Sevgili okurlarım, Türkiye’de bilinmezliklerle dolu tuhaf, acayip bir siyasi süreç yaşıyoruz...

Her şey meçhullerle dolu.

Bizi ‘gazeteci’ olarak bilen ve tanıyan hemen herkes, her ortamda aynı şeyi soruyor...

Sizce ne olacak?

Övünmek gibi olmasın (!), bu sorulara ben de hep aynı yanıtı vermek zorunda kalıyorum:

“Valla siz ne biliyorsanız biz de o kadarını biliyoruz. Sizden öte bir bilgiye ne yazık ki sahip değiliz.”

Yani soranlara ahkâm kesmek, çokbilmişlik taslamak, şöyle olacak böyle olacak demek çok kolaydır da, saygısızlık etmiş olursunuz.

Sizden bilmediğinize ilişkin bu yanıtı alanlardan çoğu, yüzde yüz eminim, kısa kesmek için kendisini atlattığınızı düşünüyor.

Bazıları bunu yüzünüze karşı da kibarca söylüyor ama gerçekten bilmiyoruz...

★★★

Muharrem İnce taraftarları kendisi için YSK’ya 100 bin imzayı verdiler.

Gerek kendisi ve gerekse ismi cismi pek bilinmeyen partisi için çok büyük bir başarıdır.

Ancak “Bir bölen” ve “Truva atı” olma iddiası bu sonuçla birlikte yeniden güçlenmiştir.

Az da olsa böleceği oylar bellidir, CHP’ye yöneliktir.

Hiç kimse bu gerçeği inkar etmeye kalkışmasın.

Aslında hem CHP’ye, hem de AKP’ye yöneliktir.

Özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’ndan az bile olsa oy götürecek, yine az bile olsa Recep Tayyip’in değirmenine su taşıyacaktır.

★★★

CHP kökenli kıdemli bir siyasetçinin böylesine bir tuzağa nasıl düştüğünü, ya da düşürüldüğünü anlamak mümkün değildir.

Böyle bir seçimde herhangi bir iddiası var mı?

Çok az bile olsa kazanma olasılığı var mı?

Yok.

O halde neyi hedefliyor?

İşte bunu bilmek mümkün değil.

★★★

Amacı medyatik olmak idiyse zaten öyle idi...

Ya da acaba başka bir niyeti daha var mıydı?

Örneğin Kılıçdaroğlu ya da CHP ile pazarlık kızıştırıp kendisi dahil partisi için birkaç milletvekilliği kotarmak ve bunu elde ettikten sonra cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmek gibi!

Bugüne kadar bu konuda herhangi bir haber piyasaya yayılmadığına göre buna ‘Hayır’ demek gerekiyor.

Arada bazı gizli görüşmeler olduysa onu bilemem!

★★★

Muharrem Bey’in önceki günkü Kılıçdaroğlu görüşmesinden sonra söylediği çok ilginç laflar vardı...

Adeta keskin muhalif bir vatandaş gibi konuşuyordu:

“İnandığımız bir şey var. Bu Erdoğan gitmelidir. Bu Erdoğan yorgundur. Erdoğan ortak aklı temsil etmiyor. Kibirlidir, akla inanmıyor, bilime ve hukuka inanmıyor. Beş dakika bile bu memleketi yönetmemelidir.”

Söyledikleri eksik bile olsa tamamen doğrudur.

★★★

Sevgili okurlarım, işte bu aşamada insanoğlunun aklına çok önemli, hem de kritik bir soru geliyor:

“Erdoğan için bu sözleri söyleyebilen bir siyasetçi nasıl olur da ona destek olmak ve karşı tarafın oylarını bölmek için adaylığını koyar?”

Bu söylediklerime inanmayanlar olabilir...

Eğer mümkünse yandaş medyayı lütfen biraz olsun izlemeye çalışsınlar...

Ve iktidar yandaşı medyanın Muharrem İnce’ye her gün nasıl övgüler düzdüğünü, nasıl gaz verdiğini görsünler...

Çünkü İnce’nin resmen ve açıktan olmasa bile kime çalıştığını ve çalışmış olacağını iktidar medyası bizden çok daha iyi biliyor.

★★★

Söz konusu iki genel başkanın görüşmesi sonrasında karşımıza ilginç bir tablo daha çıktı.

İnce’nin kısa açıklaması sonrasında Kılıçdaroğlu’nu uğurlaması...

Sözleri aynen şöyle.

“Hoşgeldiniz güle güle!”

Kötü niyet olduğunu sanmam ama yine de nezaketsiz sözler...

Konuğunu adeta kibarca kovar, benim seninle bir işim olamaz der gibi.

Yazının başında dedim ya, bir şeyler oluyor ama biz o bir şeylerin ne olduğunu anlayamıyoruz!