Bir yandan ekonominin can yakıcı sıkıntıları devam ederken, diğer taraftan yaklaşan yerel seçimler gündemi karartıyor…

Yapılan son seçimde Cumhurbaşkanlığı ve parlamento çoğunluğu Cumhur ittifakının oldu. Seçimlerin kaybedilmesi, muhalefet kanadında tam bir şok yarattı. Şokun nedeni, Cumhurbaşkanlığı seçiminin kesin kazanılacağı inancı idi.

Değerli okurlar; Seçimlerin  neden kaybedildiği ile ilgili,   ittifakı  oluşturan, başta CHP olmak üzere diğer ortaklardan bir öz eleştiri duyamadık. Millet ittifakı seçimlere giriyor ve seçimler kaybediliyor kimseden ses yok…

Seçim sonuçları açıklandığında, CHP üyelerinin büyük çoğunluğu, bu kaçıncı mağlubiyet diyerek sayın Genel Başkanının istifa etmesi gerektiği idi. Ama düşünülen  olmadı. Sayın genel başkan, yenilginin ilk günlerini atlattıktan sonra, alınan yüzde 48’lik oyun büyük bir başarı olduğunu anlatıyordu. Hiç kimse Sayın Kılıçdaroğlu’na, Ekmeleddin İhsanoğlu + Selahattin Demirtaş’ın, geçmiş Cumhurbaşkanlığı adaylıklarında aldıkları oy toplamının yüzde 48.5 olduğunu hatırlatmadı.

Sayın Kılıçdaroğlu, MAK araştırma başkanı sayın Kulat’a, seçimlerin  kaybediliş nedenini  Sayın Akşener’in masadan kalkmasına bağlıyor. Gazeteci Sayın Yarkadaş’a da, seçim kaybedilişi hayal kırıklılığının kronik hale getirilmemesi gerektiğini söylüyor ve medyanın kendisini eleştirdiğinden yakınıyor.

Sayın Genel Başkan, Hak, Hukuk, Adalet diye 450 kilometre yol yürüyüp, seçimdeki başarısızlığınız  eleştirilince, ‘’bu haksızlık’’ diyemezsiniz.

Sayın Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerle ilgili yeni yol haritaları açıklıyor. Bu konuşmalardan anlaşılan Ekim veya Kasım’da kurultay yapmayacağıdır.

Sayın Kılıçdaroğlu, son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. CHP kurultayını Ekim veya Kasım’da yapıp ‘’Aday değilim’’ demezseniz, tüm büyük şehirleri değil, 100 yıllık CHP’yi de kaybedeceğiz.

Bakın CHP’nin öz evladı ve partinin Çınar’ı Sayın Hikmet Çetin bile çileden çıktı sizin Deniz Baykal’dan daha çok CHP’ye zarar verdiğinizi söylüyor!!!

Yukarıda, Sayın Kılıçdaroğlu son seçimin kaybediliş nedenini Sayın Kulat’a, Sayın Akşener’in masadan kalkmasına bağlıyor.

Soru şu? Sayın Akşener, masadan durup dururken mi kalktı? Yoksa, masadan kalkmaya mecbur mu bırakıldı? Kamuoyu, Sayın Akşener’in ne oldu da masadan kalktığını bir türlü öğrenemedi.

Altılı masayı oluşturan tüm liderler, basının saygın üyeleri Sayın Saygı Öztürk, Sayın Deniz Zeyrek ve Sayın İsmail Saymaz’dan oluşan grupla, SÖZCÜ TV ekranlarında  bir araya gelip, ciddi bir özeleştiri ile o gün masada neler olduğunu tüm açıklığı ile açıklamalısınız.

Adı bende saklı, Saygın bir CHP’li anlatıyor; Sayın Akşener, o güne kadar, Sayın Kılıçdaroğlu’nun CHP parti listelerinde DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat partililere belli sayıda milletvekilliği vereceğini anlayamadı. Son toplantıya kadar Sayın Kılıçdaroğlu aday olduğunu açıklamadı ve o gün, adaylık konusu gündeme geldiğinde, 5’e 1 işlem tamamlanmış, Sayın Akşener tek başına kalmıştı.

Bu seçimin kaybedilişi sadece muhalefet partilerinin değil, aynı zamanda,Türkiye’nin de 5 yıl kaybetmesine sebep oldu.

Sayın Kılıçdaroğlu, Kurultay’ın Ekim veya Kasım’da yapılması, köprüden önceki son çıkış. Bunu yaparsanız, hem ülkenin hem de yerel seçimlerin önünü açarsınız.

SON SÖZ; Sabaha uyanacak düşlerin yoksa, akşamın karanlığını gündüz de yaşarsın. MEVLANA