Seçim Kanunu’nda değişiklik öngören teklifin 2018 seçim sonuçları baz alınarak hazırlandığını savunan Aydın “Oysa şartlar değişti. İktidarda kalabilmek için seçim kanunlarıyla oynamaya başlamışlarsa, gidicidirler” dedi.

İktidardaki iki parti; AKP ve MHP’nin hazırladığı seçim kanununda değişiklik teklifi açıklanır açıklanmaz her kesim tarafından büyük tepkilere neden oldu. Teklifi okuyan AKP ve MHP’den iki milletvekilinin bile mahcubiyet içinde olduğu sık sık tekrarlandı. Bütün maddelerin sadece “Cumhur İttifakı’nın iktidarı koruması amacıyla” hazırlandığı, siyasi kurnazlıklar içerdiği, seçimde devletin tüm imkanlarının Cumhurbaşkanı ve partisi tarafından kullanılacağı söylendi ama henüz bu değişiklikler tam olarak anlaşılamadı. Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nda olduğu için TBMM’de kabul edilecek olan bu teklifin anlaşılmasına katkı sağlamak üzere bu değişiklikleri çok deneyimli bir siyasetçi olan İYİ Parti Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Koray Aydın’a sordum.

KAYBETTİKLERİNİN İKRARI

■ Sayın Aydın, Cumhur İttifakı’nın -koalisyonunun- hazırladığı Seçim Yasası değişikliklerini nasıl karşıladınız?

İktidarın Seçim Kanunu ile ilgili değişiklik teklifi seçimi kaybettiklerinin bir ikrarıdır. Bir iktidar sırf iktidarda kalabilmek için seçim kanunlarıyla oynamaya başlamışsa o iktidar artık gidici demektir. AKP ve ortağının uzun zamandır üzerinde çalıştıkları teklif, dağın fare doğurması ve bir yönüyle de kendi getirdikleri ittifak sisteminin etkisiz hale getirilmesidir. İttifak sisteminin il bazında aleyhlerine işlediğini düşünen iktidar ortakları, aslında il bazında ve ülke genelinde geriye düştüklerini bu teklifle itiraf etmişlerdir. Teklifte ülke barajını yüzde 7’ye düşürmüşler, il bazında ittifakların oy avantajını da ortadan kaldırmışlardır. Seçim barajını şayet seçmen iradesinin en geniş şekilde parlamentoya yansıması ve temsilde adalet için indiriyorlarsa, bizim Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem teklifimizde önerdiğimiz gibi yüzde 3’e veya en azından yüzde 5’e indirmeleri gerekirdi. Cumhur İttifakı olarak önde olduklarını düşünüyor olsalar, il bazında ittifaklara avantaj sağlayan kuralı değiştirmezlerdi. Demek ki geriye düştüklerini kendileri de kabul ediyor.

■ Muhtarlık seçimlerinde oy kullanmada değişiklik neden yapılıyor?

Esasen yerel seçimlerde ve özelde İstanbul seçimlerinde uğradığı ağır yenilgiyi, köylerine muhtar seçmeye giden seçmenlere bağlayan iktidar, bu teklifle muhtarlık seçimlerinde oy kullanmada en az bir yıl ikamet şartı getirmektedir. Bu durum bile iktidarın halen yerel seçim travmasını atlatamadığının göstergesidir.

BÖYLE KANUN OLMAZ

■ Seçim yasaklarından “başbakan” ibaresi çıkarılıyor, ona her imkanın kullanılması, propaganda yapması serbest olacak, en fazla tepki çeken maddelerden biri bu. Şu anda başbakan görevini de Cumhurbaşkanı yaptığına göre siz ne düşünüyorsunuz?

Bu husus teklifteki en kritik husustur. İktidar ortakları getirdikleri teklifle milleti aptal yerine koyarak bir kurnazlık yapmışlar, Cumhurbaşkanı’nı seçim yasaklarından muaf tutmuşlardır. “Başbakan ve bakanlara ilişkin” seçim yasakları maddesinde yapılan değişiklikle “Başbakan” ibaresini yasa metninden çıkarmışlardır. Buna göre Cumhurbaşkanı, seçim propagandasının başlangıç tarihinden oy verme gününe kadar seçim propagandası ile ilgili gezilerde makam ve resmi araçları kullanabilecek, açılış törenleri yapabilecek, resmi ziyafetler verebilecek, devlet imkanlarıyla yapılan karşılama ve uğurlama törenlerine katılabilecektir. Ancak bakan, milletvekili ve diğer siyasi parti genel başkanları bu yasaklara uymak zorunda olacak. Böyle adalet, böyle düzen, böyle kanun olur mu? “Başbakan” ibaresi çıkarılıyorsa yerine “Cumhurbaşkanı” ibaresi konmalıydı. Cumhurbaşkanı “iktidar partisinin Genel Başkanı” durumunda olduğu için yasak kapsamı daha da geniş olmalıdır. İktidarı milletten aldığımız destekle sandıkta yenecek, bu teklifi getirdiklerine pişman edeceğiz!

Koray Aydın, siyasete 21 yaşında MHP Gençlik Kolları’nda başlamış, hem kurucu Genel Başkan Alpaslan Türkeş, hem de Devlet Bahçeli döneminde Genel Sekreter olarak görev yapmıştır. DSP-MHP-ANAP koalisyonunda Bayındırlık Bakanlığı, sonrasında TBMM Başkanvekilliği görevinde bulunan Aydın, İYİ Parti’nin kurucularından.

HDP’yi kapatsalar ne olacak yedek partileri hazır bekliyor


■ Siyasi partilerin seçime girebilmesi için Meclis’te grubu olması yerine seçimden 6 ay önce 41 ilde örgütlenmeyi tamamlamış olması getiriliyor, söylendiği gibi HDP için getirilen bir şart mı?

HDP’yi kapatsalar ne olacak? HDP’nin herhangi bir duruma karşı kurduğu bir başka parti var ve onun örgütlenmesini de tamamlamış vaziyetteler. Ki ben HDP’yi kapatacaklarını da düşünmüyorum, HDP onlara lazım. HDP üzerinden, sanki HDP ile kol kola girmiş izlenimi yaratarak bazı muhalefet partilerini sürekli dövüyorlar ve daha milliyetçi kitleyi kendi etraflarında bütünleştirmeye çalışıyorlar, onun için seçimden önce kapatılması büyük bir ihtimal değil. Siyasi partilerin seçimlere girebilmesi için TBMM’de grup kurmasının yeterli olmasını bir türlü hazmedemeyen iktidar, bu imkanı ortadan kaldırarak kurtulacağını sanıyor ama fena halde yanılıyor.

Buradaki yarası, İYİ Parti’nin 2018 seçimlerine katılma hakkı kazanmasından kaynaklanıyor, onlara şunu hatırlatmak isteriz: İYİ Parti TBMM’de grup kurmamış olsa bile teşkilatlanma yönüyle de 2018 seçimlerine katılma hakkı kazanmış bir partidir. Nitekim, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 2018’de İYİ Parti’nin seçimlere girmeye hak kazanmasına ilişkin kararını hem grup kurma, hem teşkilatlanma yönüyle vermiştir. Uğradıkları şoktan, akıllarında grup kurduğumuz için seçimler katılma hakkı kazandığımız kalmıştır. Bir zahmet açıp ilgili YSK kararını okusunlar. İktidar ortakları, bu teklifle rakipleri için kurdukları her tuzağa kendileri düşecektir.

Bazı maddeler AYM’ye gider


■ Seçmen kütüğünde “adresi kapanmış olduğu için adres kayıt sisteminde görünmeyen seçmenlerin en son seçmen olduğu adresin yazılması ile ilgili madde önemli. Daha önce seçmen adresleriyle ilgili hileler çok görüldü, bu da hileye açık bir madde midir?

Onlar kapalı işlem olarak yapıyorlar, açık işlem yapmıyorlar. Partilerin kendi bölgesindeki seçmen listelerini sıkı sıkıya takip etmesi gerekiyor. O konuda 1097 kişiye eğitim verdik.

■ Daha seçime bir yıl olduğuna göre muhalefet partileri bunu Anayasa Mahkemesi’ne götüremez mi?

Kanunlaştıktan sonra mahkemeye götürülecek konular çıkar, Cumhurbaşkanı’nın seçim yasaklarından muafiyeti onlardan biri olur.


İktidar bu kararla ittifak sistemini ortadan kaldırdı


■ Görünüşe göre iktidar, 6 muhalefet partisinin birlikte hareket etmesinin etkisini bozmak için bu değişiklikleri yapıyor. Küçük partiler de katılarak büyük bir ittifak ortaya çıkmasın, her iki ittifakta ikişer parti olsun düşüncesi görülüyor. Küçük partiler ayrı bir ittifak kurarsa barajı geçerler mi?

Alınan bu karara göre ittifak sistemini öldürdüler, yok ettiler, ortadan kaldırdılar. Çünkü buna göre ne ittifaka katılan partilere, ne de büyük partilere bir avantaj sağlamıyor artık. Dolayısıyla barajı kendi güçleriyle geçecek durumda olanların dışında kalan partilerin önünde iki imkan oluyor; birincisi bir araya gelerek barajı geçecek bir koalisyon, yeni bir ittifak oluşturmaları. Bu durumda bile her parti kendi oyunu alacağı için bir partinin listesinden bunu yapmayı sürdürecek.

■ Biraz karışık, anlaşılması güç görünüyor.

Diyelim ki DEVA, Gelecek, Saadet, Demokrat Parti bir araya gelip CHP ve İYİ Parti dışında bir ittifak kurdular. Bu ittifak yüzde 7’yi yakalamış olsa bile, ittifak içindeki partiler ayrı ayrı oylarını alacakları için Türkiye geneline yayılmış bir “milletvekili çıkarma” şansları yok, üç dört yerde çıkarabilirler. Bunu aşabilmek için atacakları adım kendi ittifakları içindeki bir partinin içine kendi adaylarını koyarak tek bir listeyle seçime gidebilmek. Diyelim ki Gelecek Partisi’ne müracaatlar yapılacak, o partinin listesiyle seçime girecekler. Ama ister ittifak içerisinde ayrı ayrı olarak veya tek bir partinin şemsiyesi altında girseler de Türkiye genelinde çok milletvekili çıkarma şansları yok.

İttifakların genişlemesi ya da daralması mümkün


■ Bu durumda Gelecek Partisi veya hangisi ise o tek partinin seçim barajını aşmayı garantilemesi gerekiyor. Zor değil mi?

İttifak kurdular ya, hepsi o partiyi destekleyecekler, büyük ihtimalle barajı aşarlar. İkinci ihtimal de; CHP ve İyi Parti listelerinden bazıları aday olarak seçime girmeyi isteyebilirler. Türkiye’nin farkında olmadığı bir şey var; henüz şu anda bir ittifak oluşmuş değil. Bu 6 partinin bir araya geldiği konu “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”, bunun üzerinde 6 partinin uzlaşması var. İYİ Parti ve CHP dışındaki diğer partiler henüz bu ittifaka katılacaklarıyla ilgili bir açıklama yapmadılar. İttifakların genişlemesi, daralması ya da yeni ittifakların kurulması pekala mümkündür. Seçim yaklaştıkça herkes elini daha rahat gösterecektir, ittifaka dahil olmayı kabul edenlerle yeni bir yapı oluşturulacak.

Millet benzin parasını mı düşünecek Erdoğan’ın Biden’la konuşmasını mı?


■ Meclis’e girdikten sonra milletvekilleri kendi partilerini temsil edebileceklerine göre bu kanunun niyeti sadece Millet İttifakı’nın güçlenmemesi veya bu 6 partinin resmen bir araya gelmemesi mi?

Bu konuda partiler arasında hemen anlaşma olamayacağını, bunun bir kargaşa, kaos yaratacağını düşünüyorlar. Bir de yeni partilerin, kurulacak olan partilerin ya da var olan oyu düşük partilerin etkilerini azaltarak oradan dağılacak seçmenden kendilerine pay çıkarmayı planlıyorlar ama 2018 yılını baz alarak plan yapmışlar. Oysa şu anda şartlar 2018’in şartları değil, tersine döndü, Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı arasındaki fark Millet İttifakı lehine açıldı. Örneğin İYİ Parti’nin çıkaracağı milletvekili sayıları bu seçimde artacaktır. En son anketlerde yüzde 25 kararsız, yüzde 11 “oy kullanmayacağım” diyen bir kitle oldu, yüzde 36 çok büyük bir rakam.

■ Ukrayna-Rusya savaşı Türkiye siyasetinde değişiklik yaptı mı sizce?

Millet arabasına binerken benzine ödediği parayı mı düşünecek, onun Biden’la konuşmasını mı? Sahadayız, insanlar ağlıyor, öyle bildiğiniz gibi değil.

■ Bu Seçim Kanunu’nda değişiklik yasası yine de hazırlıksız yakalayan, çok kurnazca bir hamle değil mi?

İktidar ortakları açısından bakarsanız şeytani bir düzen kurmuşlar. Yani bunlar isteseler 4 ay sonra seçim kararı da alabilirler, o zaman bu kanun uygulanmaz, mevcut haliyle gidilir. Bütün ihtimaller dikkate alındığında, bir yıllık süreyi doldurarak seçime gitme ihtimalinin daha yüksek olduğu görülüyor. Erken seçim bence düşük bir ihtimal.