Demiryolları, Cumhuriyet’in simgelerinden biri olarak 100 yıldır Türkiye’yi taşımaya devam ediyor. 1923 yılında kurulan genç Cumhuriyet’in ilk döneminde önemsenen konuların arasında demiryolları ağlarının genişletilmesi bulunuyordu. Türkiye’nin demiryolu tarihi, 1856 yılında bir İngiliz şirketine verilen imtiyazla inşa edilen 130 kilometrelik İzmir-Aydın hattıyla başlasa da Cumhuriyet’in kurucu kadroları, demiryolu ağı bakımından yetersiz bir ülke devralmıştı. Cumhuriyet sonrası dönemde ise demiryolu hatları milli çıkarlar doğrultusunda yapılandırıldığı, özellikle 1950’ye kadar demiryolu ağırlıklı bir dönem geçirildiği değerlendirmesi yapılabilir. Cumhuriyet dönemi öncesinden devralınan 3 bin 714 kilometrelik demiryolu ağına, 1923-1950 döneminde 3 bin 780 kilometrelik demiryolu ağı daha eklendi. Böylece 1950’de toplam hat uzunluğu 7 bin 671 kilometreye ulaştı.

AZ GELİŞMİŞ BÖLGELERE ULAŞILDI

Demiryolu ağlarının, ekonomik gelişmenin ülke düzeyinde yayılmasını sağlamak için özellikle az gelişmiş bölgelere ulaşması amaçlandı. Bu çerçevede 1927’de Kayseri, 1930’da Sivas, 1931’de Malatya, 1933’de Niğde, 1934’te Elazığ, 1935’te Diyarbakır, 1939’da Erzurum, demir yolu ağına bağlandı. Söz konusu tarihten sonra kara yolları yatırımlarına öncelik verilirken, 1950’de 7 bin 671 kilometrelik demir yolu ağı, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı olan 2023 itibarıyla 13 bin 919 kilometre olarak gerçekleşti.


Asırlık çınar TCDD


Demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesi çalışmaları bağlamında devlet eliyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD), Cumhuriyet döneminde altyapı ve tren işletmeciliği görevini üstlendi. 1927 yılında Devlet Demiryolları ve Limanları İdare-i Umumiyesi’nin kurulması ile yabancı şirketlerin ellerindeki demiryolları dışında kalan, ülkedeki diğer demiryollarının inşa ve işletilmesi tek elde toplanmasıyla modern TCDD’nin temelleri atıldı.