Sevgili okurlarım Türkiye gerçekten de acayip bir ülke oldu. Ne zaman neyi yaşayacağız, akıl almaz hangi şaşırtıcı olaylara tanık olacağız, hiç belli değil.

Bazı olaylar oluyor ve biz “Vay bee, bunu da gördük” demekle yetinmek zorunda kalıyoruz.

Son İmamoğlu olayına  bakalım...

Burada beklenen tek şey mahkemenin kendisine hapis cezası vereceği idi...

Zira işin altyapısı haftalar önce hazırlanmıştı.

Davaya bakan mahkemenin hakimi görevden alınıp Samsun’a atanmış ve yerine (iddialara göre) yandaş bir hakim getirilmişti.

Cezayı o hakim kesecekti.

★★★

Nitekim beklenen aynen oldu ve hapis cezası verildi... Cezanın nedeni İmamoğlu’nun birileri için “Ahmak” demiş olmasıydı.

Biz gazeteciler de aynen siyasetçiler ve sıradan vatandaşlar gibi, bu doğrultuda sözlerimiz ve yazılarımız nedeniyle sık sık yargılanırız. Aynı durum siyasetçilerin de başına gelir.

Bir dil sürçmesi olur, ya da hakaret sözcükleri bilerek kullanılır ama bunların karşılığı çoğunlukla para cezasına dönüşür.

Karşı tarafın kendisine, anasına avradına, soyuna sülalesine dümdüz gitmediğiniz, iftira atmadığınız sürece bu suçun cezası bellidir.

Bir yıldan biraz fazla hapis verilir ve sonrasında para cezasına çevrilir...

Başka bir deyişle, hiç kimse İmamoğlu davasında olduğu gibi siyasi yasaklı durumuna düşürülmez.

★★★

Ekrem İmamoğlu’nun ismi önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip’in en büyük rakiplerinden biri olarak geçiyordu.

Mansur Yavaş’la birlikte özellikle İYİ Parti onun arkasında durup açıktan olmasa bile destek veriyordu. Ancak ‘Mansur’ kararını epeyce önce açıkladı.

“Benim amacım Ankara’ya hizmet etmektir. Cumhurbaşkanlığına aday değilim...”

Oysa gerçek düşüncesini açıklamayan İmamoğlu altılı masada aday gösterilmeyi sessizce bekliyor ve umuyor.

★★★

Çalışkan, mücadeleci, temiz ve düzgün bir adam...

İBB bütçesinde trilyonları yönetiyor ama adı bugüne kadar herhangi bir pisliğe, hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşmadı.

AKP İmamoğlu’nun İstanbul’u kazanmasını asla hazmedemedi... Çünkü İBB onlar için bir ‘Vurgun merkezi’ idi.

İstanbul’u bir şeriat merkezi yapmak için yoğun çaba harcadılar.

İBB’nin kaynaklarını cemaatlere ve tarikatlara hortumladılar.

★★★

CHP İBB Büyükşehir Belediye Meclisi’nde azınlıkta. Çoğunluk AKP’nin elinde...

Buna rağmen İmamoğlu büyük işler başarıyor, İstanbul’a hizmet veriyor.

Dolayısıyla hele 2023 cumhurbaşkanlığı seçimleri söz konusu olduğunda AKP’nin korkuyla izlediği bir numaralı aday.

Günümüzün siyaset tablosuna bakıldığında ismi ve kimliği en az Kemal Kılıçdaroğlu kadar önemli.

Bu konuda bundan sonra neler olacağını şimdi bilemiyoruz, hep birlikte izlemeyi sürdüreceğiz. 

★★★

Kılıçdaroğlu geçtiğimiz son haftalarda bence üç önemli hata yaptı.

ABD gezisi, İngiltere gezisi ve şu son Almanya gezisi.

Bu üç yurt dışı gezisinden kendisinin ya da partisinin ne kazandığını anlamak mümkün değil!

Hele şu son gezi... Mahkeme bir gün sonra İmamoğlu kararını açıklayacak ve Kılıçdaroğlu yurt dışında! Büyük olasılıkla ceza verileceğini herkes tahmin ediyor... Ve karar açıklandığında Kılıçdaroğlu apar topar, acele bir uçak kiralayarak İstanbul’a dönmek zorunda kalıyor.

Oysa O’nun gerçekten değerli bir kurmay kadrosu var.

O kadro kendisini uyarmadı mı, “Sayın genel başkanım siz Almanya’da iken mahkeme İmamoğlu kararını açıklayacak. Hapis çıkabilir. Sonra açığa düşmeyelim, zor durumda kalmayalım” demedi mi?

Bu hatayı anlamak mümkün değildir.

İkincisi, şu son üç yurt dışı gezisini niçin yaptığını, neyi amaçladığını anlamak da (benim açımdan) ne yazık ki mümkün olmamaktadır!

Yine de vurgulamak isterim...

Altılı masadan çıkan aday Kılıçdaroğlu olduğu takdirde (kendi açımdan söylüyorum) kendisine destek vermek görevimiz olacaktır.

Hataları ve yanlışları bir yana, bunca engellemelere karşın harcamakta olduğu olumlu çabaları unutmayalım.

★★★

Sevgili okurlarım, bu son olay bize acı bir gerçeği bir kez daha anımsatmış oldu...

Türkiye’de yargı ne yazık ki iktidara bağımlıdır.

En tepelerden talimat almakta, kritik konularda bazı kararlarını o doğrultuda vermektedir.

Sonra o kararlar muhalif kesimde yer almış olan siyasetçilerin, aydınların, gençlerin ve herkesin üzerinden adeta bir silindir gibi geçmektedir.

İmamoğlu’nun “Ahmak” kararı bunu bize bir kez daha anımsatmış oldu.