Geçen cumartesi günü AK Parti’nin 4. Olağanüstü Kongresi’ni salondan izlerken, gördüğüm manzara şuydu:

Aykırı tek bir ses çıkmıyor.

Zafer elde ettikleri için gururlular.

Fakat eski coşkudan eser kalmamış.

Ne TOGG ne İHA ve SİHA ne de köprüler coşturabiliyor.

Seçimden sonra gelen zamlarla, artan dövizle ve yüzde 70’lere varan dayanan enflasyonla beli bükülen, buna rağmen Cumhurbaşkanı’na sadık ve yalnızca ‘reis’ ile heyecanlanan bir kitle...

Ölü doku gibi.

Durağan ve ruhsuz.

Rekabet hissini yitirmiş ve siyasi ‘Oblomov’a dönmüş.

Erdoğan liderlik koltuğunda oturdukça, Binali Yıldırım gitmiş, Mahir Ünal dönmüş, AK Partililer için hiç fark etmiyor.



TAYYAR’IN TWEETLERİ

Salona bakarak, AK Parti’de ne olup bittiğini, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’ndaki (MKYK) 49 kişilik değişikliğin ne anlama geldiği anlamak mümkün değil.

Kamuoyu CHP’deki iç iktidar kavgasına odaklandığı ve ‘aslan sosyal demokratlar’ kendi İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlarını kameralar önünde paramparça etmeyi parti içi demokrasi sandığı için AK Parti’ye sıra gelmiyor. Oysaki iktidarın siyaset mutfağında düdüklü tencere acı acı ötüyor.

Eski Gaziantep Milletvekili ve eski MKYK üyesi Şamil Tayyar olmasa, AK Parti içindeki çatışma su yüzüne çıkmayacaktı.

Tayyar, önceki gün X’te şunları yazdı:

“Gerçeklikten kopuk, iç iktidar hesabına dayalı keyfilik, karar alma sürecinde etkisi olmayan üç beş isimle sınırlı değişiklik, sadece değersiz istatistiki veridir, değişim değildir.

Ne var ki Cumhurbaşkanımızın azametini kendi gölgesi sananlar, Erdoğan sonrası hesaplarını ‘değişim’ ambalajıyla sunuyor.

Yozlaşmayı tetikleyen bu hizip AK Parti’yi için için çürütüyor.

Oy oranının yüzde 50’den yüzde 35’e inmesinin siyasi/sosyal sebeplerini üreten bu yoz akıl, belediye başkan aday adaylarının belirlenmesinde de etkili olursa telafisi güç siyasi hasar oluşabilir.

Üzgünüm, bir ekip cehenneme giden yolu iyi niyet taşlarıyla döşüyor.”

KANDEMİR, ŞAHİN VE DAĞ

Tayyar’ın seçimde aday gösterilmemesi ve MKYK’dan tasfiye edilmesi, bu suçlamaların nedeni olabilir.

Tayyar, AK Parti’yi ele geçiren bir hizbin varlığından söz edip ‘bu yoz aklın’ Erdoğan sonrasına dair hesapları olduğunu savunuyor.

Acaba Binali Yıldırım ve Mustafa Şentop’u tasfiye eden hizip kimlerden oluşuyor?

Duyduğum o ki...

Tayyar, şu üç kişiyi kastediyor:

Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ ve AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin.

Bu üçlü AK Parti Gençlik Kolların’dan geliyor.

Kandemir, 2009 yılında İstanbul’da, Dağ da 2008’de İzmir’de gençlik kolları başkanlığı yaptı. Ankaralı Şahin ise aynı tarihlerde Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanıydı.

Kandemir, Teşkilat Başkanlığı’na kadar çıkarak, partide ikinci isim oldu.

Mahir Ünal’ın istifa etmesinden sonra Dağ, Tanıtım ve Medya Başkanlığı’na atandı.

Bir AK Partili kaynağım şu bilgileri veriyor:

“Bu ekip ilk olarak Mahir Ünal’ı yedi. Böylece Dağ’ı Tanıtım ve Medya’ya kaydırdılar. Burası paranın en çok harcandığı makamdır. Orayı ele geçirdiler.”

Kandemir’in 14 Mayıs’ta milletvekili listelerini belirlediği ve gençlik kollarından arkadaşlarını listelere koyduğu savunuluyor.

“BİNALİ YILDIRIM’I YEME KONGRESİ”

Kaynağım, ihtiyaç olmadığı halde olağanüstü kongreye gidildiğini savunarak, şöyle devam ediyor:

“Bizim olağanüstü kongreye gitmemizi gerektiren hiçbir neden yoktu. Yerel seçimden sonra yapabilirdik. Zaten yeni MKYK’nın bir yıllık ömrü var. Seneye olağan kongremizi yapacağız. Bunlar dediler ki, ‘Seçime giderken il-ilçe kongreleri teşkilatı bozar.’ Aslında bu kongrenin yapılma sebebi, Binali beydir” dedi.

“Neden?” diye sordum.

Şöyle dedi:

“Yıldırım, genel başkan vekiliydi. Otorite tesis ediyor. Sonuçta bir güç odağı. Bunlar Binali Bey’i yediler.”

HEDEFTEKİ ADAM: ÖZHASEKİ

Bu ekibin yeni hedefinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki olduğunu savunuyor.

Şunları söylüyor:

“Önlerindeki tek engel Özhaseki’dir. Çünkü Özhaseki, arkadaşı Yusuf Ziya Yılmaz’ı Yerel Yönetimler Başkanı yaptı. Muhtemelen yerel seçimi Özhaseki götürecek. Onu nasıl tasfiye edecekler, bilemiyorum. Hazırlıkları vardır.”  Ali İhsan Yavuz, Seçim İşleri Başkanı olduğu halde milletvekili listesini Kandemir’in hazırladığını kaydediyor. Yavuz’un etkisizleştirildiğini belirterek, “Onu dolaylı olarak tasfiye ettiler” diyor.

“Bu grubun hedefi ne?” diye sordum.

Şu yanıtı verdi:

“Bunlar arkadaş grubu. Parti içi iktidarı ele geçirecekler. Fakat halk nezdinde karşılıkları yok. Bu kongreyle güçlerini pekiştirdiler.”

BİLAL ERDOĞAN’IN GÜCÜ ARTTI

Erdoğan, gençlik kollarından yetiştikleri için ekibi partinin sahibi olarak görüyor.

Kaynağım “Kandemir’in arkasında Bilal Erdoğan var. Aslında Bilal Erdoğan’ın partideki ağırlığı arttı” diye ekliyor.

Bu sözleri işitince kongre salonundaki sahne gözümün önüne geldi.

Erdoğan ve eşi Emine Hanım en öndeydi.

Erdoğan’ın sağında Efkan Ala, solunda Binali Yıldırım oturuyordu.

Yıldırım’ın suratı asıktı.

Hemen arkalarında, AK Parti’de resmi görevi olmayan bir isim vardı:

Bilal Erdoğan.

Rıza Zarrab’ın babası İstanbul’da öldü


17-25 Aralık’ın kilit ismi olan, bakanlara dağıttığı rüşvetlerle bilinen İranlı Rıza Zarrab’ın babası Hüseyin Zarrab, geçen cumartesi günü İstanbul’da bir süredir tedavi gördüğü hastanede öldü.

Bir vakitler İran’ın en güçlü adamlarından gösterilen, eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın arkadaşı Hüseyin Zarrab, Kapalıçarşı’da kuyumcuydu.

İran’ın ambargoyu delmek için kurduğu altın ticaretine dayalı kayıt dışı ekonominin esas unsuruydu.

Zarrab, oğlunun ABD’de sanık olarak yargılandığı mahkemede savcı ile anlaşarak, itirafçı tanık olmayı kabul etmişti. Dubai’deki döviz bürosu üzerinden ekonomik yaptırımları deldiği gerekçesiyle verilen cezayı yüzde 70 oranında düşürmüştü. Ancak cezayı ödemeden öldü.