Kongre süreci ve hoca konusu 'şimdilik' hallolduğuna göre artık net olan şeyler üzerine yazma lüzumu doğmuştur...

Trabzonspor'da ikinci adamlar artık birinci adam konumuna geçti. Ağaoğlu'nun koltuğu yardımcısı Ertuğrul Doğan'a, Abdullah Avcı'nın yeri ise Orhan Ak'a kaldı.

Orhan Hoca'nın devam etmesi kararını olumlu bulanlardanım. Çünkü gelinen nokta yeni bir başlangıç noktası değil. Aksine bitmeye yakın bir yer. Dolayısıyla şu konumda yeni hoca kartını çekmek çok akıllıca değildi. Neden değil?

1- Önünde 11 lig, kupada final görürsen 14 tane maç kalmış. Ama bu oynamaya mecbur olunan sayı. Ligin hiçbir değerinin kalmadığını düşünürsek Trabzonspor'un gerçek manada 3-5 maçı var. Yeni hoca buraya anca yara bandı olurdu.

2- Adaylardan biriyle sezon sonu için söz kesersin. Ekonomiyi planlarsın, UEFA tehdidini halledersin, kapıyı süpürür yolu açarsın. Yönetimin ilk işi hoca değil. Maalesef öncelik değil. Gerçekçi olmak lazım.

3- Mevcut kadroda sezon sonunu görmek isteyen, kalıcı olmayan çok fazla oyuncu var. Yeni hoca enerjisini bu ikna sürecine veremez. Vermemeli. Abdullah Avcı'nın gidiş zeminini o ikna edemedikleri hazırladı.

4- Kulisi az yapılan bir şey var; Abdullah Avcı'nın dönüşü. Konuşulan tüm isimlerin arasında ikinci bahara gelmesi sürpriz değil. Bu geçiş sürecinin en tepesinde hala bu ihtimal var. Kapı açık bırakıldı. Zaman gösterir.

5- 25 milyon Euro bütçe ile yarışabilecek hocaya karar vermek 1 haftada olmaz. Olacağını düşünürsen vakit kaybedersin. Ertuğrul Doğan ve yönetimi Orhan Ak ile zaman kazandı. Bu konu organizasyonun en önemli ayağı.

Orhan Ak Trabzonspor için hedef bir teknik adam olmadığını kendisi de biliyor zaten. Görevi dar boğazları geçmek değil, gemiyi limana yanaştırmak. Sezonu bitirmesi hiçbir şeyi daha kötü yapmaz.