Kurtuluş Savaşı kazanılıp, Anavatan tüm işgal kuvvetlerinden temizlenip, sıra Türkiye’nin kuruluş antlaşması Lozan’a gelmişti. Lozan’a giden heyetin başında, ışıklarda uyusun  İsmet İnönü vardı.

Atatürk, Lozan seyahati için hazırlıklarını yapan İnönü’ye bakın neler söylemiş:

İtibardan "tasarruf olmaz" sözünü, Mustafa Kemal Paşa İsmet Paşaya Lozan'a antlaşma için gitmeye hazırlanırken söylemişti ama neden söylemişti, bunu es geçip lüks yaşama dalmak için değil elbet...

"İsmet eşinle ve konferansa katılanlarla birlikte uygar bir ülke insanı giysileriyle gitmenizi istiyorum, der.!.

İsmet Paşa’nın "Aman paşam bütçemiz dar, savurganlık yapamayız" karşılığına, "Bak İsmet, konferansta neler giyilmesi gerekiyorsa Beyoğlu'ndaki en iyi terziye en kaliteli kumaş ve kreasyonun dikilmesini rica ettim, gidip ölçülerinizi verin, gardrobunuzu hazırlasın, orada şahsınızı değil Türkiye'yi modern, çağdaş Cumhuriyet devletini temsil edeceksiniz, itibardan tasarruf olmaz, der...

O sözün taşıdığı anlam budur!

Lozan Barış Antlaşması'na katılan heyet şık, modern, giyimiyle, duruşuyla ve fikirlerini özgüvenle savunurken katılan yabancı delegelerde şaşkınlık uyandırır, karşılarında dayattığı maddelere karşı çıkamayıp imzalayıveren, çağın gerisinde kalan eyyamcı Osmanlı Devleti memuru olmadığını zorlanacaklarını anlayıp moralleri bozulmuştu...

Ha bir de İsmet Paşa’ya diğer delegelerin sandalyelerinden daha alçak sandalye hazırladıklarını gören İsmet Paşanın nedenini sorgulamasına "Elimizde bu kalmıştı" bahanesi üzerine salonu terk ederken aynından bulunca gelirim, demesi var ki, salonda tam bir şok etkisi yaratır...

İşin aslı budur.!.

ATAM, yirmi  yılı aşkın bir süredir iktidarda bulunan AKP’nin Sayın Genel Başkanı da, sizin bu “itibardan tasarruf olmaz” sözünüzü devamlı kullanıyor.

ATAM, bu söz sizin İnönü’ye önerdiğiniz konuşmadan alınmış olamaz. Alınmış olsa bile ne için neden söylendiğini anlayamamışlar.

Bakın, emanet ettiğiniz ülkede, “itibardan tasarruf olmaz” deyip neler neler yapılıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, adını külliye koyduğu 1150 odalı sarayda yaşıyor. Ekranlarda ki davetlerden gördüğümüz kadarı ile saray sofralarında kuş sütü eksik. Sarayın tüm masrafları vergilerimizden ödeniyor. Cumhurbaşkanlığına ait 16 uçak, Marmaris’te yazlık, Ahlat’ta kışlık, İstanbul’un bütün sarayları emre amade. Son model lüks Mercedes’ler.

Kendileri için “İtibardan tasarruf olmaz” geçerli ama   halk için yaşam  inanılmaz boyutta güçleşti. Yanlış anlaşılmasın yaşam deyince de, sadece karın doyurmak.

Yurt içi seyahatlerinde konvoydaki arabaları sayamazsınız. Yurt dışı seyahatlerde de makam arabaları kargo uçakları ile gidilen ülkeye taşınıyor.

ATAM, Laiklik ilkesinin esamesi bile okunmuyor.

Cami avlularına kürsüler kurulup siyaset yapılmakla kalınmadığı gibi seçim için gittiği Konya meydan konuşmasında Sayın Erdoğan “Biz Allah’tan emir alıyoruz” diyor.

Reis, Allahtan emir alıyorum deyince, AKP  milletvekili adayı da hızını alamıyor ”Ben Allah’ın vekiliyim” diyor.

Bakalım kalan günler daha nelere gebe?

ATAM, Sayın Erdoğan’ın oturduğu sarayın kontratı 14 Mayıs 2023 günü bitiyor.

SON SÖZ;
“Bu dünyada bu zulüm senin sayende”
Ve hala açsak, yorgunsak, alkan içindeysek
Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
Kabahat senin demeye de dilim varmıyor ama
Kabahatin çoğu senin canım kardeşim.
NAZIM HİKMET