Demirel kürsüde konuşuyordu:
"Şunu yaptım. Bunu yaptım. Baraj, köprü, yol yaptım. Fabrika yaptım."
Kalabalığın içinde bir adam bağırdı:
"Bubaanin parasıynan mı yaptın?"
Polis, jandarma, Demirel'in korumaları, zabıta hemen bağıran adama doğru harekete geçti.
Başbakan Demirel, görevlilere "Durun!" dedi "Durun! Adam doğru bir şey sordu. "Durun!"

Sonra da protestocu adama bakarak konuşmaya başladı:
"Ülen! Senin bubanla, benim bubamın parasını üst üste koysak yine yetmez. Bu Meydandaki herkes, bubasının parasını getirse, çuvalla koysak o bile az gelir. Milletin parasıyla yaptım. Sizin verginizle. Ama benden öncekiler yapmadılar, ben yapıverdim. Anladın mı?"
Protestocu adam, Demirel'i alkışlamaya başladı: "Valla doğru söylüyon başbakanım. Allah senden razı olsun."
Siyaset işte budur.
Protestocuyu azarlamamak,
ve protestocuya kendini alkışlatmak.

Süleyman Demirel, babası Yahya Çavuş ve annesi Ümmühan Hanım ile İslamköy’deki baba evini bize gezdirirken, başımızı eğerek girdiğimiz kerpiç odaya bakıp şöyle demişti:
"İşte ben bu odada kardeşlerimle yaşadım. Elektrik yoktu gaz lambasıyla okur-yazardık. Köy okulunu bitirdim. Ortaokul yoktu. Ortaokula gitmek için her sabah kilometrelerce yürür, kasabaya giderdik. Sonra Afyon Lisesi. Eğer bana Cumhuriyet nedir, diye sorarsınız. Size cevabım şudur:

Cumhuriyet benim işte...

İslamköy'den çıkmış bir köylü çocuğunu cumhurbaşkanı yapan, Cumhuriyet'tir. Cumhuriyet budur. Bunu Büyük Atatürk'e borçluyuz."

Sayın Demirel’i rahmetle anıyorum.

Sayın Erdoğan’ın  meydan konuşmalarını dinleyince, Sayın Demirel’in bu öyküsünü anımsadım...

İktidar, yıllardır Cumhuriyet’in tüm kazanımlarını babalar gibi sessiz sedasız sattılar.

Ama, 14 Mayıs seçimlerine giderken AKP  ve onun Sayın lideri ”Köprüler, yollar, hava limanları, şehir hastaneleri, SİHA’lar, uçak gemileri, TOGG arabaları ve sosyal yardımları biz yapıyoruz, evet biz yaptık diyerek meydanları inletiyor. Devamlı olarak da seçmenin kulağına çok hoş gelen bir ifadeyle ‘’devletin kesesinden de  bir kuruş çıkmadı’’ diyor.

Sayın Demirel bu konuşmayı yaparken, yurttaş soruyor, babanın parası ile mi yaptın? Bugün, Sayın Erdoğan’a “Bunları babanın parasıyla mı yaptın’’ diyecek bir babayiğit var mı?.

İktidara gelen her yönetim, ülke için bu hizmetleri babalarının parası ile değil, yurttaşların ödedikleri vergilerle yapar. Sizler de bu hizmetleri yapmak için iktidara geldiniz.

SON SÖZ; Yaptıklarınla küçülmüşsen, laflarınla büyüyeceğini düşünme!  SADİ ŞİRAZİ