Erdoğan’ın, “Faizi indiriyoruz, enflasyon daha da düşecek” deyip insanlarla eğlenmesi üzücü bir durum olsa da kimse bu muameleyi hak etmediğimizi söyleyemez.

Diğer ihtimal daha fena... “Daha da” düşüreceğiz demek için biraz olsun düşürebilmek gerekmiyor mu? Ya etrafındakiler ona gerçekleri söylemiyorlar ya da düştüğünü sanıyor...

★★★

Nitekim öyle olsa gidip de enflasyonu düşürmek için İstatistik Kurumu’nun başkanını değiştirmezdi. Yüzde 80 olan enflasyonu yüzde 36 göstermek yetmediyse demek ki... Ocak ayı için yüzde 12’den az açıklarlarsa değişim ulaşmıştır amacına...

Sorsan halkımız İstatistik Kurumu’nun fiyatları topladığı marketleri tercih etmeyip lüks marketlerden alışveriş yapıp sonra da enflasyondan şikâyet ediyorlar.

★★★

Nasıl olsa kerizin önde gideniyiz. Önümüze ne koyarlarsa yeriz... Hani tarih kitaplarında çaresizlik ve ağır vergiler altında ezildiğinden bahsedilen halk var ya... Belli ki o biziz aslında!

Hasta ile vakayı ayıran da vatandaşın gözünün içine baka baka gerçekleri söylemeyen de aynı zihniyet değil miydi?

★★★

Dolar artıkça enflasyon yükseliyor. Dolara bağlı bir enflasyon demek, artmaması için kurları suni olarak düşük tutacaksın demek... Bir süre böyle giderler... Sonra en başa dönerler...

Sistemsel hata var! Bu iş yürümez böyle... Hiç boşuna bakma dövize, faize... Kimin yüzünden düştük bu hallere? Hah işte... Sorunu yaratanlar soruna çare olamazlar ekonomiye...

★★★

Yeni yıla girince temiz sayfa açtık. Eyvallah da bir plan, program göreniniz oldu mu sağda, solda... Yeni zamlar yapmak dışında?

Hey maşallah, hadi inşallah ile ekonomi yönetiliyor memlekette... Aksiyonları sadece niyet tutmak üzerine...


Emir komuta zincirli serbest ekonomi


Egosu yüksek doktorların aileye kötü haberi vermesi gibi, ameliyat iyi geçti ama hasta kaybedildi! Canım olur o kadar kusur, bitecek hepsi... Var mı vefasızlığın gereği?

Sadece kör değiliz aynı zamanda nankörüz belli ki... Hem göremiyoruz, hem görmek istemiyoruz bazı şeyleri... Öyle olduğuna inanıyor kendisi...

★★★

Yirmi yılda kendi yerli paramızla dövize bağımlı olmayan bir ekonomi oluşturulabilseydi zaten kimse parasını dövize çevirmezdi. Sabah akşam döviz fiyatlarını takip etmezdi.

Ekonomi yönetimi “suç bende değil” mesajı vermekten başka ne yaptı? Yedi, yedirdi, bağırdı, çağırdı, suçladı... Türkiye’yi borç batağına sapladı.



★★★

Zannediliyor ki emir-komuta zinciri ile piyasalar dengeye gelir. Siyasi baskı ile enflasyon, faizler ve hatta dolar kuru düşürülebilir. Merkez Bankası tek başına bunlara kadir... Öğrenemediler ki sorunları ertelemekten başka bir şey değil...

Para yoksa çare ne? Para basmak! İyi de “zam geldi” demek gibi böyle söyleyince şık olmuyor. Bütün yandaşlar artık “güncelleme” kelimesini kullanıyor. O zaman “para basmak” yerine “kâr transferi” kelimelerini kullanalım.

★★★

Merkez Bankası’nı yılın son gecesi fasulyeden 130 milyar lira para kazanmış gibi gösterelim... Yakıştı mı? Güzel durdu!

Normalde piyasaya sürülmeyecek paranın Hazineye aktarılması, teknik olarak para basılmaması ama pratikte para basılması... Kafanız yeterince karıştı mı? Demek amaca ulaşıldı!

★★★

2001 yılında yaşadığımız krizde özel bankalar, sahipleri tarafından hortumlanmıştı ya... Şimdi de Merkez Bankası hortumlanıyor.

Seçimlerde sıkça duyduğumuz “beka sorunu” aslında gerçekti. Burada mesele kimin bekası olduğundan ibaretti... Son bir seçim kazanmak için ülkeyi batırmaya değer mi?

Elektrik zammı umurlarında olmadı!


Ülkenin her yerinde kaçak elektrik var. Zam gelmiş kimin umurunda? Ahıra klima takandan tut, sıcak su için kuyuya elektrikli karyola sarkıtana...

Tamam, zam yapıyorsun ama adaleti sağlayamıyorsun. Sayaçlarını okutan bunca insanı zevk-i sefa içinde yüzüyor mu sanıyorsun?



★★★

Peki, niye kesilmiyor? Şirket için fark etmiyor! O faturasını ödeyen bizim gibi enayilerden cayır cayır tahsil ediyor.

Asgari ücretli vatandaş eşek gibi çalışsın, zar zor çocuklarına baksın, gerekirse aç yatsın... Elektrik borcunu bir hafta geciktirsin, hemen işleme girsin.

Sanayi mal üretecek ama “yok” denilip şebekeye verilen elektrik kesilsin. Kaçak kullananları bu durum teğet geçsin. Her alanda yönetimin iş bilmezliğinin faturasını niye ödüyoruz? Var mı cevabı?