Köşenin okuyucuları bilir:

Aşı konusunda çok yazdım.

Son iki kitabımda da aşı konusuna değindim.

Onur kırıcı aşağılayıcı saldırılara uğradım, neler yazmadılar. Geri adım atmadım, kasıtlı olarak yayılan yalan/ dezenformasyon ile mücadele ettim...

Pandemi süreci başlayınca saldırılar tehdit içerikli olmaya başladı. Artık mevzu ben değildim, Odatv hedef oldu:

“Aşı konusunda tereddütlerim var” diyen uzmanlar ile yapılan haberler, röportajlar sebebiyle Odatv’ye, “Bu tür yayınları sürdürürseniz sizinle çalışmayacağız” dendi!

Karşınızda Amerikan devleri vardı; Twitter, Youtube, Google, Facebook...

Şartları netti:

Aşı konusunda tek soru sorulmayacak!

Aşı konusunda Batı merkezleri ne diyorsa olduğu gibi yayınlanacak!

Odatv, fonlanan yayın organı değil. Gelirleri sosyal medya reklamları. Amerikan devleri sizle çalışmak istemediğinde haber sitenizi ayakta tutmanız imkânsız...

Aşı konusunda susmak zorunda kaldık. Zaten kamuoyu da pek farklı görüş istemiyordu! Gerçi bugün ne düşünüyorlar acaba? Keşke bir kamuoyu araştırma şirketi aşı konusunu halka sorsa...

Neyse, bu uzun girişi yapmamın sebebi başka:

★★★

Biliyorsunuz:

Elon Musk, Twitter’ı satın aldı. Ardından üç haftadır, Twitter eski yönetiminin kurum içi yazışmalarını ifşa ediyor...

Bunlardan birinin konusu aşı!

Birbirlerinden farklı oldukları söylense de gerek Trump gerekse Biden hükümetleri aşı konusunda olumsuz görüşlerin yok edilmesi için Twitter, Facebook, Microsoft gibi teknoloji şirketlerinden yardım istemişti. Hatta COV 19 odaklı ilk toplantının gündemi “vaxxer (aşı) konusunda şüphe yaratan hesapların yok edilmesiydi...

Amerikan sosyal medyasının girdiği her ülkede aşı konusunda benzer baskı yapıldı; “sizle ilişkimizi keseriz!”

Şaşılacak durum yoktu, -örneğin- Twitter yöneticileri arasında CIA, FBI ve Pentagon dâhil çeşitli devlet kurumları “temsilcileri” çalışıyordu! Bunların tek görevi gözetim ve sansür uygulamaktı...

★★★

Sözde ifade özgürlüğünün bulunduğu ABD’den bu baskılara örnek vereyim:

Alexander N. Berenson, ABD’de son dönemde en çok tartışılan isimlerden.

Yale Üniversitesi mezunu olan, bir dönem The New York Times’ta çalışan, tehlikeli ilaçlar konusunda uzmanlaşarak araştırmacı gazetecilik ve yazarlık yapan Berenson’un, pandemi sürecinde salgının ciddiyetinin abartıldığı, yan etkiler gibi aşı güvenliği ve etkinliği konusunda yazdıkları hep tartışıldı...

Ve:

Twitter, 28 Ağustos 2021’de Berenson’un hesabını askıya aldı.

Berenson, dava açtı. Belgeler ortaya saçıldı; Beyaz Saray’ın baskıları sonucu hesabının kapatıldığını gösteren yazışmalar yayınlandı. ABD Kamu Politikası Başkanı Lauren Culbertson tarafından Twitter’a, Başkan Biden’ın kızgınlığını anlatan uyarı mesajı gönderildiği de ifşalar arasında yer aldı.

Sadece Berenson değil: Aşı muhalifi doktor veya uzmanların hesapları bariz şekilde askıya alındı. Örneğin:

Harvard Üniversitesi mezunu Prof. Martin Kulldorff herkesin aşı olması fikrine karşı, yaşlı insanlar ve çocuklar için aşının zararlı olabileceğini ifade etti.  Prof. Kulldorff bu paylaşımı “yanlış bilgilendirme politikasını ihlalinden” uyarı aldı ve paylaşımı yanıltıcı içerik olarak etiketlendi! Ki Prof. Kulldorff, ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin İlaç Güvenliği ve Risk Yönetimi Danışma Komitesi üyesi ve ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinde Bağışıklama Uygulamaları Danışma Komitesi’nin Aşı Güvenliği Alt Grubu’nun eski bir üyesi idi! Neler yaşandı neler böyle... Düşünce özgürlüğü “bilim” yalanıyla” katledildi.

Maalesef... Sosyal medya devlerinin etkileri yüzünden pandemi- aşı konusu ülkemizde de gerektiği gibi tartışılmadı. Soru sorup, “tartışalım” dediğim için uğramadığım hakaret kalmadı...