Krizin bugüne kadar nesini gördük? Döviz kuru arttı, enflasyon zıpladı... Peki, görüp göreceğimiz bu kadar mı?

Durun daha şirketler batacak, insanlar işsiz kalacak. Zira iflas etse bile öyle eskisi gibi kimse yazar kasa falan fırlatamayacak. Susup içine atacak.

★★★

Ekonominin bırakın yeni istihdam üretmesini, şirketlerin mevcut maliyetlerini azaltma önlemi çalışan sayısını azaltmak olarak çıkıyor karşımıza... Demek çay ikramını kesmek, “lüzumsuzsa söndür” uyarısı asmak artık yetmiyorsa...

Kredilerde frene basılınca özel sektörde yatırım falan kalmadı. Yatırım yoksa ne yapacaksın fazla elemanı? Haliyle firmalar çalışan sayısını azalttı.

★★★

Yine de çok ters gitmemek gerek hükümetle... Patronlar demeç veriyor; “Çalıştıracak işçi bulamıyoruz!” Haliyle işsiz olan düşünüyor; “Bir biz mi angutuz?”

Sorsan, vasıfsız işçi dahi bulamıyorlarmış. Doğru dürüst para verip mi bulamamış? Onlar işçi değil bildiğin “köle” arıyor. Açığı mülteciler kapatınca fazla da dert edilmiyor.

★★★

Haziran ayında işsizlik oranı yüzde 9.6’ya çıkarken geniş işsizlik oranı yüzde 24.2’ye fırladı. Düşünün bir de bu İstatistik Kurumu’nun rakamları... Bu kadar makyajı kime yapsan güzellik yarışmasında kafaya yarışırdı.

Size şöyle anlatayım... Nüfusu 86 milyon olan Türkiye’de çalışabilir nüfus 65 milyon 400 bin... İşgücü 34 milyon 629 bin...

Gerisi nerede? Tam 30 milyon 771 bin kişi işgücüne dahil değil... Hepsi 15 yaş altı veya çalışamayacak kadar yaşlı olamayacağına göre ne yapıyor bu insanlar? Bilinmiyor ama işsiz de sayılmıyor.

Aktif çalışan 31 milyon 291 bin... Neredeyse 86 milyon kişiden 55 milyon çalışmıyor sonra da bu ülkenin gelişmesi bekleniyor.

★★★

Durun! Bu daha yaz başının rakamı... Seçimin hemen ertesi... İnşaat, tarım, turizm geçici işçiler aldı. Yine de işsizlik arttı. İçiniz kaldırmıyorsa hiç bakmayın sonbaharda açıklanacak rakamlara...

Benim gibi ekonomiyi düzeltmeden işsizlik sorunu çözülmez diyenler için... İyi dinleyin... Ekonomiyi düzeltmek uzun hikaye... Bir sürü karar alacaksın. İşi bilenleri çalıştıracaksın. Kim uğraşacak?

★★★

Onun yerine daha önce çözüm olarak sunulan “herkes bir işçi alsa” modeli vardı. O da olmadı! Cami çıkışı, “beyler az, çok demeyelim, boş geçmeyelim” diyen dayıların bu kadim sistemi ile ülke yönetileceği kimin aklına gelirdi? Resmen denendi!

Ülke değil metrobüs sanki... Fabrikada boş yerlere doğru ilerlersek yeni istihdam sağlanabilir mi? Eskiden her şeyi devletten beklemeyin denirdi. Devlet vatandaştan bekliyor her şeyi!

★★★

Hani Türkiye’nin koalisyon hükümetlerinin ülkeyi felaket yönettiği yıllar vardı ya, işte o yıllardan biri olan 2000 yılında işsizlik yüzde 6.5’taydı. İstikrar işsizliği katladı!

Ülkede işsizlik var, enflasyon var, cari açık var, bütçe açığı var, döviz pozisyon açığı var. Bir tek kısmeti kapalı... Hadi hayırlısı...