Ben öyle bir yerdeyim ki, artık kolayı yapamam” diyen lider, zor olanı yaptı kendisini “sıtmaya benzeten” diğer liderin ayağına gitti. Özveri gösterdi. Yıkılanı tamire koyuldu. Masayı devirip giden diğer lider de kendi siyasi geleceğini ve partisinin varlığını tehlikeye attığını anladı, özür diledi geri döndü. Yıktığını tamir etti.

Sağduyu galip geldi.

Birleşe birleşe...

Çoğala çoğala...

Durum kurtarıldı.

Seçimi kazanmak ve mutlaka Meclis çoğunluğunu elde edebilecek bir halk desteği yaratabilmek için çözüm bulundu.

Toplanıyor toplanıyor...

Dağlıyor dağılıyorlardı...

Sancılı doğum oldu.

Başkan adayı açıklandı.

★★★

Ebe karar vermişti.

Bebek sağlıklı doğmalı.

Uzun ömürlü olmalıydı.

Tayyip Erdoğan’ın devlet imkanlarını kullanarak 21 yılda kurduğu keyfi, antidemokratik, baskıcı, partili kayırıcı, hak ve adaleti yok edici düzenini değiştirmeliydi. Yüzde 60’ a yakın seçmen kitlesi, bölünüp parçalanmadan tersine; “Birleşe birleşe... Çoğala çoğala...” yüzde 70’e kadar büyüyerek iktidarı değiştirecek siyasi bir kadronun yol göstericiliğine olur demişti. Halkın gözünde asılında yeni cumhurbaşkanın kim olacağı o kadar önemli değildi. Önemli olan “bu yoksul çoğaltan, kriz üreten, ahlak çürüten ve cumhuriyetin kurucu değerlerini yıkıp yok eden düzene” son vermekti. Halkın değişim kararı ebe oldu, sezaryen doğumla “güçlü ve uzun ömürlü olsun dualarıyla” bebek doğdu. Seçim günü sandık önüne geldiğinde “kime oy vermeyeceğine karar vermiş” ve kör particiliği aşan zamanlama ustası olmuş bir seçmen çoğunluğu var.

Değişim zamanıdır!

İktidar  değiştirecek.

★★★

Masanın bir ayağının menteşelerinden kopup gitmesi ve kopan ayağın 72 saat içinde tekrar geri gelip yuvasına vidalanması bize gösterdi ki, halkın değişim isteği, siyasetçinin eski kalıp fırsatçı tutuculuğunun önüne geçti. Bunun için gece geç saatlerde soğukta Ankara’da parti genel merkezi kapısı önünde toplanıyor.

Ve bağırıyor:

Başaracağız.

Başarmak zorundayız.

Denize düştük.

Sarılacağız...

Bu değişim kararlılığı nedeniyle; ne Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ne Meral Akşener’in ve ne de diğer liderlerin halkın Cumhuriyet değerleri üstünde yenilenmiş bir Türkiye isteme arzusunu ikinci plana koyma gücü yok.

★★★

Özellikle genç seçmen; 60-70 yıldır süregelen; “devlet kaynağını dağıtayım halk da bana oy versin ucuz fırsatçılığını” değiştirecek bir yeni siyasetçi kadrosu arıyor. Sağcı, solcu, ortacı, ülkücü, Türkçü, Kürtçü, muhafazakar, liberal diye ayırmadan ülkesi Türkiye’yi, bölünmeden aksine birleştirerek Cumhuriyet’in ikinci 100 yılına sağlıklı adımlarla taşıyacak bir siyaset yol göstericiliği bekliyor.

Halk seçmeyecek.

Aslında sarılacak.

Ve yeter ki liderini bulsun; mutlaka Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında olduğu gibi kendi payına düşen fedakarlığı da yapacak bilince sıçrayacak.

Çalışkan olan.

Ve olmayan.

Hak bilen.

Ve bilmeyen.

Namuslu olan

Ve olmayan.

Ahlaklı olan.

Ve olmayan.

Devleti soyan.

Ve soymayan.

Ayrımı artık yapılsın.

Halk, bu bilince (yeni zihniyete) kapı aralama noktasına  geldi: Tembel olan, hak yiyen, torpil ve kayırmacılık sayesinde zenginleşen, namuslu olmayan, ahlaksız, devleti soyan hırsız, fay hattına dayanıksız şehir kurulmasına göz yumarak bundan servet çıkartanların ülke yönetimine sokulmaması bilincine ulaştı. Bu bilince liderlik edecek kadro arıyor. Bunun için iktidarı değiştirmeye karar verdi.

Birleşe birleşe...

Çoğala çoğala...

Yaşasın Türkiye!

Yaşasın Cumhuriyet!

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!


Futbol sahasında Beyaz Toros!


1990’lı yıllarda Doğu Anadolu illerinde polis olduğunu iddia eden fakat polise hiç benzemeyen bazıları, “bizimle emniyete kadar gelmeniz gerekiyor” diyerek insanları beyaz Toros otomobile bindiriyor ve sonra da o insanlardan haber alınamıyordu. Vuranı bulunamayan cinayetler (faili meçhuller) olmuştu. Bu yıllar Türkiye’nin karanlık dönemi diye tarihe geçti. Üç gün önce Bursaspor- Amedspor maçı sırasında tribünlere “Beyaz Toros” fotoğrafları ile adı vuranı bulunamayan cinayetlerin işleyicisine çıkmış “Yeşil” kod adlı birisinin de posteri asıldı. Fotoğraf ile posterin denetimden geçmeden futbol sahasına sokulduğu açıklandı. Maçtan önceki gece Amedsporlu futbolcu ve teknik heyetin kaldığı otelin önünde de havai fişek atıldı. Bu kanlı kışkırtmayı kimi yapıyor? Bu karanlık güçler kim? Üzerinden günler geçti, aydınlanmasını bekledik. Kışkırtıcılar ile arkasındaki güçlerin aydınlanması gerekir.