Sevgili okurlarım, Türkiye Cumhuriyeti bu iktidarın elinde acaba nerelere sürüklenmek isteniyor?

Bunu hiç düşündünüz mü!

Bu sorunun yanıtını aslında memleketi yıllardan beri yönetenler çok iyi biliyor da, söylemekten şimdilik korkuyorlar...

Çünkü kafalarında yerleşik belli kavramların açığa çıkmasını henüz istemiyorlar.

Her şeyin bir zamanı var diyorlar.

Çok yakında anayasa değişikliği önerilerini karşımıza getirecekler ve o konuda da başrolde, örtünme özgürlüğüne anayasal güvence olacak...

Dindar ve kindar bir nesil yetiştirmekte önemli adımlar attılar. Bütün gençleri kafakola almaları mümkün olmadı ama gerçekleri inkar etmeyelim, büyük ilerleme kaydettiler.

★★★

Bizim SÖZCÜ’nün dünkü manşetini gördünüz...

AKP Eskişehir milletvekili Ayşen Gürcan’ın marifeti!..

Uluslararası alanda büyük dereceler elde eden kadın voleybol takımının bir yanda başarısını kutlarken, öbür yanda toplu çekilen fotoğraflarını kullanmış.

Kızlar bornozlu olacak değil ya, spor giysili, şortlu ve formalı fotoğraflarına yer vermiş...

Ve fotoğrafta bile olsun görünmesin diye her birinin bacaklarını ayrı ayrı ‘buzlamış.’

İşte size 21. yüzyılda, Cumhuriyet’in 100. yılında bir kadın siyasetçinin özet kafa yapısı!

★★★

İşin ilginç yanı, sosyal medya mesajında kızlara teşekkür ediyor ama bacaklarını niye sansür ettiğine hiç değinmiyor.  

Bacakların buzlanması!..

Bunların anlayışına göre, buzlanmasaydı bu hanım herhalde günaha girerdi.

Bu nedenle benim anladığım kadarıyla bir taşla iki kuş vurmaya kalkışmış, hem teşekkür etmiş ve hem de (günaha girmemek için) bacakları yok etmiş!

★★★

Sevgili okurlarım, dün elime şampiyon voleybolcu kızlarımızla ilgili bir video ulaştı...

Bir Cuma namazı sonrasında imam konuşma yapıyor.

Yer İstanbul’un Fatih semtinde El Hac Timurtaş Camisi.

Vaaz veren imam bizim şu meşhur (!) Diyanet’in kadrolu elemanı.

Bir okurum bu konuşmayı caminin dışındaki hoparlörden kayda almış.

İmamın konusu da voleybolcu kızlarımız. Bant çözümünü aynen veriyorum.

(Parantez içindeki beyaz harfler benim eklentimdir. Türkçe hataları imama aittir!)

★★★

“...Diyeceksin ki, hocam bunu niye gündeme getirdin. Müslüman sessiz kalırsa adam her şeyi yapar. Bizim pısırıklığımızdan, sessizliğimizden efendim, böyle (sporları ve maçları) seyrettiğimizden, istediği gibi at koşturuyorlar. 

Hani sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını seviyordunuz. Böyle mi oluyor zeki (ve) ahlâklı. Bu mu ahlâk? Böyle bir saçmalık.

(Sporda elde ettiğimiz büyük bir başarıyı ‘ahlâksızlık ve saçmalık’ olarak tanımlamaktan utanmıyor.)

“Bir de filenin sultanları. İsme bak yav, ooo bir de sultan oldu. Böyle bir saçmalık yok yav.

İşte böyle yavaş yavaş din törpüleniyor, iman gidiyor işte.

Sen harama ne yapıyorsun, şapşak duruyorsun.

Ooo ne güzel yav.

Allah bunu yasaklamış. Spor yok.” (Hemen sonra pişman olduğu için olsa gerek sözünü değiştiriyor!)

“Spor yap, spor yapılır.

(Ama) Peygamberin yaptığı sporu yap.

Güreş tut kardeşim.

Ata bin, ok at, yüz. Denizde yüzmek sünnet.

Tabii ki mahrem yerlerini göstermeden.” Peygamberimizin güreş tuttuğunu ve denizde yüzdüğünü de imamdan böylece öğrenmiş oluyoruz!)

★★★

İmam konuşmasını sürdürüyor, cemaati bilgilendirmeye (!) bilimsel açıdan devam ediyor ve futbola geçiyor:

“Başı örtülü futbolcuymuş. Futbolun batsın senin. Başı örtülü futbolcu mu olur yaa. Kafaya bir tane bez dolamış. Bu başörtüsü değil ki. Allah öyle demiyor ki. Alta taytını giymiş her tarafı meydanda. Ooo, başı örtülü. Çıktı üç numara (kadın futbolcu) ben de gördüm.

Affedersin aşağıya doğru tayt. Her tarafı yapışmış.

Kafada bir bez parçası. İş değil ki.”

★★★

(Sonra bu başı bağlı olma konusuna yeni bir açıklama getiriyor ve sadece saçını örtmekle yetinen sporcularımızı din açısından uyarıyor!)

“Allah böyle mi istiyor? Türk Milletinin önünde top oyna, oranı buranı göster mi diyor?

Allah saçını ört demiyor ki. Bedenini ört diyor.

Bütün bedenini ört diyor.

(Bu gerçek) Ayette sabittir. Karşı gelirsen...” (Elimdeki bant burada bitiyor.)

★★★

Sevgili okurlarım, biri AKP’nin kadın milletvekili...

Diğeri ise bizim Diyanet’in imamı.

Cumhuriyet’in 100. yılında şu olanlara ve kafa yapılarına acaba gülmek mi gerekir yoksa ağlamak mı!

Ben düşündüm, karar veremedim!..

Kararı siz verin, eğer isterseniz bana da bildirin.