Kafayı yemek istemiyorsanız her işin içinde bit yeniği aramayın diyeceğim ama çoğunluk için geç kaldığımın farkındayım...

Durum öyle bir hal almış ki komplo teorileri, dezenformasyonlar birbirini kovalıyor... Yandaş medya bu işin yuvası... Sağ olsun sosyal medyanın da bu işte payı büyük... Uydur, yaz, elbet inanan çıkar.

★★★

Dezenformasyon nedir? Yanlış bilginin kasıtlı olarak yayılması... İnsanları yönlendirmek amacıyla kullanılan en önemli araçlardan biri... Seçimlerde gösterilen videolar en açık delili...

Hani devamlı ekonomide, uçtuk, kaçtık, coştuk tarzı haberler yapılır. Neymiş efendim şu şirket üç bin kişi işe alacak. Milyar dolarlık yatırım planlanıyor. Avrupa bizi kıskanıyor. Uydurma tabii...

★★★

Bu ülkede insanlar artık hoşlanmadığı fikirlerin yanlışlardan dolayı değil bir güç odağı tarafından gerçekleştiğine inanıyor. Bu psikotik bozukluklar bulaşarak geniş kitlelere yayılıyor.

Peki, neden bu durum iktidar sahiplerinin işine geliyor? Paranoya savaşları yüzünden, yolsuzluk, fakirlik, işsizlik ve hukuk sistemindeki bozukluklar gibi asli sorunlar gölgede kalıyor.

★★★

Gözün gördüğü gerçek, dünyaya, “Biz daha kötüsünü yapana kadar en kötüsü bu” mesajını vermemiz. “Bir ülke ekonomisi nasıl yönetilmemeli” kitabını yazdık altına imzamızı atmamız. Ekonomide dosta korku düşmana güven veren bir görüntü oluşturmayı
başarmamız.

Bugün ekonomiyi düzeltmek için dün ne yapıyorsak tersini yapmamız. İki gün sonra kimse bir kafasından düşman uydurmasın. Dış mihrak olsan bundan daha iyisini yapmak için kırk fırın ekmek yemeli... İçeride aramalı ekonominin katilini...

★★★

Kur kontrolden çıkınca dışa bağımlı bir ekonomi olan Türkiye için her şey kontrolden çıktı. En baba senaristler bile böyle heyecanlı senaryo yazamadı! Titanik filminin batış sahnesi gibiydi... Suçlu tabii ki dışarısı ilan edildi.

Dikkat ederseniz bu aralar Türkiye ekonomisini batırmak isteyen dış mihraklar piyasada yok. Üçüncü havalimanını, köprüleri, yolları kıskananlar ortalıkta görünmüyor. Ne oldu? Vaz mı geçtiler? Yoksa hiç olmadılar mı?

★★★

Borç arıyoruz da ondan pek bahsetmiyoruz... Adamın sülalesi küfür edip “bize biraz koltuk çıkar mısın?” diyemeyeceğimize göre şimdi daha sakin şimdi daha dikkatli...

Sermaye çıkarına bakar ve ona göre hesap yapar, gerekirse rapor yazar. Ürkütürsen verdiğin faize bile bakmaz kaçar.

★★★

Ya sonra? Hem yükselen dolar hem yüksek faiz ile baş başa kalırsın. Acımadan geçer aylar... Zamanla yalnızlık başlar... Yola çıkar pişmanlıklar... Yine suçlu bulunur yabancılar...

Nasıl olsa seçmen “yenilsen de yensen de taraftarın senle” modunda... İki gün sonra yine “dış mihraklar” desinler, görürsün bak yine inanacaklar...