Herkes sandık başına!..
Bu ülkede yaşıyorsanız, ekmeğini yiyip suyunu içiyorsanız, sandık başına gitmek zorundasınız!..
Bundan kaçınmak, demokrasiye ihanet ve yediğiniz ekmeğe, içtiğiniz suya nankörlüktür!..
Bugün sandığa gidip oy vermek, vatan savunması kadar kutsal bir görevdir!..
“Benim bir oyumdan ne çıkar” demek, ülkeyi sürü anlayışına mahkum eden bir zihniyettir!..
* * *
Bugün sandık başına gitmeyenin şikayet etmeye, dırdırlanmaya, ülke için söz söylemeye de hakkı yoktur!..
Ey seçmen!..
Bugün sandık başına gitmek de yetmez...
7 Haziran’da oyunuzu kullandınız ve sonuçlarını gördünüz...
O günden bu yana cereyan eden gelişmeleri değerlendirmeniz gerekir...
Körü körüne oy vermek hiçbir şeyi değiştirmez!..
Terazi sizsiniz, tartacak olan sizsiniz...
Sevgili halkım, zarfı sandığa atmak yetmez...
Aklını da kullan!..
İSPARK!..
Bugün siyaset yazmak yasak...
O halde bunun boşluğundan yararlanarak başka bir konuya girelim...
İstanbul Belediyesi İSPARK’ı kurarak, bütün cadde ve sokakları parselledi...
Başlangıçta iyi de oldu ve “Araç sahipleri mafya bozuntusu değnekçilerden kurtuldu” dedik...
Özel kıyafetli, ellerinde tahsilatı gösteren, fiş veren makineleri olan görevliler...
Ancak, bu kısa sürdü...
* * *
İSPARK, halkın cadde ve sokakları başkalarına devretmeye başladı...
Kafe ve lokantaların, kebapçıların önüne yeni İSPARK tabelaları konuldu...
Üzerinde “Bu alan falanca kafeye veya kebapçıya abone tahsis edilmiş-tir” yazılı levhalar...
İSPARK kafelerden, lokantalardan aylık veya yıllık abone ücreti alıyor, önündeki alanı onlara tahsis ediyor...
Böylece değnekçilerin adı değişti, “vale” oldu...
Ortaya modern (!) değnekçiler çıktı istedikleri fahiş paraları almaya başladılar...
İSPARK sayesinde vale saltanatı başladı...
* * *
Diğer bir uygulama ise kargaları bile güldürecek cinsten...
Bunlar İSPARK’ın “pembe” tabelaları...
O tabelalarda da şöyle bir yazı var:
“Bu alan filanca kafeye park ücreti alınmamak şartıyla abonelik tahsis edilmiştir”
Güya ücretsiz o caddeler de modern (!) değnekçilerin eline teslim edildi...
Şimdi İSPARK’ın Genel Müdürü özel aracıyla sıradan bir vatandaş gibi o pembe levhalı park yerlerine gitsin, valeye para vermeden park etsin de görelim!..
* * *
Valeler sadece o tahsis edilen yerlere değil, yer kalmadığı için araçları alıp diğer cadde ve sokaklara götürüp park ediyorlar, ellerindeki telsizlerle haberleşiyorlar...
Alınan para tutturabildikleri kadar; bu arada araç çizilmiş, çapılmış, anahtar kaybolmuş kimi kime şikayet edeceksin?..
Muhatap sadece organize çalışan valeler...
Trafiği engelliyorlarmış, etrafa kafa tutuyorlarmış, kim karışabilir?..
Hepsi hemşeri, çoğu akraba organize değnekçi grupları...
* * *
İSPARK Genel Müdürü ile İstanbul Trafik Müdürü bu durumu bilmez mi, denetlemez mi?..
İstanbul sahipsiz anladık, ama göz göre göre bu kadarı da olur mu?!.