Orman yangınlarına karşı kurum ve kuruluşların ortak hareket etmesi, önlemleri yangın başlayınca değil, çok önceden alması gerektiği son olaylarda da ortaya çıktı. Birden çok yerde çıkan ya da çıkarılan yangınlara karşı devletimizin hazırlıklı olmadığı anlaşıldı. Orman Genel Müdürlüğü’nün, özellikle CHP’li belediyelerle işbirliği yapmamaya özen gösterdiği de ortaya çıktı.

Devletin yıllardır ihmal ettiği bir kesim, orman köylüleri. Yangınla mücadele geçmişte onların görevleri vardı. Devlet, onların söndürme çalışmalarına zorunlu olarak katılmasına son verdi. Tabii ki zorla çalıştırılması doğru değil. Ama ormandan bu insanların yararlandırılması da ormana sahip çıkması da gerekiyor. İşte bu denge bozulmuş durumda.

SÖZLEŞMEYE UYULMUYOR

Yangın bölgesine araçların ulaşması öyle kolay olmuyor. “Yangın yolları var” diye biliyoruz. Evet, yol diye bir şeyler var ama oradan araçların ilerlemesi bile mümkün değil. Yangının yolun ötesine atlamasını engellemek için yol kenarlarındaki çalıların, otların kesilmesi, biçilmesi gerekirken bunlarla açıkçası ilgilenen bile yok.

Elektrik dağıtım şirketleri ile sözleşme yapılır. Yüksek gerilim hatlarının geçtiği yerlerde çalı-ot bulunmaması gerekiyor. Bugün, bırakın cam şişeyi, pet şişelerin bile yangına neden olduğu da biliniyor. Dağıtım şirketlerinin, gerilim hatlarının altını temiz tutması sadece sözleşme hükmü olarak kalıyor.

BU KAYNAKLARA SAHİPTİ

THK’nın gelirlerinin sadece kurban derisi, fitre zarflarından olduğunu biliriz. Ama hiç de öyle değildi. Kurulduğu dönemlerde THK’ya tahsis edilmiş kaynaklardan bazılarını sıralayalım:

1. Milletimizin ayni-nakdi ve canlı hayvan bağışları (Gayrimenkul, evlilik yüzüklerinin bağışlanması ve özel günlerde rozet karşılığı toplanan bağışlar).

2. Tayyare Piyangosu (sonradan THK’dan alındı ve Milli Piyango oldu),

3. Fitre-zekât ve kurban derilerinin diğer paydaşları da dahil ederek (Kızılay, Diyanet, Çocuk Esirgeme Kurumu vs) toplanması.

4. Tayyare Pulu.

5. El ve duvar ilanları imtiyazı.

6. Her sigara paketine tekabül eden bir sigara farkı ücreti.

7. Her yıl Uşak Şeker Fabrikası’nın ilk mahsulü.

8. Mevcut domuzların ihracı (Müslüman halk bu işle uğraşmadığı için),

9. Eski pulların devri.

10. Bakanlar Kurulu kararlarıyla sağlanan gelirler, hak ve imtiyazlar (Bakanların maaşları dahil tüm devlet memurlarının maaşından yapılan küçük bir kesinti THK’ya aktarılıyordu.)

11. Üye aidatları.

12. Tutkallı makbuz (yardım pulu).

13. Özel ve genel bütçeden ayrılan paylar.

14. Taşınmazlarının kira gelirleri.

15. İştirakler gelirleri, Adana bölgesi gelirleri (Adana’daki çiftçiler her yıl hasatlarının bir kısmını gönüllü olarak THK’ya bağışlarlardı.)

16. Faiz gelirleri (gelirlerini tuttuğu Ziraat Bankası hesabından),

17. Makara ve iplik fabrikası tesis hakkı.

18. Evlenme cüzdanları, soyadı kâğıdı belgesi, sağlık rapor kâğıdı, asker terhis belgesi, noter kâğıtları, özel antetli kağıtlar, özel logolu defterler, Atatürk tabloları ve kartpostalları satışından elde edilen gelirler.

19. Ödemiş Balyonbolu Bucağı’nın Küre ve Bağcılar köylerindeki cıva  madeninin işletilmesi.

20. Atatürk’ün Büyük Nutku’nun telif hakları.

21. Bulgaristan’dan kışlamak üzere Trakya’ya gelecek koyun-keçi sahiplerine verilecek kefaletnamelerin telif hakları.

RAKİBİ CEMAATLER

Bunların dışında ticari faaliyetlerden elde edilen gelirler şunlardı: Türk Tayyare Cemiyeti çayları, uçak marka tıraş bıçakları, Tayyare sinemaları, film ithal hakkı, takvim satış geliri, MTA dergisi satış geliri, tiyatro gösterileri geliri, müzik konser gelirleri, Türk Tayyare Cemiyeti kurşun kalemleri, Türk bayrağı satışı gelirleri.

Bu gelir kalemleri zaman içinde tek tek THK’dan alındı. Bugün ihtiyaçlarının çok az bir kısmını karşılayan kira gelirleri, küçük miktarda fitre ve kurban derisi gelirleri var. Fitre ve kurban derisi toplayıcılık tekeli 2013 yılında THK’dan alındı. Deri toplamada rakibi terör örgütleri, tüm cemaatler oldu. THK’nın bu işte payı ancak yüzde 5 civarında.

1925’de kurulan THK’yı, 100. Yılını doldurmadan bitirmek istiyorlar... Ama öyle kolay değil...

Yakın Tarihin Perde Arkası


Gazetemiz Ankara Haber Müdürü Emin Özgönül’ün yeni kitabı  ‘Yakın Tarihin Perde Arkası’dır. Kitapta, Özgönül yaşanan birçok olayı titizlikle araştırdı, olayların tanıklarıyla, o dönem görevde olanlarla konuştu, belgelere ulaştı.

Kitapta yakın tarihle ilgili çok ayrıntılar var. Çankaya’daki MGK toplantısında Cumhurbaşkanı Sezer’in Başbakan Ecevit’e Anayasa kitapçığı fırlatması, Erdal İnönü’nün siyaseti sevmemesine rağmen, parti genel başkanlığı ve başbakan yardımcılığına kadar uzanan öyküsü, Türk siyasetine damga vuran Turgut Özal’lı yıllar, basının usta kalemi merhum Bekir Coşkun’un hayatı ve anıları, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yapılmış özel bir söyleşi de bunlardan bazıları. Özgönül’ün SÖZCÜ yayınlarından çıkan kitabı Türkiye tarihinin bazı olaylarına ışık tutuyor.