CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beştepe'de partisinin eski ve yeni milletvekilleriyle toplantısındaki konuşmasına değinen Özel, fotoğraf göstererek şöyle dedi:

* İki gündür gündemimizde, gündemde olan fotoğraf bu: Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinin en büyük tükenmişliğinin fotoğrafıdır bu; en büyük acziyetinin fotoğrafı. Bütün televizyonlar canlı yayında, ülkenin Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, sarayda partisinin eski il başkanlarını, eski milletvekillerini ve mevcut milletvekillerini bir araya getirmiş; onlara ziyafet çekiyor, yemek ısmarlıyor.

* Kürsüye çıkıyor ve diyor ki: ‘Bu parti sizin evinizdir. Bu çatı altında insan kendi evine sahip çıkmak için davet beklemez.’ Bu parti dediği yer, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi; hepimizin parasıyla yapılmış, Tayyip Erdoğan'a, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne en muhalif, onlardan en çok zulüm görmüş, en çok rahatsızlık duyan insanların dahi vergileriyle yapılmış bir yer ve orada kendi partisinin il başkanlarına toplantı yapacak acziyette.

"DEMOKRASİ İÇİN UTANIYORUZ"

Özel, “Türkiye için utanıyoruz, demokrasi için utanıyoruz. Yoksa önümüzdeki dönem iktidara talip olan bir parti olarak, rakibimizin bu hallere düşmesinden keyifliyiz. Çünkü bunu görüp de, ‘AK Parti'de işler yolunda gidiyor’ diyecek kimse yok. Bu toplantıyı AK Parti Genel Merkezi'nde yapamayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Paraları mı yok, bütçeleri mi yok? Aklı başında bir müfettiş, orada harcadığınız her kuruşun, yaktığınız her elektriğin hesabını sorar, burnunuzdan fitil fitil getirir normal bir demokraside” diye konuştu.

“HER ŞARTTA SİZİ YENECEĞİZ”

Seçim Kanunu Teklifine ilişkin değerlendirmelerini sürdüren Özel, şöyle konuştu:

* Seçim Kanunu Teklifi geldi. Bakın geçmişte bunu hangi parti yaptıysa, yapılan ilk seçimlerde zararını gördü. Sen milletin zihninden çıktıysan, gönlünden düştüysen, millet seni göndermeyi kafaya koyduysa; sandık oyunlarıyla, seçim kanunu değişiklikleriyle iktidara tutunamazsın. Milletin gönlünden düşen, bu Meclis'ten de düşer. Yapılan seçimde başınıza gelecek budur. Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz. Getirin, her şartta sizi yeneceğiz. Korkunun ecele faydası yok. Bir başka değişiklik, barajı yüzde 7'ye indiriyorlar. Cumhur İttifakı gururla sunar: Kenan Evren'in yakışıklı torunları...

* Kenan Evren 10'u getirdi, 20 yıl uygulandı. Ak Parti geldi, ne dedi? ‘Barajı kaldıracağız’ dedi. 20 yıl Evren'in barajından istifade ettiler, şimdi 7'ye indiriyorlar. Ne için? MHP'nin boyuna göre çıta ayarlıyorlar. Bu da tutmaz, biz sıfırı savunuyoruz.

* Eğer güçlendirilmiş parlamenter sistem olursa, üç olsun diyoruz. Ama bu rejimde mutlaka ve mutlaka sıfır olsun. Ne yapacaklarmış? Grubu bulunan partiler seçime otomatik giriyor ya, şunu söyleyelim. Bakın elimde 411 sayılı Yüksek Seçim Kurulu kararı; meraklısına 2 Ağustos 2002 tarih.

* Ne diyor biliyor musunuz burada? Seçimlere girecek partileri belirliyor, örgütlenmesini tamamlamış partileri sayıyor tam 20 tane. İçinde AK Parti yok; 41 ildeki örgütlenmesini tamamlayıp, kongresini yapıp, üstünden 6 ay geçip, seçime girme yeterliliği olan partiler içinde yok.

* Grubu bulunan partileri sayıyor, orada var. Ak Parti grubu olduğu için seçime girebilir diyor. Hangi seçime? 3 Kasım 2002 seçimine. Bugün kaldırmaya çalıştıkları madde, kendilerini seçime sokan madde 3 Kasım'da. İktidara geldiklerinde eğer bu madde olmasaydı, seçime giremiyorlardı, Meclis'e giremiyorlardı. Ak Parti açısından varoluşsal bir çelişki... Kendilerini var eden, iktidara taşıyan maddeyi kaldırmaya çalışıyorlar. Nereden nereye...

* O gün yapsalardı ne olurdu? ‘Demokrasiye büyük darbe!’ Ak Parti iktidara giderken, seçime girme yeterliliğini elinden aldı. Bugün, buna AK Parti ile MHP müştereken tenezzül ediyorlar. Bizim için bir şey yok ama bu varoluşsal çelişkiyi, bu kendilerini seçime sokan maddeyle kavgalarını, sürükledikleri siyasi çukur açısından görmek lazım. Siyaseten dipteler, perişan haldeler. Buna tenezzül eder mi insan? Normal şartlarda AK Parti'nin bir müzesi olsa, bu maddeyi çerçeveletip, altın varakla süsleyip asmaları lazım.

“MART BİTTİĞİNDE YAPILMIŞ ZAM TÜKENMİŞ OLACAK”

Asgari ücret tartışmalarına değinen Özel, "Asgari ücrete yüzde 47,5 zam yapıldı. Zam yapıldığı günden bugüne yüzde 32,3 enflasyon. Sadece bugün için zam 1428 lira, enflasyon 1037 lirasını yutmuş. Bu ayın enflasyonu açıklandığında bir senelik zam havaya gitti. Mart ayı bittiğinde asgari ücrete yapılmış zam tükenmiş olacak. Böyle bir noktadayız, bunu herkes görsün" dedi.

“AKP’NİN KUYRUK OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR”

Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü'nün "Çok uzun kuyruklar oluşuyordu, fiyat artırdık" sözlerine tepki gösteren Özel, şöyle konuştu:

* Zararına değil ucuza ve tuttular yüzde 48 artış yaptılar. "Ne yapıyorsun" diyorlar? Açıklamaya bakın: ‘Ucuz satıyorduk, çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle fiyatları arttırdık’ Kardeşim, siz kuyruğu kısaltacaksanız, Et ve Süt Kurumu'na zam yapmayacaksınız.

* Dışarıdaki eti, sütü ucuzlatacaksınız ki kuyruk uzamasın. Kuyruk ihtiyaçtan, keyiften değil. Kuyruk kısalsın diye zam yapılır mı? Böyle bir yanlış iş olabilir mi? Bu şu demek. Mealen söylüyorum kuyruklar Tayyip Bey'in sinirlerini bozuyor, her kuyruktan rahatsız oluyor. ‘CHP kuyruk demektir’ demişti 70'ler için. 50 yıl sonra AKP'nin kuyruk olduğunu herkes görüyor. Diğer yandan tabii ağlanacak halimize gülen ve güldüren bir bakanımız var, Sayın Nebati.

* Her lafı gaftan öte artık parodiye dönüşmüş durumda. Kur korumalı mevduat; o gün dedik ki: Siz faiz arttırmıyoruz diyerek örtülü faiz veriyorsunuz. Bir kısmı bankanın sırtında yük olacak, çoğunu milletin sırtına vuruyorsunuz. Zenginler faize para koyacak. Bu yüzde 27,41'lik artışın 3,75'ini banka karşılıyor, 23,66'sı sizin sırtınızdan, sizin hazinenizden, sizin verginizden karşılanıyor. Yüzde 27'lik artışın, yüzde 23,66'sı vatandaşın sırtından; 3 ay önce ne dediysek o... Nebati yatırımcıların kur korumalı mevduattan çıkmasına gerek olmadığını, Türk Lirası'nın değerinin en düşük durumda olduğunu, bundan sonra inecek bir yer kalmadığını söylemiş.