16 Ocak 2016...

İstanbul, Sarıyer...

İlçe Belediye Başkanı Şükrü Genç, Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Rutkay Aziz, Tarık Akan, Müjdat Gezen, Nazım Hikmet’in manevi kızı Anna Stepanova ve sanatseverler, yaşadığı baskılar nedeniyle 1951 yılının Haziran ayında memleketten ayrıldığı Tarabya rıhtımında Nazım Hikmet için bir araya geldiler.

★★★

Rutkay Aziz’den sonra, Vakfın Başkan Vekili Tarık Akan söz alacaktı.

Ama tam konuşmaya başlarken, hastalığının habercisi olan bir öksürük nöbetine tutuldu. Müjdat Gezen, Karadeniz’den kopup, insanı ısırırcasına esen buz gibi rüzgardan koruyabilmek için onu minibüsüne çağırdı. “Tarık’cığım burada biraz ısın, ben konuşmamı kısa tutarım, eğer öksürüğün kesilir ve kendini iyi hissedersen, sen de konuşursun” dedi.

O ısrarla konuşmak istiyor fakat öksürük nöbeti bitmek bilmiyordu.

Müjdat’ın aklı ondaydı.

Sadece “Benim Nazım’la tanışıklığım eski yıllara dayanır. Uzun yıllar önce bu sahilden küçük bir motorla Karadeniz’e açılmış ve gitmiş. Ama bugün görüyorum ki gitmemiş, burada” diyebildi.

Tarık o gün ilk kez, Nazım Hikmet için konuşamadı...



★★★

Hastalığı teşhis edilince, kanserle savaşta moralin önemini bilen Müjdat, hemen bir proje üretti.

Kadıköy’de, Taş Mektep ile Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni (MSM) aynı çatı altında bir araya getireceklerdi.

Ama kime gittilerse destek bulamadılar!..

Böylece Tarık’ı hayata bağlayacak, onun mücadele azmine güç katacak proje gerçekleşemedi.

★★★

Hastanede yattığını öğrendiğimde yurt dışındaydım.

Telefonla arayıp “Kardeş, birkaç gün sonra dönüyorum, seninle ikimizin de ortak mekanı olan Yeşilköy’deki Yüksel Balık Lokantası’nda buluşup, geçmiş günleri yad edeceğiz” dedim.

Güldü “Tamam, bekliyorum kardeş” dedi.

Maalesef bu, son konuşmamız oldu...

★★★



Bugün her 16 Eylül’de olduğu gibi Yüksel’deki masası yine çiçeklerle donatılacak ve servise kapalı tutulacak...

Bugün ayrıca Bakırköy’ün ünlü Taş Mektep’inde de anma töreni yapılacak.

Öğrenciler, öğretmenler, veliler ve dostları, okulun kurucusu Tarık Akan’ı, vefatının 7. yılında sevgi, özlem, minnet ve rahmetle anacaklar.

★★★

Hatırlayacaksınız, 1933 yılından itibaren ilk ve ortaokullarda  okutulan “Öğrenci Andı”, 2013 yılında kaldırılmıştı.

Büyük pişmanlıklarla sonlanan ‘Çözüm Süreci’nde PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, bunun ırkçı bir ‘And’ olduğunu öne sürerek kaldırılmasını istemiş, AKP iktidarı da ‘yetmez ama evet’çi yandaş liberallerin yoğun desteğiyle öneriyi hemen kabul etmişti.

Ancak ‘And’sız yeni uygulama Taş Mektep’te okuyan öğrencilerin ve velilerin büyük tepkisine neden olmuştu.

Atatürk ilke ve devrimleriyle Cumhuriyet’e yürekten bağlı bireyler olarak yetişen öğrenciler, okul yönetimine yazılı başvuruda bulunarak yeni bir ‘And’ istediklerini belirtmişlerdi.

Israrlar karşısında harekete geçen okulun kurucusu Tarık Akan da Büyük Şair Ataol Behramoğlu’ndan, bunu yazmasını rica etmişti.

O da şu dizelerden oluşan ‘Andı’, okula armağan etmişti:

★★★

Türkiye yurdumuz,

Türkiye sevincimiz,

Türkiye umudumuz,

Sen dünümüz, bugünümüz,

Sen yarınımızsın.

Ey büyük Atatürk,

Sen aydınlığımızsın.

Seni yaşatmak ülkümüzdür,

Andımız doğruluk, dürüstlüktür.

Uğraşımız eşitlik, adalet, özgürlüktür.

İlkemiz yurtta barış, dünyada barıştır,

Eşitlik, adalet ve özgürlüktür.

★★★

 

Öğrencilerin yeni ‘Andı’ okudukları ilk gün, okulun kurucusu da bahçedeydi.

Çocuklarının yurt ve Atatürk sevgisi temelinde eşitlik, özgürlük ve adalet kavramlarıyla bezenmiş marşı hep bir ağızdan coşkuyla söylemeleri karşısında çok duygulanmış, gözlerinden süzülen yaşları öğrencilerine göstermemek  için hemen odasına koşmuştu.

Tüm birikimini yatırdığı, yaşatmak ve kaliteli eğitim verebilmek için gece gündüz uğraştığı okulun çocukları dururlar mı?

Bir koşuda odasına doluşmuşlardı.

Artık hepsi ağlıyor ve bir ağızdan ‘Andı’ söylüyorlardı...

★★★

Eğer büyük aktör, Mustafa Kemal’in askeri, Cumhuriyet sevdalısı, milyonların sevgilisi Tarık Akan yaşıyor olsaydı, Taş Mektep’in başarıdan başarıya koşan öğrenci ve öğretmenleriyle bir kez daha gurur duyacaktı.

Rahat uyu sevgili arkadaşım.

Emanetin emin ellerde.

Taş Mektep ailesi ve dostların seni hiç unutmayacak ve unutturmayacaklar...