CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, uyuşturucu kullanımının giderek yaygınlaştığına dikkat çekti. Özellikle yoksul gençler önce “kullanıcı”, sonra “satıcı” oluyor. Açıkçası “Her satıcı bir kullanıcıdır; her kullanıcı bir satıcı adayıdır.”

Çocukları uyuşturucu kullanan iki anneyle konuştum. İnanın anlattıklarını dinleyince göz yaşlarınıza hakim olamıyorsunuz. Annelerin çabası tek başına sonuç vermiyor. Uyuşturucu alabilmek için kendilerini pazarlayan gençlerden söz edildiğinde içiniz yanıyor. Hele annenin, “Kızım uyuşturucu parası bulabilmek için değişik insanlarla yatıyor. Kendi ellerimle götürüp kürtaj yaptırdım” deyişi, çaresizliği karşısında söyleyecek zaten sözünüz kalmıyor.

KURŞUNLANDI, BOMBALANDI

Bir dönem, “Türkiye uyuşturucu kaçakçılığında köprüdür. İran üzerinden Türkiye’ye sokulan uyuşturucu, Türkiye üzerinden Balkan rotası kullanılarak batı ülkelerine götürülüyor” deniliyordu. Günümüzde ise ülkemiz yine “köprü” ama yurda sokulan uyuşturucu ve uyarıcıların ülkemizde de kullanımı yaygınlaştı.

Organize suçlar artmaya başlayınca, bunlarla etkili mücadele edilmesi amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 1982 yılında Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Dairesi kurulmuştu. Dairenin ilk Başkanı Metin Aksoy’du. Aksoy, organize suç örgütlerinin üzerine gitmeye başlayınca evi bir “Baba” tarafından kurşunlattırılmıştı.

Bu dairenin ikinci başkanı Atilla Aytek’ti. Aytek, daha önce narkotik birimlerde görev yapıyordu. Alıcı kılığına girip Side’de uyuşturucu kaçakçılarıyla pazarlık yapmış, “malı teslim almak” için meslektaşı İsmail Taşkafa ile gitmişti. Onların polis olduğu anlaşıldığında kalabalık bir grup üzerlerine saldırmıştı. Canlarını zor kurtarmışlardı. Aytek’in evi bombalandı. Daha geçen hafta Narkotik Şube’de görevli Komiser Yardımcısı Abdullah Yasir Binici ile Polis Cemal Bozkurt şehit edildi. Bu dairenin üçüncü başkanı ise Kamil Tecirlioğlu, ardından Haluk Bahçekapılı olmuştu.

HEM DE 103 BİN KİŞİ

Aklıma gelen soruyu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta sordu. Kılıçdaroğlu, aslında uyuşturucu konusunu sıkça gündeme getiriyor. Gezilerini izlerken kendisinden şu sözleri duyuyoruz:

“Hangi ile gitsem sessiz sedasız birisi gelip, ‘uyuşturucu batağından bu memleketi kurtarın’ diyor. Öyle bir hale getirdiler ki 20 yılda, her gelir grubuna göre uyuşturucu pazarlanıyor. Fakirsen ona göre, paran varsa ona göre uyuşturucu var. Önce fakir ailelerin çocuklarını elde ediyorlar. Sosyal çöküş yaşıyoruz. Bu böyle devam ederse, çok daha büyük felaketlerle Türkiye karşı karşıya kalabilir. Allah rızası için, bu kadar uyuşturucu satılıyor; hiçbir soru sormuyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hapishanelerinde bir tane uyuşturucu baronu var mı? Yoktur ama garibanlar orada var. Uyuşturucu baronları neden hapse girmez? Çünkü siyasetçiyi satın alırlar parayla. Farkındalar mı acaba bunun?”

Ben de merak ettim, Adalet Bakanlığı yetkililerinden, cezaevlerindeki 300 bin tutuklu ve hükümlüden yaklaşık 103 binin uyuşturucu satıcısı olduğunu öğrendim. 103 bin satıcı varsa memleket bitmiş demektir. Onlar cezaevine girince uyuşturucu kaçakçılığından bir azalma oldu mu? Sanmam. Yerleri kolay dolduruluyor.

ÜÇ ÖNEMLİ İSİM

Ülkede uyuşturucu kullanımı ve kaçakçılığı artınca, KOM bünyesinde bulunan Narkotik Şube, 2015’de daire başkanlığına dönüştürüldü. Personel sayısı ve olanakları artırıldı. Ülkede uyuşturucu kullanımı ve satışı yaygınlaştığı için gözaltına alınanların sayısı da yükseldi. 15 Temmuz 2016 ila 15 Mayıs 2021 tarihleri arasında 392 suç örgüt deşifre edildi, 3 bin 480 kişi yakalandı. Emniyet yetkilileri, çökertilen her suç örgütünün içinde “Baron” da bulunduğunu, ancak açıklamalarda “Baron” sözcüğünü kullanmadıklarını söylediler. Yani, en azından 392 de “Baron” ya da onların yardımcısı konumunda olanın cezaevinde olduğunu kaydettiler.

“Baron” olarak nitelendirilen isimlerden bilinen üç kişi cezaevinde. “Bataklık Operasyonu” kapsamında tutuklanan Nejat Daş, uyuşturucu kaçakçılığında uluslararası bir üne sahip. Çetin Gören ve Halil Aslantaş da önemli isimler arasında. Aslantaş’ın FETÖ davasından da 2 yıl 6 ay hapis cezası aldığını da hatırlatalım.

Konuştuğum bir Emniyet yetkilisi, geçen yıl, 259 bin şüpheliye işlem yapıldığını belirtti. Unutmayalım, “Torbacı” da kendiliğinden gelip teslim olmadı. Bunları yine kolluk yakaladı. Kılıçdaroğlu’na insanların uyuşturucu kullanımı konusunda yakınmaları boşuna değil. Uyuşturucu pazarlayan 103 bin tutuklu ve hükümlü varsa, “içici” konumunda olanların sayısını varın tahmin edin... Bu mücadele sadece kollukla olmaz. İlgili bakanlıklar bu mücadelede yerini almadıkça, başa çıkılamaz...




NOT: Bursa Kitap Fuarı’nda yarın saat 13:00’de Doğan Kitap standında “Vali Bey” ve diğer kitaplarımı imzalayacağım.