28 Ağustos 2004, o zaman Hürriyet gazetesinde çalışıyorum. Haber geldi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Afyon’da yaşayan annesi Hatice Sezer 86 yaşında yaşamını yitirdi. Haberi öğrenen Cumhurbaşkanı Sezer ve eşi Afyon’a gitti... Başkaca bir ayrıntı yoktu.

Acar gazeteciliğim tutmuş olmalı. Geçtim telefonun başına. Açtım Afyon telefon rehberini. Başladım aramaya. Cumhurbaşkanı’nın kız kardeşleri ve akrabaları Afyon’da oturuyor. Amacım birine ulaşıp farklı bilgi almak. Rehberde 10’a yakın Sezer soyadına kayıtlı telefon var. Birini aradım. Cevap yok. Başkasını aradım, hayır biz Sezer’in akrabası değiliz. Bir diğeri yanlış numara... Şansımı bir kez daha denedim. Genç bir kız açtı telefonu. Başınız sağolsun diye söze girdim. Teşekkür ederim deyince, doğru adresti. Kendimi tanıttım ve soru sormaya başladım. Genç kız, “Bir dakika ben dayımı vereyim size” dedi. Ailenin bir büyüğünü verecek sandım. “Buyurun efendim” dedi bir ses. Ben saf saf, “Kiminle görüşüyorum” diye sordum. O ses, “Ben Ahmet Necdet Sezer” dedi...

“Başınız sağolsun” dedim. Teşekkür etti. Üzgün olduklarını söyledi. Annem uzun süredir rahatsızdı. Hatta birkaç gün önce hastanede kontrolleri yapılmış, eve dönmüştü. Sabaha karşı yeniden rahatsızlanmış. Hastaneye götürülmüş. Ama maalesef kaybettik dedi.

Başka ne konuşacaktık ki? Kapattık telefonu.

Niyetim mesleki nostalji yapmak değil. Güncel bir konuyu araştırırken denk geldi.

Kişileri karşılaştırmayı sevmem. Ancak memleket yönetimi, kamu görevi, oy alarak yetkiyi kullananlar olunca karşılaştırma kaçınılmaz. Konu, Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi’nin 2021 yılı bütçesi. Devasa...

Annesinin vefatını öğrenen Cumhurbaşkanı Sezer, sabaha karşı sivil plakalı bir araçla Afyon’a koşmuştu hani. O gün yanında kaç koruması vardı, kimse bilemez. Ama, o dönemin koruma sayısı ve bütçe rakamlarını iyi biliyoruz. Mesela, Sezer Cumhurbaşkanlığı görevini Süleyman Demirel’den devralırken Çankaya Köşkü’nde (o zamanlar saray yoktu) koruma sayısı 390. Sezer, 7 yıl sonra görevini AKP’li Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e devrederken sayı kaçmış? 250’ye inmiş. O günün cumhurbaşkanlığı bütçesini de verelim. Bütçe hiçbir yıl tamamen harcanmamış. Yedi yılın sonunda ise 40 milyon lira tasarruf edilmiş, milletin parası da Maliye Bakanlığı’na iade edilmiş.

Günümüzde bütçe ne kadar, kaç kişi var gibi sorulara yanıt almak, hatta birilerine soru sormak bile kolay değil. Çünkü sır! Doğalgaz fiyatı sır, 5 şanslı müteahhite ödenen paralar sır, aşı sayısı sır, aşıya ödenen para sır... CHP Milletvekili Atilla Sertel sormuş cumhurbaşkanlığına, “Kaç koruma var” diye. Aldığı yanıt hoş: Yeterince...

Buraya yazılabilecek tek rakam Kılıçdaroğlu’nun sık sık yinelediği ve yalanlanmayan, “Üç bin koruma ile gezen cumhurbaşkanı mı olur” şeklindeki sözü. Bir de İtalyanlar’ın 3500 sayısı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Papa Francis’in davetlisi olarak 2018’de Vatikan’ı ziyaret etmişti. İtalyanlar, Türk konuklarını 3500 polisle koruduklarını açıkladı. Olay olmuştu İtalya’da.

Türkiye’de artık eskisi gibi değil işler. Çok büyüdük her açıdan. Bütçemiz, bütçedeki harcamalarımız, açıklarımız da öyle.

Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi’nin bütçesi şöyle büyümüş. 2016 yılında 27 milyon 783 bin lira olarak belirlenmiş önce. Yetmemiş. Bir yıl sonra 59 milyon 769 bin liraya çıkarılmış. Fakat, henüz yılın ağustos ayında ödeneğin 51 milyonu tükenmiş. Bakmışlar iyi büyüyor; 2018’de 83 milyon 513 bin lira, 2020’de de 263 milyon 627 bin lira yapmışlar.

Saray koruması için temsilde tasarruf olmaz şeklinde caf caflı laf edebilirsin. Yönümüz hep ileri, geriye bakmak topluma ne kazandırır ki deyip üste çıkabilirsin kağıt üzerinde. Ama kağıt üzerinde sırlanmış dev bütçeler, milletin bu pandemide dükkan açamasa da, siftahsız günler geçirse bile kuyruğa girip ödemeye çalıştığı vergilerdir gerçekte.