Küresel ekonomi ve tedarik zincirinde Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan risklerin Türkiye açısından hem risk hem de fırsat yarattığına dikkat çekilirken, uzun süredir tartışma konusu olan ve Çin örneği ile başlayan büyüme modeli de yeniden masada. Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, 2000 yılından bu yana dünyanın ciddi bir değişimde olduğunu ve gelişmiş ülkelerde değişen rekabet ortamının gelişmekte olan ekonomilere de yayıldığını dile getirerek, “Türkiye için aslında iyi bir fırsat var. Tam büyüme modelimizi de sorguladığımız bir dönem. Geniş kapsamlı bir tartışma ortamı yaratarak Türkiye’nin büyüme modeli ne olmalı sorusunu sorup araştırmamız gerekiyor. Biz Türkiye’de Alman modeli ile büyük firmalar ile mi büyümek istiyoruz start-uplar üzerinden mi büyümek istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.

FİNANSMAN SORUN

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) 41’inci Olağan Genel Kurulu’nda düzenlenen panelde konuşan Akçiğit, Türk şirketlerinin global firmalara göre çok çok mikro kaldığını ve Türkiye’deki firmaların yukarı sıçramasındaki en büyük sorunun küçük orta ölçekli firmaların finansmanda yaşadığı sorun olduğunu aktardı.

Enflasyonist şoklar yaşanabilir


İstanbul Ekonomi Danışmanlık Yönetici Ortağı Sinan Ülgen, Rusya-Ukrayna savaşı ile Türkiye’nin hem avantaj hem de dezavantajlara sahip olduğunu, ancak gıda ve enerjideki gelişmeler nedeni ile enflasyonist şokların yaşanabileceğini söyledi.

Cengiz Eroldu

Jeopolitik, belirsizliği büyüttü


Yatırımların pandeminin etkisinden sıyrılmaya başladığına işaret eden YASED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Eroldu, “2019 yılından bu yana, iş dünyamız hayal bile edemediği gelişmelere uyum sağlamak durumunda kaldı. Bugüne geldiğimizde, jeopolitik gelişmelerin ekonomiye, küresel yatırım ve ticaret ortamına pek çok belirsizlik eklediği yeni bir döneme daha girdiğimizi görüyoruz” diye konuştu.