Sevgili okurlarım, şimdi CHP ve İYİ Parti’yi PKK ile işbirliği yapmakla, o kesimden destek almakla suçlayan AKP iktidarının kafasında, birkaç yıl önce çok önemli ve çarpıcı (!) bir keşif oluşmuştu:

PKK ile her konuda uzlaşmaya varılacak, açılım başlayacak, Apo ilk fırsatta tahliye edilecek ve terör bu yolla tümüyle bitirilecekti!

Bu cingözce fikrin ilk önemli uygulamasına nisan 2013’te başlandı...

Türkiye’nin dört bir yanından 63 adet uygun kelle toplandı, ikna edildi ve bunlardan bir “Akil (akıllı-her şeyi bilen) insanlar komisyonu” oluşturuldu.

Bunlar Tayyip ve AKP’ye yakın kimseler arasından özenle seçilmişti.

Kelleler kendi içlerinde her biri dokuz kişiden oluşan yedi ayrı grup oluşturdu... Marmara, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu Anadolu ekipleri gibi...

★★★

Seçkin yandaşlar ekibi başbakan Recep Tayyip’in başkanlığında Dolmabahçe Sarayı’nda çeşitli toplantılar yaptı, kendilerine talimatlar verildi.

Arkadaşlar bütün Türkiye’yi gezecek, iktidarın görüşlerini ahaliye ve PKK’ya anlatacak ve barış süreci bizim ‘akil insanlar güruhu’ tarafından böylece başlatılmış olacaktı!

Sonra sıra Apo’nun tahliye edilmesine gelecekti!

63 adet seçmece karpuz!..

Yedi bölge, her bölgeye dokuz adet akıllı insan!

Biz aptallar ise olup biteni hayretle, dehşet ve ibretle izliyorduk.

★★★

“Akiller” listesinde hangi yandaşlara yer verilmişti, önce onu bir kez daha (özetle) görelim:

Rıfat Hisarcıklıoğlu, Kadir İnanır, Muhsin Kızılkaya, Hüseyin Yayman, Abdurrahman Dilipak, İzzettin Doğan, Tarhan Erdem, Fehmi Koru, Kezban Hatemi, Murat Belge, Yılmaz Erdoğan, Etyen Mahçupyan, Ahmet Taşgetiren, Doğu Ergil, Mustafa Kumlu, Mithat Sancar, Ali Bayramoğlu, Avni Özgürel,  Deniz Ülke Arıboğan, Hülya Koçyiğit, Orhan Gencebay, Yıldıray Oğur, Bendevi Palandöken, Lale Mansur vesaire!

Listede yer alan isimlerin tamamı böyle saçma sapan ve hiç olmayacak bir konuda AKP’ye hizmet vermeyi içine sindirmiş olan yandaşlardan oluşuyordu.

Çoğunun iktidardan bir çıkarı ya da beklentisi vardı.

Nitekim içlerinden dört kişi, 7 Haziran seçiminde AKP’den milletvekili olmayı başardı:

Muhsin Kızılkaya, Hüseyin Yayman, Mithat Sancar ve Ahmet Gündoğdu...

Ve ekipte bazı dönek sendikacılar, dönek solcular, gazeteci ve yazarlar, hukukçular ve çok ünlü sanatçılar!

Liste oluştuğunda AKP-Cemaat kavgası henüz hız kazanmamıştı...

Dolayısıyla listede FETÖ’cüler, cemaatçiler de yer alıyordu!

★★★

Bütün kamu kurumlarına ve özellikle valiliklere Ankara’dan emir verildi:

Akillerin eli hiçbir zaman ceplerine girmeyecek. Türkiye turlarında tüm yol, yeme içme ve beş yıldız konaklama harcamaları devlet tarafından karşılanacaktı.

Akiller kendilerine verilen bölgelerde gezilere ve AKP propagandasına başladılar.

‘Açılımın’ yararlarını anlatıyorlardı.

Ama pabucun pahalı olduğunu gittikleri her yerde gördüler.

Palavraya karnı tok olan Türk Milleti pek çok yerde onları konuşturmadı, kovaladı.

Kürsülerde yuhalandılar, bazı toplantıları iptal edip apar topar, polis korumasında kaçmak zorunda kaldılar.  

★★★

Peki ama bu “Akiller” şimdi nerede? Sesleri niçin çıkmıyor?

Dördü milletvekili oldu, onlar paçayı kurtardı. Ya diğerleri?..

Bazıları 180 derece döndü, Tayyipgiller iktidarını açıktan veya dolaylı biçimde eleştirmeye başladı.

Bir bölümü sessizliğe bürünüp ortalıktan kaybolmaya ve bu ayıbı unutturmaya çalıştı.

Düşünün, “Akiller tiyatrosu” Nisan 2013’de kurulmuştu ama rol verilen figüranların tamamı şimdi sessiz!

İçlerinde “Toplumsal mutabakat” diyen, barış sürecinden dem vuran hiç kimse artık yok.

Demek ki yaptıkları işten hiçbiri memnun kalmamış...

Ve akiller tiyatrosuyla birlikte figüranları da bir balon gibi söndü gitti.

Bu ayıp hem iktidara, hem de onlara yeter.

★★★

Bunları niçin anımsattığıma gelince... Akiller olayı bu iktidarın ülke sorunlarını ve terörü ne kadar ciddiye (!) aldığının ilk ve somut göstergesiydi:

“Halk Orhan Gencebay, Kadir İnanır, Hülya Koçyiğit gibi artistleri sever. Biz onları piyasaya sürersek halkımız dinler ve dediklerini yapar!.. Yanlarına diğer liboşları da katınca etkili olurlar!..” Ancak yanlış hesap Bağdat’tan döndü.

Bu gibileri hiç kimsenin takmadığı ve umursamadığı ortaya çıktı.

★★★

Akiller artık devre dışı bırakılmıştı.

Sonrasında açılım süreci, toplumsal mutabakat falan diye bir takım palavralar uydurup Türk Milleti’ni o yolla kafakola almaya kalkıştılar.

Birkaç hafta sonra PKK’nın temsilcileriyle kendi bakanlarını yine Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya getirip yazılı metinlere imza attılar.

O metinler İmralı’daki Apo’ya onay için gönderildi, Apo yetersiz buldu.

Aracılık görevini MİT üstlenmişti.

★★★

Evet, işler çok iyi gidiyordu!..

Ancak HDP yüzde 10 barajını aşıp Doğu ve Güneydoğu’da AKP’nin 50’den çok milletvekilliğini ele geçirince her şey tersine döndü.

AKP bu nedenle tek parti iktidarını yitirdi.

Akiller komedisi, toplumsal mutabakat, barış süreci gibi palavralar bir anda unutuldu ve bu kez HDP’yi yargı yoluyla kapattırmaktan dem vurmaya başladılar.

Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açıldı.

Dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve başbakanı Recep Tayyip’in bu muhteşem projesi böylece çöpe atılmış oldu.

Önce akiller çöpe atıldı!