Yarışı kaybetmeye gör, içine düştüğün durum bir yanıyla ölüme benzer. Ölünü gömerler. Gömerken birkaç dua, birkaç söz; kalıp olmuş cümlelerle biraz överler. Sonra geriye kalan malını, mülkünü, varsa bıraktığın entelektüel birikimini bölüşürler. Bölüşürken de memnun kalmayıp üstüne bir de söverler.

Dünya durmuyor.

Dönüyor.

Oksijen ile silisyumun bulucusu bir kimyacı filozof tabiat bilimci vardı. 300 yıl önce “toprak- su- hava- ateş”in durumlarına bakıp tabiatın kanununu açıklamış; “doğada hiçbir şey yaratılmaz, hiçbir şey yok olmaz, enerji şekil değiştirir, dönüşür” demişti.

Filozof kimyacı haklıydı.

Adamın kafasını kestiler.

300 yıl sonra dönüp, “dünyada hiçbir şey yaratılmıyor, yok olmuyor, sadece dönüşüyor” dediler.

Gün de geçiyor.

Zaman, çağ.

Soluk, nefes.

Dem de geçiyor.

Zaten bizim gerçeği bükmeden, eğmeden, kibarlaştırmadan, sansürlemeden direkt ağır ve oturaklı küfürlerle söyleyen şair filozofumuz Neyzen Tevfik de “Hayat üç buçukla dört arasındadır; ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın...” demişti.

Neyzen de haklıydı.

Yine haklı çıktı.

★★★

Her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizin insanı da; “üç buçuk atmaktan kurtulup dört dörtlük yaşamaya geçmeyi” istemesine istiyor da bu geçişi kendisine yukarıdan verecek bir reis, bir tarikat gücü,  padişah kudreti, bir ağa, kurtarıcı bir baba, himayeci bir devlet, sadaka dağıtıcı bir iktidar arıyor.

Yarış henüz bitmedi.

Bitiriş ikinci tura kaldı.

Yarışı geride bitiren, düştüğü yerden kalkıp da “koyun olmayın... sizi güdecek bir çoban aramayın... sizi dönüştürecek olan ve dört dörtlük yaşama vidalayacak yine siz kendiniz olun...” diye tekrarlasa da “himaye duygusuna” teslim olmuş bu gidişi terse çevirebilir mi?

Çemberin çapı geniş.

Çapı küçük top, çapı daha büyük bu çembere girmesine girer ama topu attığın yerin çembere uzaklığına, topu atanın kol gücüne, atış ustalığına, basketbol sahasının o anki havasına, atmosferine, geçsin bu 3 sayılık top bu çembere duygusunun toparlanıp bir olmasına bağlı...

İnsanımız!

Aklıyla takip ediyor.

Duyguyla karar veriyor.

“Allah muhafaza elimizdekini kaybetmeyelim... Bizi şu hayatta üç buçuk atar duruma Reis getirdi, ama bizi dört dörtlük yaşama durumuna yine o geçirir duygusu” birinci tur yarışı önde bitirene yaradı.

★★★

Birinci turda geride kalan yarışcının ikinci turda öne geçmesi ihtimali için “çok zor” diyerek rakamlara dayalı ihtimalleri sayıp sıralıyorlar ve “Ama mümkün” diye ekliyorlar.

Çemberin çapı.

Toptan büyük.

Birinci turda seçmenin yüzde 50.5’u yarışı önde bitirene “sen bizim hayatımızı üç buçuk atar hale getirdin, seni başımızda istemiyoruz” dedi, ama ikinci gelen yarışçıya da “sen bizim hayatımızı dört dörtlük yapacak güveni vermiyorsun” demek istediği için çok gerilerde bıraktı. Küstahlık da sayabilirsiniz aklıma Mevlana’nın çok bilinen iki şiirini birleştirip kendimce değiştirip yazmak geldi:

Her gün.

Bir yere gitmek.

Ne güzel.

Her gün.

Bir yere konmak.

Ne hoş.

Donmadan akan su.

Ne iyi.

Dünle beraber gitti iyiler.

Şimdi yeni şeyler söylemeli.

Körler dünyasında.

Ayna satmamalı.

Sağırlar çarşısında.

Gazel okumamalı.

★★★

Kesin yeni şeyler söylemeli de o yeni şeyler nedir? 300 yıl önce kimyacı filozof Antoine Lavoisier; “doğada hiçbir şey yaratılmaz, hiçbir şey yok olmaz, her şey  dönüşür” demişti. Bizim şairimiz Neyzen Tevfik de; “Istırabın sonu yok sanma, gün de geçer, dem de geçer...” diye eklemişti.

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!


Her oy bir damla!


Birinci turda “Cumhur İttifakı partilerinin” Meclis’te milletvekili çoğunluğunu ele geçirmesi, sislere gömülmüş bir algı, puslu bir idrak, dağılmış bir dikkat ortamı yarattı. Sisi, pusu, dağınıklığı gidermek mümkün. Yeter ki, vatandaşa ikinci turda ne için oy vereceği iyi anlatılabilsin. Halk, Meclis çoğunluğunu verdiği gücün karşısına yine oylarıyla demokrat bir Cumhurbaşkanı gücü koyabilir. Meclis gücü ile Cumhurbaşkanlığı gücü ayrı ellerde olursa; Meclis yanlış yaparsa Cumhurbaşkanı düzeltir. Cumhurbaşkanı yanlış yaparsa Meclis düzeltir. Böyle bir yapıyı ikinci turda vatandaş oylarıyla kurabilir. Her oy bir damla. Damlaya damlaya mermer delinir.