SEVGİLİ okurlarım, hiç kuşkunuz olmasın ki yarın Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimleri yapılacak ve bizler oy kullanacağız.

Oylarımız sayılınca ortaya hangi sonuçların çıkacağını elbette bilmiyoruz.

Karşımızdaki çeşitli seçeneklere kısaca bakalım:

-Bugünkü ucube düzen aynen devam edecek.

-O makama yeniden seçildiği takdirde Recep Tayyip sarayında ‘tek adam’ olarak oturmayı ve her kararı tek başına vermeyi sürdürecek.

-Recep Tayyip cumhurbaşkanı seçilmeyecek ama AKP Meclis’te çoğunluğu elde edecek. Bu durumda yeni cumhurbaşkanının önü büyük ölçüde tıkanmış olacak. Attığı imzaların, verdiği kararların hükmü olacak ama zorlanacak.

-Recep Bey cumhurbaşkanlığını, AKP Meclis’te çoğunluğu sağladığı takdirde, yani ikisi birden olursa bugünkü ucube düzen geçerliğini aynen korumaya devam edecek.

-Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçildiği takdirde Recep Tayyip makamı devreder mi?.. Bazı iktidar medyası bile yanıtı bilinmeyen bu kuşkulu soruyu sürekli gündeme taşıyor, bazıları ‘devretmez’ diyor. Bence devretmek zorunda kalacaktır ama öyle bir süreçte Türkiye yine gerilecek, olaylar belki sokaklara bile taşacaktır.

-Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilir ve Millet İttifakı Meclis’te çoğunluğu sağlarsa her şey tereyağından kıl çeker gibi çözülecek, ancak yeni düzeni kurmak epeyce sancılı bir dönem yaratacaktır.

★★★

Biz toplum olarak bu seçim sürecinde bazı doğruları ve gerçekleri ıskaladık...

Enerjimizin büyük bölümü cumhurbaşkanlığı seçimine odaklandı.

Meclis çoğunluğunu elde etme olayının üzerinde fazla durulmadı.

Oysa Meclis’te 301 oyla çoğunluğa ulaşmak en azından cumhurbaşkanlığı kadar önemli.

Bu konuda esas önemli husus şöyle;

Varsayalım adaylardan herhangi biri (Erdoğan ve Kılıçdaroğlu) ilk tur cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50 artı 1 oy alamadı.

O takdirde seçim iki hafta sonra tekrar edilecek.

★★★

Beni işte o iki haftalık süre endişeye düşürüyor...

Bu seçim ortamında ortalık zaten yeterince gerildi.

Silahlar konuştu, taşlı saldırılar yapıldı, parti binaları basıldı, hakaretler edildi.

Bazı devlet yöneticileri derseniz, sorumsuzca sözleriyle ortalığı daha da beter gerdi.

Seçim ilk turda sonuçlanmazsa, Türkiye bu gergin ortama daha fazla dayanabilir mi?

Yanıtını hiç kimsenin bilemediği soru işte budur...

Çünkü bazıları yaratılacak bu kargaşa ortamının memleketi silahlı çatışmalara, hata bir iç savaşa sürüklemesinin bile söz konusu olduğunu iddia ediyor.

★★★

Unutmayınız, medyanın çok büyük bir çoğunluğu iktidar partisinin emrinde ve hizmetinde.

Bazı medya kuruluşları açıkça kışkırtıcılık yapıyor, Kılıçdaroğlu ile ilgili sahte belgeler ve bilgiler yayıyor.

Cumhurbaşkanı derseniz, o da bunların sahte ve düzmece olduğunu bildiği halde propaganda konuşmalarında kullanmaktan çekinmiyor, ortalığı daha fazla kızıştırıyor.

Hemen herkes, hatta aklı başında AKP’liler gibi, o iki haftadan ben de korkuyorum...

Dilerim her şey ilk turda biter ve rayına oturur.



Sevgili okurlarım, merakla beklediğim bir müjde iki gün önce elime ulaştı ve bütün ailemizi sevinçlere boğdu.

Ankara’da Başkent Gaz tarafından gönderilen doğalgaz faturası!

Ne hikmetse tam da seçim öncesinde Karadeniz’de gaz bulduklarını (!) açıkladılar.

Gerçi gazı henüz gören kimse yok ama olsun varsın, önemli olan bulunmuş olmasıdır!..

Koskoca cumhurbaşkanı yalan söyleyecek değil ya!

★★★

Faturayı dün posta kutusundan aldım ve sayın cumhurbaşkanımıza bir kez daha bağırarak teşekkür ettim.

Milyonlarca abone gibi beni de ihya etmişti.

Faturada aynen şu ifade yer alıyordu:

“Bu faturanıza esas olan 34.23 TL’lik tutar Cumhurbaşkanlığı düzenlemesi çerçevesinde Devlet tarafından karşılanmıştır.

Karadeniz gazımız hayırlı olsun.”

Sıfırlanan faturayı okuyunca elimde olmadan zevklenmişim, “Vay bee, helal olsun bu iktidara. Bana bile kıyak yapıp kalkındırdılar’ diye bağırmışım.

Komşular bağırdığımı duymuş.

★★★

Sonra bu işlerin uzmanı olan bir komşumuz uyardı:

“Emin Bey siz bu konuyu yanlış biliyorsunuz. Karadeniz’de gaz falan bulunmadı. Rusya’dan satın aldıkları gazla seçim yatırımı yapıyorlar, parayı devlete yüklüyorlar. Sizin payınıza da 34 lira düşmüş. Sıkıysa bizim sitenin doğalgaz faturasını ödesinler, bizi bu yüksek aidatlardan kurtarsınlar da o zaman görelim!”

Ben de inatla ısrar ettim...

“Arkadaş ben onu bunu bilmem, bu para bana cumhurbaşkanımızın bir armağanıdır.”

Sonra markete gittim, cebime girecek 34 lirayla bir kilo soğan, bir kilo patates aldım.

Recep Bey ve partisine içimden bile olsa teşekkür ettim.