Yıl olmuş 2023...

Cumhuriyet, ikinci yüzyıla girmiş...

Demokrasi salt sandığa, oya indirgenince bakın ne oluyor:

Şırnaklı Tatar ailesi, dört partiden dört aşiret mensubunu milletvekili adayı yaptı...

Diyarbakırlı Ensarioğlu ailesi, iki partiden üç aşiret mensubunu milletvekili adayı yaptı...

Çok aşiret, parti farkı gözetmeksizin mensuplarını aday listelerine soktu.

Keza: Saltanat gibi kimi ailelerde de babadan çocuğa milletvekilliği geçiyor! Örneğin, Türkeş soyadı farklı iki partide de var. Arınç, Gökçek, Şahin vs. soyadlı klanlar siyasette...

Mardinli Aydın Ayaydın en çarpıcı örnek; ANAP’tan milletvekili oldu. Çiller A Takımı’nda bulundu, aday oldu kazanamadı. Ardından CHP milletvekili seçildi. Şimdi kızı AKP’den milletvekili adayı...

Örneğin, adı modernist “Yeşil Sol” gibi feodalizme yenik düşürülmüş partiler bile var. Gerici feodal ayaklanmalara methiye dizdiklerini görmüşsünüzdür. Aşiret konfederasyonu kurmak istiyorlar!

Uzatmayayım, sanıyorum bunları biliyorsunuz. Peki, bunda demokrasi için bir sorun görmüyor musunuz?

★★★

Türkiye’nin temel demokrasi problemlerinden biridir çağdışı “aşiret” anlayışı...

Bu, Kemalist ulus devletin erozyona uğratılmasıdır.

Bu, Cumhuriyet’in ilkel feodalizme yenik düşürülmesidir.

Bu, siyasetin aşiretlere bağımlı hale getirilmesidir.

Demokrasinin güç kaynağı; dini de kullanan aşiretler değil, halk’tır, bireydir. Egemenlik, aşiretlerin değil milletindir...

Milliyet gazetesinin manşetini anımsatmalıyım: “Meclis’te Büyük Gün: Sınıf Farkını Gösteren Ünvanlar Yıkıldı.” (27.11.1934)

Çok sürmedi. Köhne feodal anlayış 1950’lerde hortladı; eşitlikçi ulus devlet tamamlanamadı. Gelişmemişliğin, kalkınmamışlığın sebebi bölüşümcü olmayan bu aşiretçi üretim düzeniydi çünkü...

Sınıfsal farklılığı azaltmak amacıyla köylüye toprak vermeyi, aşiret reislerini dağıtmayı hedefleyen Cumhuriyet, Atatürk’ten sonra maalesef bunları hayata geçiremedi. İnönü yapmak istedi, aşiret reisleri CHP’yi böldü, DP böyle doğdu!

CHP’de 1957 seçiminden başlayarak, arkasında büyük oy bulunan aşiret pragmatizmine yenik düştü. Aşiretleri tasfiye edip marabayı özgürleştirme ideali yok edildi. Kendi söndürdüğü ateşi yeniden alevlendirdi!

★★★

Osmanlı arşiv belgelerine göre Türkiye’de 7 bin 230 kadar aşiret vardı. Bunlar çoğunlukla varlıklarını halen sürdürüyor. Osmanlı’daki aşiretçi/feodal tımar sistemi bugün demokrasi kılıfı altında devam ediyor!

Osmanlı’da dün halktan vergi toplayan aşiret düzeni, bunun karşılığında talan hedefli savaşa asker veriyordu. İkinci Mahmut ile Osmanlı merkezi düzene geçince, savaşta ganimet azalınca çıkarları bozulan aşiretler ayaklandı.

Ya bugün?

Türkiye’de bugün aşiretler siyasi partiler ile anlaşıyor ve buna göre sandıkta tercihini yapıyor, peki karşılığında ne alıyor? Yanıtı siz verin...

Aşiret reisleri siyasetteki patronaj avantajını 70 yıldır kendi lehine çevirmeyi sürdürüyor.

Bu düzen yıkılmadıkça demokrasiden, insan haklarından en önemlisi çağdaşlaşmadan bahsetmek biraz gülünç olmuyor mu?

Laiklikten siz ne anlıyorsunuz?

Atatürkçülükten siz ne anlıyorsunuz?

Ah, aynı şeyleri hep yaşıyorum: 1991 seçiminin temel propagandası “Çankaya şişmanı Turgut Özal’ı indirmekti.” Sonuçta, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden seçilen milletvekillerinin yüzde 90’ı aşiret kökenli oldu!

Kazanmak elzem olunca en gerici düzenle ittifak yapıyorsunuz. Özal gitti, ekonomi-politik ne değişti?

Tamam, “Erdoğan gitsin” ama neyi istediğinizi partinize, liderinize göstermeniz gerekmiyor mu? Yine oyunuzu partinize verin ama baskı unsuru yaratın, teslimiyetçi olmayın...

Yeni’yi, bu köhne anlayışla inşa edemezsiniz.

Kişileri değil, ilkeleri savunun.

Yoksa bu ülke, sürekli gericileşiyor, görmüyor musunuz?