TÜRK TELEKOM DÖNDÜ DOLAŞTI DEVLETİN OLDU


Tarih 24 Kasım 1994... Başbakan Tansu Çiller, Özelleştirme Yasası’nın gece Meclis’ten geçmesinin ardından yaptığı teşekkür konuşmasında: “Bugünü çocuklarınıza, torunlarınıza anlatırken, ‘Türkiye, coğrafi bölgesindeki son sosyalist devlet olmuştu. Biz onu yıktık’ diyeceksiniz” dedi.

Aklımda kalan en önemli konuşmasıdır bugün “kurtarıcı” olarak iktidara yakın gazetelerde boy boy röportajları çıkmaya başlayan Çiller’in! Tamam... Susurluk, iş adamı listesi, Refah-Yol dönemi vs... Bunların hepsi önemli! Ancak... Hayata ekonomi-politik bakıyorsanız Çiller ve arkadaşlarının bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük Turgut Özal’la başlayan süreci devam ettirmesidir!



Nasıl mı?

ABD destekli 12 Eylül darbesi, 24 Ocak Kararları’nın ilk hukuksal eylemi, 1981’de çıkarılan ‘Serbest Piyasa Kanunu’nu oldu. 1984’te Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi’ne özelleştirme çalışmalarını yürütme görevi verildi. 1985 yılında, özelleştirme hazırlık çalışmalarını yürütmek üzere Morgan Guaranty Trust Company of New York firması görevlendirildi.

Hızlıca geçelim... Tansu Çiller denilince aklıma Prof. Mümtaz Soysal gelir! Soysal denilince de Telekom’un özelleştirilmesi ve 1994’te kurduğu Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM).

Neden mi? Çünkü...

“Türkiye gibi ülkeler sosyal adalet içinde hızla kalkınmalı(dır). Bu da sosyal devlet ilkesinin anlamlı bir değer taşıyabilmesi için mutlaka bireyleri ezmeden ulusal sermaye birikiminin sağlanması ile mümkündür.” (Mümtaz Soysal/100 Soruda Anayasa’nın Anlamı/Gerçek Yayınevi)

Önce ekonomi-politik bilinç ve arşiv!

Muhalefetin “planlamacısı” var mı?


19 Aralık 2019’da Oğuz Oyan yazdı:

“... KİGEM’in Vakıf Senedi 1996’da şu sunuşla başlar: KİGEM, 1994 Ocağında, Mümtaz Soysal ve Korkut Boratav’ın fikri önderliğinde, Türk Harb-İş ve Petrol-İş sendikalarının desteğinde yola çıktı. Kuruluş amacı, kamu işletmeciliğinin sorunlarını tarafsızca inceleyip bunlara bilimsel çözüm önerileri geliştirmek ve bu amaç doğrultusunda bilim adamlarının, sendikaların ve meslek odalarının işbirliğini sağlamaktı. Ancak, işlevsel açıdan amaçladığını tam olarak gerçekleştiremedi. Kuruluşundan kısa bir süre sonra 5 Nisan Kararları’nın açıklanması ve birçok KİT’in kapatılma kapsamına alınması, önceliğin bu kuruluşlara verilmesine neden oldu ve bu süreç içinde Karabük, PETKİM, PETLAS gibi kuruluşlar hakkında hazırlanan raporlar kamuoyuna sunuldu. Ardından hızlı bir özelleştirme dalgası bu kez de KİGEM’in ‘hukuk bürosu’ gibi çalışmasına yol açtı ve KİGEM bir yılı aşkın süre içinde 20 özelleştirme uygulamasına ait 44 davanın açılmasına destek verdi. Ancak artık KİGEM, bir yandan hukuksal mücadeleyi sürdürmekle birlikte, asıl kuruluş amacı olan kamu işletmeciliğinin geliştirilmesi alanında çalışmak, KİT’leri teker teker ele alıp incelemek, geçerli yönetim modelleri önermek, kamu yönetimine yönelik önerilerde bulunmak, bu alandaki çalışmalarını, çalışanların örgütlerine ve kamuoyuna iletmek, çalışanların yeni modeller oluşturmasını teşvik etmek istiyor. (https://haber.sol.org.tr/yazarlar/oguz-oyan/kigem-bir-direnis-merkezi-274583)” Tansu Çiller parti kuracakmış, bir partinin başına geçecekmiş, AKP’nin merkez sağda “partneri” olacakmış... Mesele Tansu Çiller değil ki! Erdoğan’ı sandıkta yenmek isteyenlerin bir ekonomi programı var mı? Bir Mümtaz Soysal’ı ya da Korkut Boratav’ı ya da İlter Ertuğrul’u ya da Yıldırım Koç’u var mı? İsmini sayamadığım “planlamacıları” var mı?

Bugün Telekom’un devlete nasıl döndüğünü konuşuyor herkes. Konuşmalı ama anlamalı da! Prof. Soysal ve arkadaşlarının bu özelleştirmeye karşı nasıl mücadele verdiğini, neden dava üzerine dava açtığını!

2026’da devletin olacaktı...


Tarih 3 Temmuz 2005... Türk Telekom’un özelleştirme sürecinde 1994 yılında açtığı davayla Anayasa Mahkemesi’nin özelleştirmeye ilişkin yasa maddelerinin iptal etmesini sağlayan Soysal, 11 yıldır devam eden hukuk mücadelesinin peşini bırakmayacağını söyledi...

Bırakmadı da!

Hatırlayın...

2002’de iktidara gelen AKP, 2005’te, Türk Telekom’u özelleştirmişti... Lübnanlı Hariri Ailesi’nin sahip olduğu Saudi Oger’e bağlı olan Oger Telecom, 2005 yılında Türk Telekom’un yüzde 55’ini satın almak için Ojer Telekomünikasyon AŞ’yi (OTAŞ) kurmuş ve 1 Temmuz’daki ihaleyi, 6 milyar 550 milyon dolar ile en yüksek teklifi vererek kazanmıştı. Muhalefetin büyük tepkisine karşın Türkiye’nin telekomünikasyonu bu özelleştirme ile Hariri Ailesi’nin kontrolüne geçmişti. Sonra ne oldu?

Türk Telekom’un özelleştirildiği 2005 yılında 7.6 milyar olan öz sermayesi, 2017 sonunda 4.5 milyara indi. 2005 yılında 811 milyon lira olan vergi ödemesi 2017 yılında 342 milyon liraya düştü.

Ve... 30 Ağustos 2018’de, üç kurum, yüzde 55 oranındaki Telekom hissesini satın alması için verdikleri kredi borcunu yaklaşık 10 milyar dolarlık karına karşın ödemeyen Lübnanlı Hariri Ailesi’nin hisselerini devraldı. Yani... Hariri 10 milyar doları aldı ve gitti!

Ve... Önceki gün Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, Türk Telekom’un yüzde 55’i Varlık Fonu’na devredildi. İktidar, 3 bankayı borç yükünden kurtarmak amacıyla Türk Telekom hisselerini 2026 yılında kendiliğinden devlet kontrolüne geçecek olmasına rağmen Varlık Fonu’na satın almış oldu. Yani...

Telekom döndü dolaştı, devletin oldu! Mümtaz Hoca ve arkadaşları kazandı!