İstanbul’dan Moskova’ya kalkan uçağımız Rusya’nın Ukrayna savaşından ötürü yolunu bir hayli uzatarak Vnukova Havalimanı’na indi.

Savaştan önce uçaklar Ukrayna üzerinden Rusya’ya uçuyordu. Bugün Bulgaristan- Romanya ve Polonya üzerinden...

Savaştan önce bu yolculuk iki saat sürüyordu.

Bugün üç buçuk...

60. YIL

Moskova Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın davetlisi olarak büyük Türk şairi Nazım Hikmet’in ölümünün 60’ıncı yılında gerçekleştirilen etkinliklerine katılmak üzere hafta sonu Moskova’daydık.

Vakıf tarafından verilen Nazım Hikmet Ödülü’ne layık görülen Cumhuriyet yazarı Zeynep Oral, Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban Gökçeli, müzisyen Onur Akın ve orkestrası ile T24’ten Tolga Şardan aramızdaydı.

Nazım’ı anma etkinlikleri ilk olarak 1999’da başladı. Ali Galip Savaşır’ın başkanlığı sırasında 2009’dan itibaren Rus-Türk İşadamları Birliği (RTİB) tarafından üstlenildi. O günden bu yana Nazım’ın ölüm yıldönümü olan her yıl 3 Haziran’da tarihi Novodeviçi Mezarlığı’nda gerçekleştiriliyor.

12 EYLÜL MAĞDURU KOMİSER

Savaşır, çok renkli bir sima...

Türkiye’deyken, sol görüşlü polislerin kurduğu Pol - Der üyesi bir komiserdi. 12 Eylül’den sonra ihraç edildi.

Ardından iş hayatına girdi.

90’larda ‘Demir Perde’ aralandı.

Diğer Türk ‘kapitalistleri’ gibi Moskova’ya geldi.

Nazım’ın hayat arkadaşı Vera Tulyakova- Hikmet’in kızı olan Prof. Anna Anatolyevna Stepanova ile tanıştı. Stepanova’dan Nazım’ın çalışma ve oturma odasını eşyalarını, kitaplarını, kimi giysilerini alıp sakladı.

RTİB’in bünyesinde Nazım etkinlikleri için komisyon kurarak, Türkiye’den sanatçı, yazar ve müzisyenleri davet etti.

Savaşır, üç yıl önce Mustafa Çalkan, Coşkun Yurt ve Cüneyt Baltaoğlu gibi Türk işadamlarıyla Moskova Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nı kurdu.

Onların her biri 1990’lı yıllarda beyaz yakalı, işçi ve tüccar olarak geldikleri Rusya’da olağanüstü başarı hikayelerine imza atan birer iş insanı.



KAPİTALİSTLERLE PROLETERLER YAN YANA

3 Haziran sabahı, aksilik bu ya, yağmurlu bir güne uyandık. Yağmur altında Novodoviçe Mezarlığı’nda Nazım’ın mezarı başında toplandık.

Yunus Emre Vakfı’nın düzenlediği törende Büyükelçi Mehmet Samsar ve Ankara’da suikast sonucu öldürülen Rus Büyükelçi Andery Karlov’un eşi Marina Karlova konuşma yaptı.



Nazım’ın mezarına karanfiller bıraktık.

İlginç bir manzaraydı.



Nazım’ı vatandaşlıktan atan Türkiye özür dileme kabilinden, anmalara büyükelçi düzeyinde katılıyor.

Mezarlıkta Türk ‘kapitalistleri’ ile Türk ‘proletaryası’ yan yana saf tutuyor. Türklerle Ruslar aynı şemsiye altında gözyaşı döküyor.

Nazım’ın karşısında Rus Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve biraz ötede Vladimir Jirinovski yatıyor.

Müze niteliğinde olan, turistik ziyaretlerin yapıldığı mezarlığın ünlü sakinleri arasında yazarlar Çehov, Gogol ve Bulgakov, yönetmen Eisenstein, müzisyen Şostakoviç ile eski SSCB lideri Kruşçev de var.

ORAL’A NAZIM ÖDÜLÜ 

İkinci program Yunus Emre Entitüsü’nde düzenlendi. Oral ve Gökçeli, konferansta Nazım’ı anlattı. Büyükelçi Samsar, Nazım hakkında konuştu.

Moskova Nazım Hikmet Vakfı da Russkaya Pensya Tiyatrosu’nda anma gecesi organize etti etti.

Moskova Güzel Sanatlar Koleji, Rus halk danslarından oluşan olağanüstü bir gösteri sundu.

Görsel bir şölendi.

Ardından Oral ile Stepenavo’ya Nazım Hikmet Dostluk Ödülü verildi.

Gece Onur Akın şarkılarıyla son buldu.

Bu gecenin sponsorları arasında Rusya’daki Türk ‘kapitalistleri’ vardı. Örneğin, Akfen, Coral Travel, Deniz Bank Moscow ve Credit Europe Bank. Davetlilerin tamamına yakını Türk işçiler ve emekçilerdi. Nazım, bu manzarayı görseydi herhalde kahkaha patlatırdı.

KÜLTÜR MERKEZİ KURULUYOR 

Savaşır, o gece bir müjde verdi.

Halen Sokol bölgesindeki 51 numaralı Nazım Hikmet Kütüphanesi’nin kültür merkezine dönüştürüleceğini söyledi. Moskova Belediyesi Kuzey Bölgesi’nin desteğiyle yapılacak olan kültür merkezinde Savaşır’ın himayesindeki Nazım’ın oturma ve yatak odası takımı, kitapları ve özel eşyaları sergilenecek.

Ziyaretimiz sırasında kütüphaneyi gezdik. Nazım’ın yaşarken yakın çevrede oturduğunu, kütüphanede konuşmalar yaptığını ve halkın dinlemek için pencere önünde toplandığını öğrendik.

KILIÇDAROĞLU'NA ELEŞTİRİ

Nazım Hikmet, bugün Türkiye ile Rusya arasındaki en değerli köprü... Rusya’daki iş adamları ve işçilerden oluşan on binlerce Türk, bu köprüyü gözü gibi koruyor.

Rusya’daki Türklerin hayatı siyasal dalgalanmalardan etkileniyor.

Onlar Kılıçdaroğlu’nun Ukrayna’yı desteklemek gerektiğini savunmasını, Rusya’nın seçimlere müdahale ettiğini söylemesini eleştiriyor. Siyasi gerilimden ötürü Rusya’da Erdoğan yanlısı bir iklim oluştuğunu vurguluyor.

Örnek mi?

Yıllardır Rusya’da inşaat mühendisi olan ve bir Rus’la evlenen çocukluk arkadaşım E., ömründe ilk kez CHP’ye oy vermediğini söyledi.

“Neden?” diye sordum.

“Kılıçdaroğlu’nun Rusya açıklamalarından ötürü” dedi.

Moskova’da geçirdiğimiz iki gün boyunca fark ettim ki bizim kullandığımız kredi kartları Rusya’da geçmiyor. Dev otomobil, teknoloji, finans ve tekstil firmaları Rusya’dan ayrılmış. Çin arabaları vızır vızır dolaşıyor. Buna rağmen gündelik hayat savaş yokmuş gibi bütün canlılığıyla sürüyor.

Türkiye, bu fırsatı değerlendirebilirse Nazım Köprüsü’nden vizesiz de geçebiliriz.

Tek derdimiz, üç buçuk saatlik yol olsun.