ÖNEMLI bir turnuvaya katıldık ya dev aynası hazır. Havalı reklam filmleri çekiyoruz hemen. FIFA sıralamasında 32. basamaktayız ama hocamız maaş basamağında ilk 3’te örneğin. Şampiyon olan takımdan çok prim daha katılır katılmaz hesaplarda. Kalınan oteller, işin reklam kısımları süper ama sahada yokuz. Hem yönetmen kötü hem de aktörler. EURO 2020’ye utanç verici bir performansla veda ettik: 1 gol, 0 puan ve -7 averajla. Averaj takımı olduk yani. 1980’li yıllara döndük. Gerçi bu kez hem yenildik hem ezildik.

RONALDO kadar savaşacak, Kroos kadar mücadele edecek, Mbappe kadar koşacaksınız. Asıl reklam sahada çünkü orda çekiliyor.

TAKIMIN sorunu taktiksel değil zihinsel. Yetenekli oyunculara sahip olmak ayrı en kritik yerde bunu gösterip takım olabilmek ayrı. Dedik ya sorun kafalarda. 'O oynasa bu oynasa'lık bir durum yok. Şenol Güneş’e turnuva boyunca dikkatlice bakın ne demek istediğimi anlayacaksınız. Hocaya küsebilirsiniz ama milli formaya küsülmez. Kapalı kapılar arkasında takım arkadaşlarınızı yerden yere vurabilirsiniz, kavga edebilirsiniz ama sahada milli forma için kavga edeceksiniz.

İSVIÇRE önünde bile reaksiyon gösteremeyen, ilk golden sonra gardı düşen bir takım, pardon oyuncu topluluğu vardı.

KISACASI 3 maçtır birbirine ve hocasına inanmayan futbolcuları izlediniz. En kötü milli takım olarak tarihe geçtiniz. Gerçek bu.

REKLAMLAR bitti. Şimdi kuymak yiyip Alaçatı’da plaj futboluna dönebilirsiniz. Hesabı ödeyen çıkar mı? Göreceğiz!