Pandemiden önce günde 3-5 kolej açılan özel eğitim sektöründe 13 bin 697’ye çıkan okul sayısı, 11 bin 837’ye düştü. 978 kolej battı, 882’si devretti. 50 bin çocuğu ebeveynleri özel okuldan alınca, 5 bini öğretmen 30 bin eğitim çalışanı işsiz kaldı. Atatürk’ün, “Eğitimde feda edilecek tek bir fert dahi yoktur” sözünü rehber edinen bir kolej zinciri var. 1960’larda, Almanya’ya gidecek Türk işçilerin eğitilmesi için oluşturulan fonda, hayırseverlerden 1 milyon 260 bin Alman Markı toplanmıştı. Bu parayla kurulan Milli Eğitim Vakfı, Güzelbahçe, Bornova, Büyükçekmece, Ankara ve Basınköy’de 5 kampüste 25 okulu olan Özel MEV Kolejlerini kurdu.

MEŞALELİ TÜCCARLAR

Logosunda MEB’in alevli meşalesi olup, “Milli Eğitim” adını kullanan MEV kolejlerinin diğer kolejlerden hiçbir farkı yok. Adının avantajıyla hayırseverlerden yüklü bağışlar alıyor. Öğrenim ücretleri 40 bin TL’yi buldu. Milyarlık bir mal varlığını yönetirken, bankalarda 82 milyon TL’si, 19.3 milyon faiz geliri elde ediyor. 2020’de okullardan 21 milyon gelir bekliyorlar. Özerk yapısıyla MEB’e hesap vermeyen MEV’in yönetim kurulu, MEB’den emekli müsteşar yardımcısı ve genel müdürlerden oluşuyor. Emekli genel müdürler Mehmet Temel, Remzi Sezgin, Aydın Özyar, Ahmet İnce, Naim Durmaz halen yönetimde.…

BUNUN TELAFİSİ YOK 

MEV Vakfı Başkanlığı’na geçen yıl Bakan Yardımcısı Mustafa Safran geldi. MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Yusuf Büyük ile Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Adnan Boyacı da yönetime girdi. Cumhurbaşkanlığı Eğitim Öğretim Politikaları Kurulu Üyesi Kemal Şamlıoğlu, AKP’ye yakınlığıyla bilinen Yusuf Tekin, Ömer Faruk Yelkenci gibi isimlerin yönetime girip-çıkmasıyla, okulların Atatürkçü çizgiden uzaklaşacağı endişesi, öğretmen çıkarmalarıyla zirve yaptı. MEB’de bunlar olurken Eğitim Bakanı Ziya Selçuk öğrencilerle kanyonda kürek çekip, bahçede kiraz, yumurta toplayarak ‘telafi eğitimi’ yapıyor. Az sonra okuyacağınız satırların ise hiçbir eğitim sisteminde telafisi yok.

CEHENNEM KORİDORU 

Yer, MEV Koleji Florya Basınköy Kampüsü. Tarih 2 Temmuz ve saat 11:00 ile 16:00 arası. Öğretmenler, karanlık koridorda toplanıp idareye çağrıldı. 30’u, odadan beyaz zarf tuttukları elleri titreyerek, gözyaşlarıyla çıktı. O anı, “Cehennem gibiydi. Bütün öğretmenler ağlıyordu” diye anlattılar. Evet, 95 öğretmenden 30’u işten çıkarıldı. ‘Kriz var. Kolejler de daralabilir’ diyebilirsiniz. Ama 5 kadın öğretmen sadece hamile oldukları için, anayasal suç işlenerek, kadınların doğurma hakkı görmezden gelinerek, bir eğitim kurumunda kapının önüne konulamaz. 821 öğrenci 2 ay sonra okula gelince İngilizce Öğretmeni E.C.’nin 5 aylık, Resim Öğretmeni A.K.’nın 5.5 aylık, Beden Eğitimi Öğretmeni E.S.’nin 7 aylık, İngilizce Öğretmeni M.D.G.’nin 8 aylık hamile, Almanca Öğretmeni D.A.’nın ise 2 ay önce doğurduğu için işten atıldığını nasıl izah edeceksiniz?

VİCDANLARI KANSERLİ 

İsterseniz, 12 yaşındaki oğlu bağırsak kanseri ameliyatındayken bile, öğrencileri mağdur olmasın diye derse giren A.G. öğretmeni konuşalım. Oğlunun tedavisini artık SGK karşılamayacak. Kovulduğu gün “veliler ağladığımı görmesin” diye kendisini bir odaya kilitleyen Cumhuriyet Öğretmeni Y.B.’nin eğitimciliğini hiç konuşamazsınız. 20 yıllık öğretmen D.T.’nin emeğini görmeyip, emekli öğretmenlerin her ihtiyacında yanında olacağınıza dair vakıf taahhütlerinden artık nasıl gururla bahsedebilirsiniz. İlkelerinizde, ‘İşi uzmanına veririz’ derken TÜBİTAK birincisi 26 yıllık eğitimci H.Y.’nin tasfiyesini kim açıklamak ister? Fizikçi hocanın size rüştünü ispatlamak için NASA’da mı çalışması gerekiyordu?

ATATÜRK BİLE ŞÜPHELENİRDİ 

Hitlerin Nazi kamplarını hatırlatan sahnelerin yaşandığı 5 saatin müsebbibi okulun Müdürü Savaş Özdemir’i aradım. Amerikan filmlerindeki sahneler gibi, “Konuşmama hakkımı kullanıyorum” dedi. Siz bunları okurken onlar olup bitene tepkili velilerini arayıp, “Şüpheye düşmeyin. Biz yine Atatürkçü bir kurumuz” diye iknayla, yeni kayıt derdine düşmüşler. En iyisi internet sitenizdeki, “MEV kültüründe Atatürk’ün yeri” başlıklı bölümü önce idare ders olarak okusun. Atatürk’ün, “Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve saygıdeğer unsurlarıdır” sözünü belki hatırlarsınız. MEB, eğitim müfredatına vicdan, ahlak, erdem gibi kavramlar içeren dersler ekleyip, MEV okullarını devlet okuluna dönüştürmelidir. O zaman öğretmenleri bile iki gözü iki çeşme ağlatan eğitimdeki vicdansızlıklara, kulağınıza kiraz takarak gülmezsiniz. Yoksa bir gün, siz de o koridorlarda yalnız ağlamak zorunda kalırsınız.