Oya, İstanbul’da bir hazır giyim fabrikasında çalışır. Eteklere, bluzlara, pantolonlara, tişörtlere, Almanya’dan, Fransa’dan sipariş verilmiş ne varsa, hepsine overlok çeker.  İlk okula yeni başlayan kızının geçen hafta sorduğu soru aklına takıldı. Belli ki, okulda arkadaşları arasında konuşmuşlar, cevap arıyorlar.

Anne!

Robot evlenir mi?

Anne!

Robot acıkır mı?

Anne!

Robot şoför yapmışlar.

Anne!

Robot pilot yapmışlar.

Anne!

Robot overlokçu da yaparlar mı? Robot overlokçu yaparlarsa o zaman sen ne iş tutacaksın?

★★★

Bir yandan overlok çekiyor bir yandan kafasında kızının “robot overlokçu da yaparlarsa ben ne iş tutacağım” sorusu burgu olmuş, beynini zorluyor. Gerçi 50 işçinin çalıştığı bu hazır giyim fabrikasında, terziler, model çıkarıcılar, overlokçular, aksesuarcılar, ütücüler, paketleyiciler ve makastarlar hep birlikte çalışıyorlar ama kızının dediği zaten olmaya başladı.

Robot makastar yapıldı.

Kumaşları seriyorlar.

Robotu programlıyorlar.

Çay molası, yemek molası, namaz molası, öğlen arası istemeden fabrikanın robot makastarı, bütün gece programlanan algoritmasınca çalışıyor.

Fire yok.

Defo yok.

Fazla mesai ücreti istemek de yok.  Dolasıyla Overlekçu Oya’yı zora sokan gelecekte “Robot overlokçu yapılabileceği ihtimali” değil. Bugünlerde fabrikanın patron ve yönetici katından gelmekte olan telaş dolu yakınmalar, uyarılar, gelecekle ilgili korkular, yangın kapıya dayandı seslenişleri...

★★★

Kurlar baskı altında!

Giyim sanayi zararda.

Tekstil de kıvranıyor.

Kumaş, iplik.

Boya hammaddesi.

Enerji faturası.

Maliyetler döviz bazında yüzde 100 arttı fakat bu fabrikada üretilen hazır giyim ürünlerinin alıcısı olan Fransız, Alman, Hollandalı firmalar döviz bazında yüzde 100 fiyat yükseltmiyor. Alıcılar, bizim enflasyonumuz yüzde 10 diyorlar, sana da ancak yüzde 10 artış verebiliriz teklifi getiriyor ve gerçek şu ki, siparişlerini daraltıyorlar.  Uzak Doğu Asya’da (Vietnam-Kamboçya- Sri Lanka’da) hazır giyimci bulup, oralara yöneliyorlar. Navlun fiyatları düştüğü için Türkiye’nin Avrupa’ya yakın coğrafya avantajı da topallamaya başladı. Avrupa’da da zaten resesyon patladı. Türkiye’de de hazır giyim ve tekstilin dış talebi daraldı. Overlokçu Oya gibi çok işçi çalıştıran ve ürettikleri ürenler içinde “yerli katma değeri” en yüksek olan bu sektör bile rekabette zorlanıyor.

İki model sipariş.

Mal oluşu:

136 bin TL.

Sipariş satışı:

118 Bin TL.

Fabrika işletmesi bu zararı karşılayamaz ve patron da Overlokçu Oya’nın çalıştığı işyerini kapatır. Robot overlokçu yapılmadan Overlokçu Oya işsiz kalmakla yüz yüze gelir.

★★★

Oya’nın çalıştığı fabrikaların yöneticileri Maliye Bakanlığı’na “bizim için özel kur uygulayın, bizim kazandığımız doları 23 liradan, Euro’yu da 24 liradan alın” diye baş vurdular.  1 Dolar: 19.00 TL’ye ve EURO: 20.00 TL’ye dayanmış olmasına rağmen bu yüksek yakıcı kurlarla bile ihracat kazançlı olmaktan çıktı. Tek Adam iktidarı, fırlayan kur artışını levye yaparak kurguladığı ekonomik modelin ihracat ayağı ile övünüyor, toplantılarda ve ekranlarda halka seslenirken; hep ihracattaki başarından söz ediyordu. Overlokçu Oya’nın çalıştığı fabrikadan yükselen uyarıcı seslere kulak verilirse; “ekonomik modelin ihracat ayağı da çöktü” çöküyor. Geriye Tek Adam modelinin övünebileceği “saçları dökülmüş genç yaştaki yabancıların saç ektirmek için Türkiye’deki hastaneleri seçmeleri” kaldı, kalıyor.

Batırdılar Ülkeyi.

Ankara’nın göbeğinde “Ülkücüyü Ülkücüye vurdurup” İstanbul’da seçilmiş belediye başkanını kemiklerini siyaseten kırma denemeleri yapıyorlar!

Overlokçu Oya!

Kızına ne desin?