Bugün 23 Nisan... Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı...

Bu anlamlı günün ülkede barışın, sevginin ve umudun simgesi olması gerekir. Fakat öyle mi? Ne yazık ki, 23 Nisan’ı yok etmek isteyenler de var..

Bu tip insanların yurt sevgileri kuşkuludur!

Bağımsızlık ve egemenlik bir ulusun namusu, onuru ve gururudur.

Biz 23 Nisan’ı “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Büyük Atatürk’e borçluyuz.

Günümüzde bir takım gerici çevrelerin, utanmadan, sıkılmadan Atatürk’e saldırıp, ona vicdansızca hakaret yağdırması yüreklerimizi yaralıyor...

Ey gafiller! Mustafa Kemal Atatürk bu vatanı kurtarmakla hata mı etti? Ülke düşman işgali altında paramparça olsaydı daha mı iyiydi?

Türkiye’yi bölmek isteyenlere destek olan, milletini satan düzenbazlar her devirde olmuş, bu nedenle Atatürk “Kahramanı kadar gafili ve haini de çok olan bir milletiz!” demek zorunda kalmıştı.

★★★

Biz bu ülkeyi 10 Ağustos 1920 günü kaybetmiştik.

Osmanlı Devleti, Fransa’nın başkenti Paris’in 3 kilometre batısında olan Sevr banliyösünde, teslimiyet ve esaret belgesi olan Sevr Antlaşması’nı imzalamıştı. Buna göre:

■ Güneydoğu Anadolu (Urfa, Mardin, Antep ve Maraş) Fransa’ya...

■ Bütün Trakya, Gökçeada, Bozcaada, Ege Bölgesi (İzmir, Kütahya, Afyonkarahisar, Salihli, Akhisar, Ödemiş, Tire, Söke) Yunanistan’a...

■ Akdeniz Bölgesi İtalya’ya bırakılıyordu...

★★★

Dahası var:

■ Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Wilson’un saptayacağı bağımsız bir Ermenistan ve  Kürt Devleti kurulacaktı.

■ Boğazlar Bölgesinde (İstanbul ve Çanakkale) bağımsız bir yönetim oluşturulacak ve bayrağı kendine özgü olacaktı.

■ Osmanlı, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın üyesi olduğu bir komisyon tarafından yönetilecek, komisyona alınacak Türk üyeler ise ancak danışma niteliğinde olan görüşmelerde oy kullanabilecekti.

■ Padişaha gelince... Bu anlaşmanın hükümlerine uyduğu taktirde yerinde (Yıldız Sarayı’nda) oturabilecek, aksi taktirde tüm yetkileri elinden alınacaktı...

★★★

Sevr Antlaşması’nda daha bir çok rezil maddeler vardı.

Tam bir teslimiyet ve esaret belgesiydi bu...

Osmanlı Devleti’nin egemenlik hakkı elinden alınıyor, orduları dağıtılıyor ve Birinci Dünya Savaşı’nın galibi olan itilaf devletlerinin kuklasını durumuna getiriliyordu.

Mustafa Kemal Atatürk, devletin düştüğü bu acıklı duruma isyan ederek tüm işgalci devletlere karşı Kurtuluş Savaşı başlattı, uzun ve kanlı savaşlardan sonra kazandığı muhteşem zaferle vatanı kurtardı.

24 Temmuz 1923 günü, bir esaret belgesi olan Sevr Antlaşması, yeni bir antlaşma ile tarihin çöplüğüne atıldı.

★★★

Bugünün gericileri, softaları ve yobazları, Türk ulusunu yok olmaktan kurtaran Atatürk’e hakaret edip duruyor.

Ne söylüyorlarsa hepsi      ni kendilerine aynen iade ediyor, “23 Nisan Bayramı’mız kutlu olsun” diyoruz.

Hedefte gazeteciler var!


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, ülkemizin en büyük basın örgütüdür...

Cemiyetin hafta içinde yapılan 47’nci Genel Kurul Toplantısı’nda, Turgay Olcayto yeniden Başkan seçildi.

3 yıl daha görev yapmaya değer bulunan Başkan Olcayto,  kongrede, Türkiye’nin içinde bulunduğu üzücü durumu özetleyerek “Zor zamanlardan geçiyoruz” dedi ve ekledi:

“Gerçeğe ulaşmak isteyen gazeteciler hedef alınıyor. Neden? Çünkü gazeteciler gerçeği araştırıyor, halkın haber alma hakkını sorguluyor.

Artık gazetecilik, halkı bilgilendiren bir meslek olmaktan çıkıp iktidarın haberlerini yayan bir kuruluş haline geliyor.

Gazetecilere, Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla  pek çok dava açılmış durumda.

Davalar birbirini izliyor.

Böyle sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz.. Fakat bütün bunlar atlatılacak, Türkiye elbette yine parlamenter demokrasinin yeşerdiği, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin izinde yürüyen bir yönetime kavuşacak.”

GÜNÜN SÖZÜ

Cumhuriyet, ahlâk ve fazilete dayanan bir idaredir (Atatürk)