“Kuru ekmeklerin bohçalara sarılışı, kağnıların yola çıkışı, boz bayırda kayanın dibinde asker yarasının tütünle sarılışı...

Sakarya düzlüğünde o gece son kez yemen türküsünün söylenişi...

Hepsi sizin içindi...

★★★

Her şey sizin için...

Sizin için didinişimiz...

Şu alınlarımızda çizgiler, saçlarımızdaki aklar... Uzun gecelerde uykusuz ağlayışlarımız... Göz nuru döküşümüz, ayaklarımıza inen kara sular, çürüdü dirseklerimiz...

Susmadık...

Sinmedik...

Korkmadık...

Masallarınızdaki kurtlar yedi kimimizi...

Hepsi...

Hepsi sizin içindi....

★★★

Kimimiz gece saçlarınızı öpüp üstünüzü örterken, yoksulluk gözyaşlarını elimizin tersi ile sildik...

Kimimiz; kendimiz için bir simit parasını cebimizde avuçlayıp, lokmamızı bebeğimize taşırken, daha çok gençtik...

Çabaladık...

Didindik...

Direndik...

Hepsi sizin içindi...

★★★

Vazgeçmedik...

“Dünyanın her yerinde başları dik, alınları açık, çağdaş dünyanın birer özgür bireyi olsun çocuklarımız” dedik...

Bu sesler...

Bu itiraz...

Bu çığlık...

Yüreklerimizdeki bu seferberlik...

Bu günlerde; babanızı canı sıkkın, öğretmenizi mutsuz, annenizi gözleri ıslak görürseniz...

Hepsi sizin için...

★★★

Size sözümüz var:

“Güzel günler göreceksiniz çocuklar...”

O kağnılar güzel günlere ulaşıncaya kadar hiç durmayacak...

Deliler gibi ışık arıyoruz; bu sesler, bu kavgalar, bu telaş, bu çırpınışlar...

Bu yemin...

Hepsi sizin için...”

★★★

Sevgi, özlem ve rahmetle andığım sevgili Bekir Coşkun bu satırları sizin için yazdı.

Timur Soykan da o haberi sizin için yaptı.

Ülkenin yiğit gazetecilerinden biri olarak sizin başınız dik, alnınız açık, çağdaş dünyanın birer özgür bireyi olarak yaşamanız için yaşamını ortaya attı.

Günler boyu karalandı, iftiraya uğradı, tehditler aldı...

Ama yılmadı.

Yılmadığı, dimdik durduğu için de yalnız kalmadı.

Çünkü o ve onu destekleyenler de güzel günler göreceğinize inandı...

Siz de inanın, dünyanın bu en güzel ülkesinde güzel günler göreceğiz, inanın sevgili çocuklar...