“Sağlıkta devrim yaptık” diye övünüyorlar ama durum ne yazık ki, öyle değil!

Sağlık bugün Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri oldu.

Sağlıksız bir toplum olma yolundayız...

AKP iktidarının “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında uygulamaya başladığı sağlık politikaları sürdürülemez hale geldi.

Devlet hastanelerinde “Randevu sistemi” çöktü.

“Onkoloji, genel dahiliye, göz, cildiye” gibi, uzmanlık  gerektiren branşlarda kısa zamanda randevu almak artık imkânsız!

MR (Emar) tomografi, ultrason” gibi, hastalıkların teşhisinde çok önemli yol gösterici olan görüntüleme birimlerinden randevu sırası alabilmek 6 ile 8 ayı buluyor.

★★★

CHP Sağlık Politikaları Genel Başkan Danışmanı Coşkun Bel, Türkiye’nin sağlık sorunlarıyla ilgili çalışmalarına devam ediyor.

Uzun yıllar büyük gazetelerde sağlık yazarı olarak görev yapan gazeteci kökenli Coşkun Bel, kanayan bir yaraya dönüşen “Hastanelerde randevu çilesinin” nasıl önleneceğine dair hazırladığı son raporda yapılacak işleri bir bir sıralıyor.

Uzun yılların deneyimlerinin kâğıda dökümü bu... Akılcı önerilerin bulunduğu rapor uzunca olduğu için bu sütuna sığmaz.

Sağlık Bakanlığı, Coşkun Bel’in raporlarını uygulasa, Türkiye’nin sağlık sorunları önemli oranda hafifler. Fakat Bakanlığın, muhalefetten gelen tüm proje ve önerilere kapalı olduğunu biliyoruz.

★★★

Türkiye’nin sağlık sorunlarının çözülmesi için tek umut 18 Haziran 2023 seçimleri...

CHP Sağlık Politikaları Genel Başkan Danışmanı Coşkun Bel:

“CHP iktidara gelince sağlıktaki tüm bu sorunlar bir bir çözülecek. Halkımız bize güvensin. Kimse devlet hastanelerinde randevu çilesi çekmeyecek” diyor.

Arapça “Deve eti” kasidesi askeri neden ağlattı?


Gerici çevreler “Kur’an Arapça yazılmıştır, öyle kalmalıdır” diyerek Türkçe olmasına karşı çıkıyor.

“Halk okumasın ve anlamasın” istiyorlar.

Kutsal olan Arapça kelimeler değil, Allah’ın bu kelimeler ve anlamlarla oluşturduğu Kur’an’dır.

Arapça’yı kutsallaştırıp, dinin anlaşılmadan yaşanmasına sebep olanların düştüğü komik durumun bir örneğini, Araştırmacı Yazar Semih Kalkanoğlu gönderdi. Okuyalım: 

“Arap Bedevi kadınları ellerinde defler, yanık sesle türküler söylüyorlardı.

Türkülerin konusu da deve etinin lezzetiydi... Bu etin kebabının, haşlamasının, kızartmasının ne kadar lezzetli olduğu yanık yanık, makama uygun anlatılıyordu.

Töreni tertipleyen Osmanlı Teşkilâtı Mahsusa Reisi Eşref Sencer Kuşçubaşı bir de baktı ki, hazır ol vaziyetinde duran Anadolu’nun aslan yapılı erlerinden bazılarının Arapça deve eti kasidesini dinlerken göz yaşları şıpır şıpır damlıyordu.

İyi Arapça bilen Eşref Bey şaşırdı ve bir ere:

‘Oğlum ne ağlıyorsun böyle?’ diye sordu.

Er, hazır ol vaziyetinde durmaya devam ederek cevap verdi:

‘Komutanım, bakınız ne güzel Kur’an okuyor!’

TEBESSÜM

Temel’in tosuncuğu!


Temel, meyhaneye girip garsona bağırır:

“Herkese benden bir içki ver. Baba oldum. Bizim hanım 10 kiloluk bir tosuncuk doğurdu...”

Herkes sıraya girip Temel’i tebrik eder. Birkaç ay sonra Temel yine meyhaneye geldiğinde sorarlar:

“Senin tosuncuk şimdi kaç kilo oldu?”

Temel “7 kilo” der.

“Nasıl olur? Doğduğuna 10 kilo değil miydi?”

Temel gururla cevap verir:

“Sünnet ettirdim de...”

GÜNÜN SÖZÜ

Kendi dil birliğinden vazgeçen bir devlet, siyasal birliğinden de vazgeçer!