Sevgili okurlarım, anket sonuçlarını, seçimlerden aylar önce verilmeye ve açıklanmaya başlanan rakamları hep birlikte izledik.

Ortalıkta çok sayıda anket firması vardı.

Bazılarının ismini şu veya bu nedenle duymuştuk da, çoğunun ilk kez farkına varıyorduk.

Önüne gelen seçim sonuçlarını tahmin ediyordu.

Yapıldığı iddia edilen anketler medya kuruluşlarına ve bazı gazetecilere gönderiliyor, yayınlanması isteniyordu...

Ve istisnasız her biri medyada yer buluyordu.

★★★

Bizler de ister istemez sonuçlara dikkat ediyorduk...

Fakat sonuçlar öylesine farklıydı ki, anormal boyutlara ulaşıyordu.

Örneğin biri Kılıçdaroğlu yüzde 40 alıyor derken bir diğeri bu oranı yüzde 60’a çıkarıyordu!

Aynı durum Erdoğan ve tek tek partiler için geçerliydi.

Arada bu kadar fark olamazdı.

Milyonlarca takipçinin ve partilerin gözleri önünde adeta bir oyun oynanıyordu.

★★★

Ayrı ayrı açıklanan hangi verilere, piyasaya sürülen hangi rakamlara güvenilmesi gerektiğine herkes şaşırmıştı...

Bazılarının açıklamaları ilginçti...

‘Beş bin kişiyle yaptığımız anketimizin verilerine göre’ diye başlayıp devam ediyordu.

Bu rakam bazılarında 2 bin’e falan iniyordu.

Ancak biz gazeteciler durumu biliyorduk!..

Her anket firmasının bağlantılı olduğu bir takım partiler vardı...

Ve elde edildiği iddia edilen sonuçlar piyasaya o doğrultuda sürülüyordu.

★★★

Bir başka durum daha vardı ki o da son derece ilginçti!

Hepsi olmasa bile açıklanan sonuçların çoğu masa başında hazırlanıp servis ediliyordu.

Aksi zaten mümkün değildi.

Sen eti budu ve parasal olanakları zaten çok kısıtlı olan anket firması olarak araziye çok sayıda anketçi gönderip sonuç toplayacaksın...

Böyle birkaç bin kişiden oluşan deneklere sorular sorup onları değerlendirmek çok para gerektirir.

Anketçilerin bu işi ciddi yapabilmek için arazide günlerce kalması gerektiği ise daha da büyük paralar gerektirir.

★★★

Bu engelleri aşmanın ise kısa ve pratik bir yolu vardır...

En temizi ve en ucuzu söz konusu anketleri masa başında hazırlayıp medya piyasasına acele tarafından sunmaktır ve bilemediniz birkaç saatlik bir zaman alır.

Fazla bir zahmete gerek kalmaz!

O birkaç saat içerisinde acele tarafından birkaç ayrı anket hazırlamak bile mümkündür.

Yeter ki elinize bir kağıt kalem alın, ya da bilgisayarın başına oturup rakamları kendi kafanıza göre sıralamaya başlayın.

Açıklayıp medya kuruluşlarına servis edeceğiniz rakamlara kendi dileklerinizi falan katmayı da asla unutmayın!

‘Falanca kuruluş tarafından yapılan son ankete göre Erdoğan yüzde 55’le seçiliyor...’

Ya da...

‘Kılıçdaroğlu fark atıyor. Son ankete göre yüzde 50’yi kesin geçmiş durumda...’

★★★

Sevgili okurlarım, size bunları anlatırken bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bütün anket firmaları elbette ki yukarıda anlattığım gibi değildi.

Aralarında belli kişilere ve partilere angaje olup farklı sonuçlar açıklayanlar olduğu gibi dürüst ve iyi niyetle anket düzenleyenler, ancak tutturması mümkün olmayanlar da vardı.

Ama biz gazeteciler bile hangisinin nasıl olduğunu tam olarak bilemezdik.

Bazıları için bildiğimiz tek şey şu idi:

A firması AKP’ye, B firması CHP’ye yakındır.

Dolayısıyla onların verdiği sonuçları ihtiyatla karşılamak gerekir.

Yani haftalar boyunca elimize ulaşan anket sonuçlarına bu gözle bakıp değerlendirme yaptık.

Ama hiç kuşkunuz olmasın, ikinci turda anketçilerin işi çok daha kolay olacak.

★★★

Şimdi burada çok önemli bir konu gündeme geliyor...

14 Mayıs seçim sonuçlarını haftalarca bekledik ve ‘ikinci tur gerçeği’ o gece karşımıza çıktı.

Bu süreçte çeşitli firmalar tarafından yüzlerce anket hazırlanıp kamuoyuna sunuldu. Hepimiz bilgi sahibi olduk.

İlk turda Erdoğan ve Kılıçdaroğlu belli oranda oy aldılar.

★★★

Burada sorulması gereken çok önemli bir soru var:

Bunca anketler yapıldı ve kamuoyuna en iddialı bir biçimde duyuruldu.

Peki sonucun böyle olacağını, bu oy oranlarıyla cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalacağını ortaya koyabilen bir anket firması oldu mu?

Bildiğim kadarıyla hayır, olmadı.

Eğer oldu da gözümden kaçtıysa özür dilerim.

Yoksa biz bu anket furyasında akıntıya kürek mi çekmişiz, anketlere baktıkça boşuna mı sevinmiş ya da üzülmüşüz!