CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerisiyle kurultayda Divan Başkanlığı’na, değişimci kanadın lokomotifi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu oturacak.

Bu konuda Genel Merkez’de şu değerlendirmenin yapıldığı iddia edildi:

“Kemal Bey kurultay dengelerini değiştirebilecek kritik bir hamle yaptı. Bu hamle kurultaya sayılı günler kala İmamoğlu’nun sahadan çekilmesi anlamında. Bir yandan divanda oturup kurultayı yönetmeye hazırlanırken bir yandan da kurultayın tarafı olarak sahada olması en azından şık olmaz.”

İmamoğlu “sahadan çekildi mi”?

Yakın çevresine bu değerlendirmeyi sorduğumda şu yanıtı aldım:

“Ekrem Başkan’ın Özgür Özel’e verdiği destek herkes tarafından biliniyor. Kurultay günü İmamoğlu delegelerden açık bir şekilde Özel’e oy istemeyecekti ki! İstanbul İl Başkanlığı seçiminde gören gözler gördü. Neden sahadan çekilsin? Bugün itibarıyla değişim ekibi 80-100 civarı önde ve bu bir hafta fark açılabilir.”

Bu arada Genel Merkez’e yakınlığıyla bilinen bir isimle dün sabah görüştüğümde Kılıçdaroğlu’nun “İmamoğlu hamlesini” şu cümlelerle değerlendirdi:

“Kemal Bey klasik ‘herkesi buluşturdum, birleştirdim’ yani birlik peşinde. Bu 14 Mayıs için doğruydu ama bugün koşullar farklı ve durum hiç de düşündüğü gibi değil. Parti ikiye bölünmüş durumda ve taraflar da bilenmiş vaziyette.”

Bu tespitlerin ardından CHP’nin 14-28 Mayıs sürecinde etkili olan ve İstanbul Milletvekili seçilen Oğuz Kaan Salıcı’nın T24’teki yazısını okumamı önerdi ve “bölünmüşlüğü buradan anla” diye de uyardı. Salıcı yazısında diyor ki:

“... İkinci soru CHP’nin birliğine dair: Öne çıkan lider alternatifi, vaat ettiği değişimden sonra partiyi bir arada tutabilecek mi? Açıkçası yola “kuşak değişikliği” vurgusuyla çıkmış, parti içinde; tutucu, değişim/yenilenme karşıtı, statükocu adını verdikleri, aslında olmayan bir rakiple savaşan bir anlayışın birleştirici olacağı konusunda soru işaretleri var. Tam da bir yerel seçime doğru gittiğimiz böylesi bir konjonktürde, parti hafızamızda yer etmiş 1994 yerel seçimlerini anımsamadan edemiyorum. Partiler de insanlar gibi öğrenirler; ancak, öğrendiklerini de hatırlamalıdırlar. Öyleyse hatırlayalım: 1989 yerel seçimlerinde kesin zafer elde ederek bütün önemli belediyeleri kazanmış sosyal demokratlar 1994’te birbirine düşünce, Erdoğan ve Gökçek aradan sıyrılmış ve belediye başkanlıklarını yüzde 25’lik oylarla almışlardı. Bu belki de yakın dönem siyasi tarihimizi etkileyen en önemli stratejik hatalardan biriydi. Sözün özü, bugün de tıpkı o gün gibi, sosyal demokratların birliği ve partide kalıcı bir hizipleşmenin oluşmaması son derece kritik bir öneme sahip...

Bu bölüm önemli.

Çünkü; sabah sohbet ettiğim CHP’li dostumun dediği “Parti ikiye bölünmüş” cümlesini kanıtlıyor. Oğuz Kaan Salıcı’nın uzun yazısının ana hattı alıntıladığım bölüm: “Değişimciler kazanırsa parti içinde hizip oluşur.” Sonra dönüp Ataşehir Belediye Başkanı ve Kılıçdaroğlu’nun en yakınındaki isimlerden Battal İlgezdi’nin aylar önce bana verdiği röportajda kurduğu cümleyi hatırladım.

İlgezdi’ye sormuştum: “CHP’de değişim kişiler üzerinden olmamalı diyorsunuz ve program vurgusu yaptınız biraz daha açar mısınız?”

O da yanıt vermişti: “CHP’nin geçmişi önemli. Yenilgiye bir bedel aranıyorsa sahaya çıkan arkadaşlarımız da kendisine baksın. İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e bakmalıyız. Buralarda CHP ne kadar oy almış, kim, nereye oy vermiş. Daha önce CHP ne kadar oy almış, bu seçimde ne kadar! Bunların hepsini incelemek gerekiyor. ‘Kemal Bey gitsin ben geleyim’ ile bir şey değişmez. Şunu da söyleyeyim: Kemal Bey giderse parti yarı yarıya gider! Bu şekilde Kemal Bey’i gönderemezsiniz. (20 Haziran 2023/SÖZCÜ)”

Genel Merkez’e yakın ama sakin bir şekilde durumu değerlendiren dostumun “parti ikiye bölünmüş durumda”, Oğuz Kaan Salıcı’nın “(Değişimciler) aslında olmayan bir rakiple savaşan bir anlayışın birleştirici olacağı konusunda soru işaretleri var” cümleleri ve geçen haziran ayında Battal İlgezdi’nin “Kemal Bey giderse parti yarı yarıya gider” açıklaması... Üç tespit de CHP’de kurultayın “şölen havasında, düğün dernek meydanında” değil, “kılıçların çekildiği bir savaş meydanında” geçeceğinin işareti.

Bu arada kısa kısa bazı notları da sizlerle paylaşmak isterim:

Genel Merkez kaynakları zaman zaman danışmanları tarafından sunumlarla bilgilendirilen Kılıçdaroğlu’nun “rahatlığı” dile getiriliyor. Bir danışmanın yaptığı sunumu dinleyen CHP liderinin “Kurultaydan sonra bunlar tekrar gündeme alalım. Daha ayrıntılı masaya yatırırız” dediği de ifade edilenler arasında.

Bu arada İstanbul’la ilgili bir not var: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP örgütleri tarafından tanınan simalarından Engelliler Şube Müdürü Mesut Halıcı, 12 Ekim’de görevden alındı. Halıcı’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediği iddiasıyla görevden alındığı iddia edildi. Bu durumun örgütte tepkiye neden olduğu söyleniyor. Ancak görevden almanın Ekrem İmamoğlu’nun bilgisi dışında gerçekleştiği de konuşulanlar arasında.