Sorumluluğu üzerinde taşıyan hükümet mi, yoksa “sorumsuz Cumhurbaşkanı” Tayyip Erdoğan mı?..
Biri başka bir şey söylüyor, diğeri başka bir şey...
Davutoğlu Ahmet “Çözüm süreci güçlü bir şekilde devam edecek” diyor, Tayyip başka telden çalıyor:
“Bu ülkede milli birliğimize kast edenlerle bir çözüm süreci devam ettirmek mümkün değil”
Bunların arasındaki çelişki devam ederken, Türkiye’de oluk oluk kan akıyor!..
* * *
Vahşi terör örgütü PKK’ya verdikleri tavizlerle tam 13 yıl şehitlerimizin kemiklerini sızlattılar!..
Her seçim öncesi bebek katili Apo’yu yağlayıp yıkayarak şehitler gelmesini önleyip oy peşine düştüler...
Terör örgütüne ne istedilerse verdiler, tıpkı Fethullahçılara olduğu gibi...
* * *
HDP heyetiyle “Dolmabahçe mutabakatını” açıklayan Başbakan muavini Yalçın Akdoğan hâlâ gaflet içinde, bakınız dün nasıl konuşuyor:
“Erdoğan’ı başkan seçtirmeyeceğiz aslında bir tahrikti. Peki seçimlerde rakipleri Cumhurbaşkanı mıydı? Değil. Siz niçin bir siyasi parti başkanı olmayan birini hedef alarak kampanya başlattınız?”
Demek bütün sıkıntıları buymuş ve çözümsüzlüğün adresi Tayyip Erdoğan’mış!..
Zira “Başkan” olmak isteyen ve HDP lideri Demirtaş’ın “Seni Başkan yaptırmayacağız” sözünden tahrik olacak tek kişi o...
Kaldı ki, meydanlara çıkıp Başkan olabilmek için 400 milletvekili isteyen bu zat...
Bir siyasi parti başkanı gibi kampanya yürüttü, muhalefete ağır sözlerle hücum etti...
Yalçın Akdoğan hafıza kaybı mı yaşıyor?..
* * *
Davutoğlu Ahmet dün grup toplantısında çıkmış konuşuyor:
“Ülkede yönetim boşluğu yoktur, olmayacaktır”
İki başlı yönetim, sarayın etkisinden kurtulamayan bir iktidar!..
Efendim terör eylemlerine bütün cevaplar verilmiş, bombalar atılmış...
Grup salonundaki kadrolu amigoların ıslıkları alkışları, sloganlar...
Şehitlerimiz de kurşun yarasından daha ağır gelen amigo tezahüratını yukarıdan acı içinde seyrediyor!..
* * *
İktidarın acizliği ve sürekli yanlış politikalar izlemesi ülkeyi yaktı!..
Sırf iktidarlarını sürdürebilmek için ülkeyi feda ettiler!..
Bırakın şu hamaseti!..
Bırakın şu boş böbürlenmeleri!..
Bırakın şu şişinmeleri!..
Siz önce akan kanın hesabını verin!..
Kurbağalıdere!..
İstanbul’un Kadıköy İlçesi için büyük bir sağlık sorunu halini alan ve yaydığı koku nedeniyle çevresi oturulamaz hale gelen Kurbağalıdere için yarın (bugün) halk eylem yapacak...
Dün Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ile bu konuyu konuştuk...
Nuhoğlu, “Bir kere baştan proje yanlıştı” diye anlatmaya başladı ve devam etti:
“Aslında çalışmaların denizden dereye doğru yapılması gerekirken aksi yapıldı. Derenin altından geçen kolektör kırıldı ve bütün atık su dereye verildi... Dere bir lağım kanalı haline geldi...
3 yıldır süren çalışmalar bir türlü bitirilemedi ve son olarak Büyükşehir Belediye Meclisi’nde bir konuşma yaptım.‘Siz tüneller yapıyorsunuz, metrolar yapıyorsunuz ama bir Kurbağalıdere’yi üç yıldır halledemediniz. Kasıtlı davranıyorsunuz demek istemiyorum, ama sonuç bir felaket” dedim.
Bu biraz etkili olmuş ki, çalışmalar hızlandı.
Şimdi derenin ağzında büyük bir atık çamuru oluşmuş durumda... Metan gazı çıkarıyor. Önümüzdeki cumartesi günü tarak gemisi gelip bu atık çamur kütlesini temizlemeye başlayacak ve dere biraz rahatlayacak.
Kırılan kolektör tekrar bağlandı... Kuvvetli poyraz rüzgarları olursa, deniz oldukça temizlenir ve koku çok azalır. Denizde koli basili ölçümlerini sürekli yapıyoruz”
Bekleyip göreceğiz, bakalım bu yılan hikayesi ne zaman bitecek?!.