Erdoğan çıktı, ciddi ciddi “Allah’ın izniyle hayat pahalılığı meselesini de çözeceğiz” dedi... Demek daha önce Allah izin vermedi. Hikmetinden sual olunmaz tabii...

Bu açıklamasıyla içimde kalan son şüphe kırıntılarını giderdi. Çözülüyor mu böyle demeyin! İnşallah Erdoğan gelir de enflasyon canavarından kurtarır bizi... Eğer oyunuzu ona verirseniz bundan sonra ülkeyi o yönetecek, inşallah başa gelince de meseleyi halledecek.



★★★

Sahi son 20 yıldır kim yönetiyordu ülkeyi? Tam bilemedim şimdi... Kim yönetiyorsa artık yapamadılar, başaramadılar... Fena çuvalladılar. Belli ki beceremediler... Ekonomiyi batırdılar...

Uyanık esnaf gibi hep “bunun garantisi benim” dediler işin içinden çıkamadılar.

Oysa ekonomist söz verdi,  enflasyonu düşürecek. İsterseniz siz de bulun bir ekonomist sorun; Ahdim olsun ile elektrik faturaları arasında ters ilişki vardır. Ahdim eğrisi ne kadar dikse elektrik faturaları o kadar az gelir...

Tam 20 yıldır beraber yürüdük bu yağmurda, sadece biz ıslandık, onlar her daim kuru kaldı. Hiçbir yanlışları üzerlerine yapışmadı! Ona bir şans verin. Denesin bir görelim!

Benzine İmamoğlu zammı!


İmamoğlu yüzünden benzine 70, motorine 90 kuruş daha zam geliyor. İstanbul’u kazandıktan sonra icraatları yüzünden biricik hükümetimiz yine zam yapmak zorunda kalıyor.

“Ne alakası var?” demeyin. Hiçbir şey olmadıysa bile mutlaka bir şeyler oldu ki fiyatlar durmadan artıyor. Ülkede araba mı kullanıyoruz, taciz mi ediliyoruz kimse söylemiyor.

Zam öncesi “depoyu full yap bütün ay idare ederim” dedim. Ödemeye giderken gözlerim yaşardı. Ağlamıyordum, gözüme zam kaçmıştı. Hayatımda ilk defa bir depo benzin 900 lirayı aşmıştı.

Adamlar yol yaptı, köprü yaptı, tünel yaptı... Bedava mı? Bütün parayı benzine verince neyle geçeceksin o köprüden, tünelden? “Sizin arabaya binmenizi istemiyoruz” deyip sorunu kökünden çözsen...



★★★

Adam sen de! Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğine inanıyorsun da, aslında benzini ucuza alan refah içinde yaşayan bir ülke olduğuna mı inanmıyorsun? Araba fiyatları da nazar boncuğu olsun!

Büyük ülke olmak bunu gerektirir. Gıkını çıkartan bizden değildir. Aynı zamanda Amerika’ya atılmış bir tokattır bu zamlar. Sonuçta sokaktaki vatandaşın dolarla ne işi var?

Kara Murat benim!


Hey gidi Fatih’in fedaisi Kara Murat... Bir nesli peşinden koşturdu. Sinemalarda gişe rekorları kırdı. Dergisinin tirajı 200 bin satışa ulaştı. Geri dönmemesi söz konusu bile değildi...

Kara Murat ilk kez 5 Aralık 1971 Pazar günü Günaydın Gazetesi’nin 4’üncü sayfasında Fatih’in Fedaisi üst başlığıyla yayınlanmaya başlamıştı. Yaklaşık 50 yıl önce... Bir tarih yatar her hikayesinde...



★★★

Yaratıcısı Rahmi Turan’ın anlatımıyla o günleri dinlemek için karamuratbenim.com sitesinde bir YouTube videosu da var. Kara Murat tekrar ayağa kalkıyor. Kim bilir belki de Türkiye’den uzaya ilk o çıkar!

Kitabı basılacak. Dizi filmi yapılacak. Oyunu çıkacak. Ne var ki öncesinde dijital dünyaya adım atıp ölümsüzlüğünü ilan edecek. Nasıl? Blok zincir sayesinde...

★★★

Nitekim işi blok zincire taşıyorsanız ve orada kayıt altına alıyorsanız NFT haline getiriyorsanız içindeki veriler değiştirilemeyecek şekilde şifreleniyor.

Normal şartlarda bir resmin kopyasını alabilirsiniz. Mona Lisa resmini evin duvarına dahi asabilirsiniz. Zira sahibi değilsiniz. Oysa NFT ile sahibi olduğunuzu ispatlayabilirsiniz.

★★★

Dijital dünyada orijinal dijital varlıklar silinemiyorlar, kopyalanamıyorlar veya benzer bir varlıkla eşitlenemiyorlar. Her NFT varlığı kendi başına benzersiz kalıyor.

Kara Murat zaten benzersizdi... Sözcü Kitapevi resimli roman hazırlıklarına başladı. NFT serileri neredeyse tamamlandı. Geri sayım başladı...

Panik ile alınan kararlar bunlar!


Faizler suni olarak indirildi. Peki, bu durum ekonomiyi mi iyileştirdi? Hayır, üzerine tüy dikti! En fazla yüzde 25’kadar yükselecek enflasyon, yüzde 50’nin yamacına kadar geldi.

Maliyetinin altında faizle kredi vermek milletin parasını peşkeş çekmektir. Orası net! Kamu Bankaları bu durumu görev zararı olarak addedecekler. Kim verdi bu görevi? Orası da belli!

Yemişim bütçeyi! Açın kesenin ağzını emri geldi. Kese boş çıktı iyi mi? Gelen zamlar da doldurmuyor belli ki... Şahap beyi çağırın, makinayı ısıtmaya başlasın. Para basılacak, tez basılsın. Yine aynı şeyi deneyeceğiz.

Bunlar çok tehlikeli hareketler. Panik içindeler. Yüksek maliyetli bulduğun parayla ucuza kredi veriyorsun sonra da ekonominin düze çıkmasını bekliyorsun. Aslında daha da batırıyorsun! Kolay gelsin, artık bi şey demiyorum.