Sevgili okurlarım milyonlarca insanımız hacı yolu bekler gibi bir tek olaya odaklanmış durumda.

Seçimler!..

Eğer birileri katakulli yapıp son dakikada öne almazsa, haziran 2023 bizi bekliyor.

Türkiye’nin kaderi o gün sandık başında oylanacak, geleceğimiz büyük ölçüde belirlenmiş olacak.

Tamam mı, yeni bir nefes mi, yoksa yine bunlarla devam mı!

Yapılan anketlere bakıyoruz, ortaya çıkan sonuçlar genelde olumlu.

Ama bu anketlerin hangileri güvenilir, hangileri güvenilmez!..

★★★

Piyasada bir sürü anket şirketi var...

Bunların elde ettiği sonuçları sahipleri ya da yetkilileri her gün ekranlara çıkıp boy boy açıklıyor.

Her anketçinin ağzından farklı sözler ve rakamlar çıkıyor.

Bunlar ertesi gün yazılı medyada, gazetelerde yer buluyor.

Dolayısıyla bizim kafalar da biraz karışmış oluyor!

★★★

İyi de kardeşim (yapıldığı takdirde) seçimi birileri kazanacak, karşı taraf ister istemez kaybedecek.

Kim kazanacak, kim kaybedecek?

Kişisel değerlendirmem şöyle:

Beklenmeyen gelişmeler olmadığı takdirde, muhalefet partilerinden oluşan Millet ittifakı bu yarışı önde bitirecek.

Burası çok önemli zira haziran 2023’de yapılacak Meclis seçimleri, en az cumhurbaşkanı seçimi kadar önemli.

Hatta çok daha önemli.

★★★

Şu da bir gerçek...

Meclis’te çoğunluk sağlandığı takdirde cumhurbaşkanlığı seçimini Tayyipgiller iktidarının kazanma olasılığı zaten mümkün değil.

Kazansalar bile cumhurbaşkanının akıl almaz yetkileri Meclis çoğunluğu tarafından budanır ve Sarayında iş yapamaz duruma getirilir.

İşte o zaman Cumhur ittifakı sudan çıkmış balığa döner.

Ama toplum olarak çoğunluğumuz şu anda bir başka gerçeğin peşinde gibiyiz.

★★★

Zannediyoruz ki her şey Saray’da başlıyor ve Saray’da bitiyor! Bir ölçüde doğrudur ama...

Milletvekili seçimlerini önemsemiyor gibiyiz!

Oysa hiç ilgisi yok.

AKP iktidarı Meclis çoğunluğunu yitirdiği, elinden kaçırdığı anda büyük ölçüde bitip tükenecektir.

Sonrası onun yerine geçenlerin elinde olacaktır.

Neler olup biteceğini o zaman hep birlikte görürüz!..

Yeter ki Türk toplumu diriliğini yitirmesin, muhalefet partilerinden, özellikle altılı masadan birileri şu veya bu nedenle su koyvermesin, ellerine geçen bu inanılmaz fırsatı kaçırmasın.

★★★

Altılı masa!..

Hem güveniyorum, doğrusunu isterseniz hem de güvenmiyorum!..

Kılıçdaroğlu’na güvenim tam.

İkinci büyük partiyi temsil eden Meral Akşener’e de öyle.

İsim vermiyorum ve üzülerek söylüyorum ama geri kalan dört partiden bazılarına tam olarak güven duyamıyorum.

İşler biraz ilerleyip daha da ciddileşince, karar verme aşamasına gelindiğinde, şu veya bu nedenle bazılarının mızıkçılık yapmaya başlamasından endişe ediyorum.

Yanılmayı dilerim.

★★★

Bunları niçin vurguladığıma gelince...

Türkiye’nin geleceği önce büyük ölçüde o altılı masada, sonra da seçim sandığında belirlenecek.

Yani öylesine bir bıçak sırtı üzerindeyiz ki...

Yapılacak en ufak bir hata seçimleri yine AKP’ye armağan etmekle sonuçlanır ve sonrasında neler olacağını hiç kimse bilemez.

Tahmin ederiz de şimdiden bilemeyiz!

★★★

Aman altılı masa...

Dikkat edin, uzun yıllar sürecek öyle günleri Türk Milletine yeniden yaşatmamak için elinizden geleni yapmaya çalışın.

Bu işin şakası yok.