Sevgili okurlarım, hepimizin aklı 14 Mayıs günü sandıktan çıkacak oyların dağılımında.

Merakla bekliyoruz ama hepimiz Türkiye’de çıkacak sonuçları bekliyoruz...

Ama bunun bir de yurt dışı oyları var ki gerçekten çok önemli.

Oralardan gelecek oylar seçim sonuçlarını değiştiriyor.

Yurt dışı oyların miktarı öyle küçümsenecek, hafife alınacak gibi değil.

YSK verilerine göre Türkiye dışında oy verme niteliğine sahip olan kayıtlı seçmen sayısı 3 milyon 416 bin.

En çok seçmen Almanya’da.

1 milyon 501 kişi.

Almanya’yı 391 bin seçmenle Fransa izliyor.

En az seçmen Brezilya’da...581 kişi.

★★★

Seçim sandıkları 73 ülkede kurulacak...

Gümrüklerde 4.671 sandık oluşacak.

Yurt dışında yaşayan seçmenlerin çoğu, oyunu konsolosluk binalarında kullanacak. Binalar yetmediğinden bu amaçla yeni yerler kiralanıyor.

Ambarlar, salonlar torbalarla dolduruluyor.

Mühürlü oy torbaları buralarda istif edilecek ve 14 Mayısa kadar kiralanan uçaklarla Türkiye’ye getirilecek.

★★★

Bu durumda akla ister istemez bazı sorular geliyor.

Yurt dışı seçiminde trafolara acaba yine kediler girer mi!

Geçen yıllarda yapılan seçimleri anımsayın...

Pek çok seçim sandığı elektrikler kesilince karanlıkta kalmış, oy torbaları sorumsuz kişiler tarafından başka yerlere götürülüp sayılara eklenmişti.

Sayımlar (!) başka yerlerde (!) yapılmış ve sahte oylar sonuca eklenmişti.

★★★

Evet, yurt dışından gelecek oylar Türkiye’deki sonuçları etkiliyor. Hem de bazen öylesine etkiliyor ki...

Rast gele bir örnek vereyim.

Varsayalım İstanbul’da sandıklar açılmış ve kazanan adaylar belli olmuş.

Ön sıralarda olmadığı için durumu kritik olan bir aday kazandığını görünce mutluluktan havalara uçuyor.

Çevresinde kutlamalar başlıyor...

Fakat iş orada bitmiyor.

Yurt dışı ve gümrüklerde verilen oyların sonucu gelmeye ve bunlar sonuca eklenmeye başlayınca iş bir miktar değişiyor!..

Seçimi bir başka kimsenin kazandığı anlaşılıyor.

★★★

Bu gibi durumlarda akla gelen bazı önemli sorular var...

Ve o sorulara adam gibi yanıt verilmesi gerekiyor.

-Yurt dışında verilen oylar kesin güvence altında mı?

-Her ne kadar torbalar mühürlü bile olsa, sonuçta bu iş “insanoğlu’na” emanet!.. Bu torbaların şu veya bu aşamada mühürlerinin sökülüp açılması, rakamlar üzerinde tahrifat, oynama yapılması mümkün.

-Memlekete yurt dışından binlerce torba gelecek. Bunların denetimi için bir değil 500 YSK olsa yine yetmez.

Bu güvensizliğin giderilmesi gerekiyor.  

Bunu neresi sağlayacak, nasıl yapacak?

Bir an önce açıklasınlar, kafalarda kuşku bırakmasınlar.



Sevgili okurlarım, ortalıkta dolanan bir beyefendinin marifetlerini medyadan her gün (istesek de istemesek de) yakından izlemek zorunda kalıyoruz.

Bu beyefendi bir din adamı!

AKP’nin ve başta Recep Tayyip olmak üzere iktidar kesiminin militanlığına soyunmuş bir devlet görevlisi.

Gün geliyor onu Ayasofya camisinin minberinde eski Osmanlı halifelerine özenmiş bir biçimde elinde kılıcı ile görüyoruz.

Gün geliyor Recep Tayyip’in oy devşirme toplantılarında kürsülere çıkıp Kuran okuyor, iktidar siyasetine destek veren nutuklar atıyor.

Bu yaptıkları devletin en üst düzeyindeki bir din adamına acaba yakışıyor mu?

★★★

Diyanet’in başında olan Ali Erbaş bu iktidarın lüks ve şatafat dolu yaşamına kendisini kaptırmış.

Devletin en yüksek bütçelerinden birini yönetiyor.

Emrindeki vakıflar adeta para basıyor...

Ve dün bizim gazetedeki fotoğrafını görmüşsünüzdür.

Beyefendi Kırklareli’ne gidip kürsüye çıkmış, karşısındaki 300 dinleyiciye nutuk atıyor. Bir mitingde konuşuyor gibi.

Ama bir farkla...

Bu kez ayaklarının altına halı serilmiş.

İki adet gıcır gıcır halı.

Demek ki seçim yaklaştıkça ayakları yere basmaz olmuş!

Dua etsin de AKP seçimi kaybetmesin.