Yıl 2016, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek; “Şu anda cari açık milli gelirin yüzde 4’üne tekabül ediyor ki bu hiç sürdürülebilir değil” diyordu. Yani? Böyle devam edemeyiz, edersek batarız!

Mehmet Şimşek tekrar göreve geldi. Batarız dediği o rakamlar artık Türkiye için başarı hikayesi... Keşke oraya indirebilsek cariyi...

★★★

Bu yıl sadece ilk 4 aylık cari açık 30 milyar dolara yükseldi. Mayıs ayı gelecek, o beterin de beteri... Durum iyileşse turizm patlasa, paralar aksa bile yıl sonu 55 milyar dolardan aşağı olmaz ülkenin cari açığı...

Milli gelirin yüzde 5.5 - yüzde 6’sı anlamına gelir ki bakalım Mehmet Şimşek bu tabloya ne diyecek? Zira yaratılan bu rezaleti açıklamaya kelimeler yetmez! Vay be Nebati... Ne hale sokmuşsun Türkiye’yi...

★★★

Yıllık 57.8 milyar dolar farkın meali senin yönettiğin yöneteceğin ekonominin halini anlatıyor. Sen milyon, milyar ne anlatıyorsun? Nasıl olsa anlamıyorlar...

“Arttı” lafını görünce millet direk memnun oluyor! Artan ne diye sormuyor. Anadolu irfanı ne deseler alkışlayacak zaten onları...

★★★

Cari açık ülkenin dış dünya ile arasındaki net gelir gider farkından oluşuyor. Ticaretin kuralıdır. Gelirin giderinden fazla olacak. Kazandığından fazlasını harcarsan borçlanırsın. Borçların artarsa zorlanırsın. Sonunda kepenk kapatırsın.

Ülke dükkan değil... Kepenk kapatamayacağına göre ne oluyor? Vatandaşları
fakirleşiyor.


★★★

Futbol takımları için “oyun düzeni yanlıştı” derler ya, bizimki de o hesap... Sistemsel hatalar vardı. Ekonomi tamamen yanlış kurgulandı. İthalata dayalı bir ekonomide karar kılındı.

İthalat borçluluğu artırır. Döviz kuru yükselirse borçların ödenemez hale gelir. Üretim ithalata bağlı olduğu için o da sekteye uğrar...

★★★

Diğer yandan rezerv belli, harcanacak döviz neredeyse bitti. Döviz olmazsa ithalat olmaz, cari açık zaten verilemez. Al sana cari açık düştü işte... Çarklar nasıl dönecek? Onu hiç düşünme! Şirketler çalışamayınca ne olacak? İşçi çıkartacak. Hadi be!

İhracatçının, turizmcinin döviz kazancının yüzde 40’ına el koyma formülü belli ki çözüm olmuyor. Peki iş nereye gidiyor?

★★★

Hukuksuzluk, adaletsizlik, demokrasi yetmezliği, yönetimde keyfilik, siyasi istikrarsızlık, kendinden olmayanı cezalandırma, içeride ve dışarıda güven azalışı, ileriye yönelik beklentilerde bozulmadır, Türkiye ekonomisini karartan... Ekonomik göstergeler sonrasında gelir.

Yol aldığımız falan yok. Bir çemberde dönüp duruyoruz. Ve o çember her geçen gün biraz daha daralıyor.