye ve Irak’ta terörle, Ege’de, Akdeniz’de ABD, Fransa ve Yunanistan’ın girişimleriyle kuşatılmış vaziyette” deniyor. ABD, Yunanistan’la büyük tatbikatlar yapıyor, plan nedir sizce?

Ben Türkiye’nin kuşatıldığını düşünmüyorum, Amerika’nın Rusya’ya karşı stratejisini bilmezseniz izlediği politikayı Türkiye’ye yapılmış zannedersiniz, şu anda Dedeağaç’taki yığınakların hedefi Rusya, Türkiye değil.

Neden Edirne’ye 40 km. mesafeye asker yığıyor o zaman?

İncirlik dünyadaki en büyük Amerikan üssü, neden Dedeağaç’tan huylanıyorsunuz ki, İncirlik’ten huylanın. Buna ses etmeyeceksiniz, Kürecik Amerikan Üssü’nü de görmezden geleceksiniz, sonra Dedeağaç’tan rahatsız olacaksınız.

ARTAN GERİLİMİN NEDENİ

Amerika’nın PKK’yı ve Yunanistan’ı desteklemesine rağmen neden İncirlik kapatılmıyor sizce?

Eğer Amerika size bir tehditse İncirlik daha vahim, içinizde, Adana’da. Yunanistan dışarıda en azından. Ben Amerika’nın bize karşı Yunanistan’la iş birliği yaparak tehdit olacağını düşünmüyorum. Suriye daha komplike. Tutarlı bir dış politikamız olmadığı için bu noktaya geldik, bu gerilimlerin Türkiye’nin giderek artan şekilde Batı karşıtı tavır almasından kaynaklandığını düşünüyorum. Dünya ittifaklar çağında, biz ise her ülkeyi kendimize düşman görüyoruz.

DOĞUDA GÖREV YAPTI


Emekli Tuğgeneral Osman Aydoğan, 1979 yılında Harp Okulu’ndan mezun oldu, 1988’de mezun olduğu Kara Harp Akademisi’nden sonra Alman Harp Akademisi’nde 2.5 yıl öğrenim gördü, 1999-2001 yılları arasında Viyana’da Askeri Ateşe olarak görev yaptı, 2006-2008 yılları arasında Şırnak’ta Tugay Komutanı olarak bölgenin güvenliğini üstlendi, 2010 yılında emekli oldu.

Devlet SADAT’a nasıl izin verir?


İnsanlar bu örgütleri duydular ve korku içindeler. Nereye varacak bu iş, korkanlar haksız mı?

Endişeler haksız değil. SADAT önceleri askeri eğitim vermek için kurulmuştu ve bir süre bunu yaptı ama sonra verdiği eğitim değişti, suikast eğitimi, tedhiş eğitimi veriyor, yani terör eğitimi. Bunda iyi niyet aramak söz konusu değil. Peki devlet nasıl izin verir?

Cumhuriyet ve demokrasi milletimizin içine işledi


Bu bilgilerle Sedat Peker’in “Benimle milis gücü kuracaklardı, beni devreden çıkarıp SADAT’la iş birliği yaptılar, silahlanma çağrısı yapmak ortak fikirdi” gibi sözleri hatırlanınca ürkütücü bir tablo ortaya çıkıyor. FETÖ benzeri amacı olan bir başka kuruluş bu kadar etkili ise sonu nereye varacak?

CEPHANELERİ BİTTİ

Doğrudur, bunlar basit şeyler değil ama seçim için 2023’e kısa süre kaldı, tabii normal bir seçim mi yapılacak yoksa bir kaos mu yaratılır bilmiyoruz. Cumhuriyetin bize kazandırdığı özellikler var, demokrasi milletimizin içine işlemiş, ben bundan sonrası için umutluyum, ilk demokratik seçimde doğru kararı verecektir. Atatürk uzlaşı ve iş birliği kültürü getirdi bize, devrimlerinin en büyük kazancı budur.

Siyasi suikastler olacak iddiaları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bunlar daha iyi günleriniz” sözleri, muhalefet liderlerinin duyumlar alması, Ümit Özdağ’a suikast ihbarı gelmesi, kayıp silahlar, “Köprüye çıkma zamanı” diyen bazı gazeteciler nasıl değerlendirilmeli?

Siyasi cinayetlerle sonuç alınabileceğini düşünmüyorum. AKP’nin bütün cephanesi bitti, insanlara vaat edecek bir hikayesi de kalmadı. Seçim olur ve halk isterse bu iktidar istemese de gider. Zaten iktidarda kalırlarsa Cumhuriyet diye bir şey kalmayacak. Yunanistan veya Suriye ile gerginliği tırmandırıp savaş haline getirip seferberlik ilan etmeleri veya seçim günü çıkarılacak bir kaos gibi olayların olması uç teoriler, milletin bu kez izin vereceğini sanmıyorum. Demokrasi ittifakında cephenin genişletilmesi çok önemli.