Sonbaharda havanın neminin, sıcaklığının ve basıncının değişmesiyle birlikte bağışıklık sistemimiz zayıflar, dolayısıyla hastalıklara eğilim artar. Bir yandan da metabolizma hızı yavaşlamaya başlar ya da depresyon belirtileri ortaya çıkabilir. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, sonbahara uyum sağlamanın etkili yollarını şöyle anlattı.

Prof. Dr. Osman Erk

Nelere dikkat edelim?


Düzenli beslenme, yeterli ve kaliteli uyku ve fiziksel aktivite sağlık açısından son derece önemlidir. Sonbahar ve kış ayları hastalıkların fazla olduğu aylardır. Yazın bol bol güneşlenerek depolanan D vitamini hastalıklara karşı koruyucu etkiye sahiptir. Yeterince güneş ışınlarına maruz kalınmamış ise bol güneşli bugünlerden yararlanılmalıdır. Moral, motivasyon, konsantrasyon; doğada ve açık havada fazla zaman geçirme; temiz hava, temiz su, çıplak ayakla toprağa temas yani topraklama sağlık için yararlıdır.

Neler yemeyelim?


Çok fazla Omega-6 içeren ayçiçeği, mısır, aspir, safran gibi işlenmiş yağlardan, doymuş yağlar ve trans yağlardan uzak durulmalıdır. Omega-6 yağ asitleri metabolizmayı yavaşlatır ve kilo aldırır. Marketlerde satılan ambalajlı, üzerinde son kullanma tarihi olan yiyecekler; fruktozdan zengin mısır şurubundan yapılan hazır yiyecek-içecekler ve asitli içeceklerden uzak durulmalı. Fazla miktarda kafein içeren çay, kahve az miktarda tüketilmelidir. Kavun, karpuz, incir, muz, üzüm gibi fruktozdan zengin, glisemik indeksi yüksek meyveler kısıtlı tüketilmelidir. Hazır ambalajlı besinlerde bol miktarda bulunan tuz, tansiyonu yükseltip sağlığı bozabilir.


Ne kadar uyuyalım?


Erken uyuyup, erken kalkmaya özen gösterilmelidir. Sindirim sisteminin rahatlaması için akşam saat 20.00’den sonra yemek yenmemelidir. Günde ortalama 7 saatlik kaliteli bir uyku sağlık açısından son derece önemlidir. Yeterli uyku diyabet, kanser, obezite gibi hastalıklardan koruyucu etkiye sahiptir.


Hangi egzersizi yapalım?


Sabah erken saatlerde veya akşamüstü yapılacak tempolu yürüyüş kalp-damar ve sindirim sistemi sağlığı için önemlidir. Tempolu ve en az 30 dakika süren bir yürüyüş ilaç gibi gelir, insanı hastalıklardan ve obeziteden korur, metabolizmayı hızlandırır.


Nasıl beslenelim?


Bol miktarda antioksidan, antikanserojen ve vitamin içeren sebze ve meyvelerden yeterli miktarda tüketmeye gayret edilmelidir. Yeşil yapraklı sebzelerden ıspanak, roka, marul, maydanoz, semizotu en çok tüketilen yiyecekler olmalıdır ve her gün tüketilmelidir. Yeşil yapraklı sebzeler bol miktarda Omega-3 içerir ve Omega-3 metabolizmayı hızlandırıcı, kanın akışkanlığını kolaylaştırıcı etkiye sahiptir. Bugünlerde Karadeniz ve Marmara Denizi’nde bol miktarda bulunan ve Omega 3 içeriği somon gibi balıklardan bile daha fazla olan hamsi, istavrit, sardalya tüketilmesi sağlık açısından çok önemlidir. Bunun dışında Brüksel lahanası, brokoli, karnabahar, bamya, havuç, biber, domates gibi sebzeler sağlık açısından son derece yararlıdır.

Covid-19, grip ve zatürreye karşı nelere dikkat edelim?


Covid-19’un yanı sıra grip ve zatürre kış aylarının en çok korkulan ve çok sık karşılaşılan enfeksiyon hastalıklarıdır. Özellikle kronik bir hastalığı olan, kanser tedavisi gören, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanan yaşlı hastalarda aşılar son derece etkili ve gereklidir. Özellikle kapalı alanlarda maske, mesafe ve hijyene dikkat edilmelidir.


Nasıl vitamin takviyesi yapalım?


Vitamini doğal yoldan almaya çalışın. Her gün 4-5 porsiyon değişik renkli meyve tüketilmelidir. Bir orta boy elma bir porsiyona tekabül eder. Bu boyutta portakal, mandalina, greyfurt, elma, bir orta boy muz, 10 adet üzüm, 1-2 adet incir ile meyve tüketimi tamamlanmalıdır. Beslenmedeki temel felsefe taze, temiz, mevsiminde, organik sebze ve meyve tüketilmesidir. İçinde Omega-3, vitamin, mineral, arginin gibi aminoasitler bulunan kuruyemişlerden ceviz, badem, fındık ve çam fıstığı her gün 1-2 avuç tüketilmelidir. 10 adet ceviz, 10 badem, 10 fındık, 10 çam fıstığı ideal ölçüdür.